İttifak ve tartışmaları gündemdeki yerini korurken Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ile İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener bir araya geldi. Erdoğan'a 'tek adam' eleştirisinde bulunan iki lider görüşme sonrası Millet İttifakı'na katılan partilerin bir manifesto açıklayacağını söyledi.
Saadet Partisi Genel Başkanı Karamollaoğlu ve İyi Parti Genel Başkanı Akşener, İyi Parti Genel Merkezi'ndeki görüşme sonrasında açıklamalarda bulundu.
Akşener, "Memleketin önemli meselelerini istişare etme fırsatı bulduk. Ziyaretleri için teşekkür ediyorum. Bu istişarelerimiz elbette devam edecek" dedi. Ekonominin gidişatıyla ilgili de konuşan Akşener, "Sayın Erdoğan'ın müthiş ekonomistliğinin ispatı için kendini yerden yere atan bir bürokrasi anlayışı ile karşı karşıyayız" ifadesini kullandı.
Karamollaoğlu ise,"Özellikle son dönemde takındığı tavır, ortaya koyduğu fikirler itibariyle tebrik etme ihtiyacı da duydum. Kendisinin Cumhurbaşkanlığı adaylığından feragat etmesi kanaatime göre önemli bir adımdı" diye konuştu.
"İnsanlar söze doydular, icraat bekliyorlar"
Karamollaoğlu'nun açıklamalarından çıkan satır başları şu şekilde:
"Ülkemizin problemleri çok ve her geçen gün artıyor. Bu problemlerin çözümü sağlam politikalarla gerçekleştirir. Seçimlere normal şartlarda 1.5 yıldan fazla zaman var ama öyle gözüküyor ki sayın Cumhurbaşkanı Meclis açıldıktan sonra Meclis'te seçim kanunlarıyla ilgili bir takım değişikliğe gidecekler. Kısa vadeli menfaatlerini geliştirmek için yaptıkları açık. Kamuoyunda son zamanlarda oluşan hava ne olursa olsun problemler çözülmediği sürece vatandaşın rahat etmesi mümkün değil. İnsanlar söze doydular, icraat bekliyorlar. Önümüzdeki seçimler önemli bu konuda da dirsek temasına ihtiyaç var."
"En büyük sıkıntı Erdoğan'ın bütün şikâyetleri politik olarak algılayıp reddetmesi"
"Esas mesele ister tek adam sistemi, ister parlamenter sistem... Esas mesela insanların dertlerini çözecek politikalar üretmek. Bizim en büyük sıkıntımız Sayın Erdoğan'ın bütün şikayetleri politik olarak algılayıp reddetmesi.
Mutlaka denetlenebilir yönetime ihtiyaç var. Bir ülkede her hakim, her savcı, her emniyet müdürü yanlış yapar diye bir şey yok. Önlenmezse sorun çıkar tehlike burada. Başkanlık sisteminin getirdiği problem de buradan kaynaklanıyor. İtirazlara itibar edilmiyor."
Döviz kurlarındaki yükselişe ilişkin olarak da açıklama yapan Karamollaoğlu, "Siz işi ehline vermezseniz problemi çözemezsiniz. 'Problemi çözmüyorum değil anlamıyorum' diyor Merkez Bankası Başkanı. Bir Merkez Bankası Başkanı dolar yükselirken neden yükseldiğini fark edemiyorsa çözüm üretmesi mümkün değil" değerlendirmesinde bulundu.
"Erdoğan'ın son dönemlerde bir alışkanlığı var; kimsenin, devlet görevlisinin olmadığı görüşmeler"
Toplantıda konuşan İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener şu ifadeleri kullandı:
"Sayın Erdoğan'ın son dönemlerde bir alışkanlığı var. Kimsenin, devlet görevlisinin olmadığı görüşmeler. Ne konuşuldu, ne oldu bu ülkede kimse bilmiyor sadece sayın Erdoğan biliyor. Soçi dönüşünde verdiği bir beyanat var sayın Erdoğan'ın parlamenter sisteme dair bir bakış açısı var. Partili Cumhurbaşkanlığı savunmuş sayın Erdoğan ancak bizler Soçi'deki ya da Biden ile görüşme gibi istişarelerden uzak davranış biçiminin aslında tek adam sisteminin oluşturduğunu biliyoruz."
"'13. Cumhurbaşkanı Millet İttifakı adayı olacak' demiştim"
Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı adayı olmadığını, başbakanlığa talip olduğunu açıklayan Akşener bu konuya tekrar değinerek:
"Ne söylediğim çok açık ifade ettim. Dolayısıyla bir sistemin tartışılması gerektiğini... Millet İttifakı'nın adayını herkes çok merak ediyor. Daha önce bir programda alsınlar seçim kararını 13. Cumhurbaşkanı Millet İttifakı adayı olacak demiştim. Benimle ilgili zaman zaman ortaya konan sorulara da net bir şekilde cevap verdim."
"Erdoğan'ın müthiş ekonomistliğinin ispatı için kendini yerden yere atan bir bürokrasi anlayışı ile karşı karşıyayız"
"Sayın Erdoğan talimat verdi. Özerk olduğu iddia edilen Merkez Bankası Başkanı talimatı yerine getirdi. Sayın Erdoğan'ın müthiş ekonomistliğinin ispatı için kendini yerden yere atan bir bürokrasi anlayışı ile karşı karşıyayız. Demek ki neymiş ekonomi içinde kanun, hukuk, adalet, demokrasi gerekiyormuş. 'Tak diye söyledi şak diye' yapıldı."