İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener partisinin grup toplantısında Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'a, "Kaldır gizlilik kararını, beni ifade vermeye çağırın, FETÖ'nün siyasi ayağı kimlermiş konuşalım" diye çağrıda bulundu.
Konuşmasının devamında Osman Öcalan'a yönelik Erdoğan'ın, "Kırmızı bültenle arandığını bilmiyordum" sözlerine tepki gösteren Akşener, "Yarın Osman Öcalan'a yaptığınız gibi TRT üzerinden, TRT'yi Pensilvanya'ya gönderip terör elebaşıyla röportaj yapmanızın önüne geçmek için çağrı yapıyorum, araştıralım. Kim kimin ortağıymış konuşalım, araştıralım. Kim kimle iş tutmuş, konuşalım, kim kimin döşeğinde yatmış araştırılsın" diye konuştu.
Akşener, "Kumpas davalarının savcısı olmakla övünenleri bir kez daha Allah'a havale ediyorum. Bu vesile ile Ergenekon kepazeliği sonucunda beraat eden tüm mağdurlara geçmiş olsun diliyorum. Ülkemiz yepyeni bir dönemi eski ve büyüyen sorunlarla karşılıyor. Zaman zaman devletlerin sorunları olur fakat bu kez yaşananlardan ve sonuçlarından ders çıkarmayan, aynı hatalara tekrar düşen bir iktidar var. Dünya birkaç gündür G-20 zirvesini konuşuyor. Türk milletine bambaşka bir hikâye anlatılıyor. 'Trump bizi seviyor, yaptırım olmayacak' manşetlerine inanmayın. Türkiye'ye tezgâh hazırlayanlara karşı elbette devletimizin yanındayız ancak düne kadar düşman olan Trump'ı cici çocuk ilan eden medyaya bakmayın. Trump'ın Erdoğan'la yaptığı görüşme esir alındığımızı ortaya koydu" dedi.
"Anlaşılıyor ki S-400'ler alınsa bile bir depoda küflenmeye terk edilecek" diyen Akşener, "Vatandaşın parasıyla gıcır gıcır patriotlar alınmaya devam edilecek. Bir silah satma yarışının aktörü oldu çıktı Sayın Erdoğan. Libya'da olanlar iktidarın yaşananlardan ders çıkarmadığının bir başka kanıtı. İktidar Suriye'deki hatalarını daha küçük ölçekte Libya'da tekrar ediyor. 6 vatandaşımız Libya'da çatışan grupların eline rehin edildi" ifadesini kullandı.
Akşener, "Erdoğan'ı kimler nasıl ikna etti anlamakta zorlanıyorum. Erdoğan'ın yakın çevresi ve ortağı tarafından oyuna getirildiğini düşünüyorum. Birileri size tek adam rejimine ikna etti, nefsinize iyi geldi peki sonuç ne oldu? Şimdi her yanlış kararın bizzat siyasi sorumluluğu değil misiniz? Herkes kenara çekiliyor, siz ortada dört dönüyorsunuz. İktidar nimetleriyle onlar gününü gün ederken siz yalnız kalıyorsunuz. Ak Parti ile Saray'ın arasına fersah fersah mesafe girdi. Bunların faturası hep size kesiliyor. Kendiniz ettiniz, kendiniz buldunuz" diye konuştu.
Akşener, "Millet ortak akıl, rasyonel yönetim istiyor. Siz her şeyi biliyor gibi davranıyorsunuz, millet israf olmasın istiyorsunuz. Siz 300 araba ile gezip Saray'ın masraflarını büyütüyorsunuz, varınızı yoğunuzu o 5 müteahhitin önüne seriyorsunuz. Yapmayın, Türkiye'de daha fazla eziyet etmeyin. Sizi bu makama getiren milletinize karşı duyarlı davranın" çağrısında bulundu.
Akşener, hükümetin milletle inatlaşmaya devam ettiğini belirterek "Sandıkta başaramadıklarını vesayetle yapmaya başlıyorlar. Belediye başkanlarının yetkilerini alıyorlar. Millet ehil olanı seçmedi demek bildiğiniz cunta kafasıdır. Milletin iradesini beğenmeyen bir yönetim olamaz. Sayın Erdoğan'a bir kez daha hatırlatıyorum; siz kendinizi millete anlatamadığınız için değil, milleti anlamadığınız için yenildiniz. Siz yandaş medyanız ile millete sesinizi duyurdunuz ama milletin feryadını duymadınız. Milletle aranıza 300 araba, 1100 odalı Saray oldukça milletten uzaklaşırsınız. Saray'la saadet olmaz. Saray öyle bir paralel evrendir ki sandıktaki mesajı bile anlayamazsınız. Türk milletinin kararına saygı duyun, vesayet girişimlerine son verin" dedi.
Erdoğan, "Çıkıp milletten af dileyeceklerine hâlâ aklımızla alay etmeye devam ediyorlar. Küçük ortak açıklama yapıyor; 'Öcalan cani HDP'ye tarafsızlık çağrısı yapıyorsa bunu görmezden gelemezdik.' Dün flu görüyordu bugün görmeden duramıyordu. Küçük ortak dememe de kızıyor ne diyeyim, eş başkan mı diyeyim? Peki Sayın Erdoğan ne diyor, 'Ben Osman Öcalan'ın kırmızı bültenle arandığını bilmiyordum.' Bilmiyordur, bilmiyordur. Kandırıkçılar tarafından senelerdir kandırılıyor. Ama TRT'ye güveniyorum diyor. Bir de bu rezilliğe imza atanlara, bir de bu işe sahip çıkıyor. Sayın Erdoğan, TRT ekranlarına çıkarılan o adam karakollarımıza saldırmış, 74 vatan evladımızı şehit etmiş bir alçaktır. Hadi bizi, milletimizi saf sanıyorsun, atıp tutuyorsun da mahşerde şehitlerimize ne diyeceksin? Devlet yönetiyorsun devlet, bu nasıl ciddiyetsizliktir. Milletin vergileriyle saltanat süren TRT öyle ya da böyle TC.'nin kanalıdır. Orayı terör örgütünün borazanı haline getirmekten hicap duyun" ifadesini kullandı.
Akşener, Erdoğan'ın geçen haftaki grup toplantısına da değinerek, "Grup toplantılarını iyice dedikodu seanslarına çevirdiler. Erdoğan gelmiş bana kızıyor, 'Yaptıklarımız için niye teşekkür etmiyorsun' diyor. İdarecinin milletten minnet beklediği nerede görülmüş, şaka gibi bir ülke olduk sayenizde" dedi.
Akşener, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Yol yaptın diye köprü yaptın diye teşekkür bekleyemez, böyle küçük düşünemezsin. El âlem Mars'a gidecek bizimki köprüyle övünüyor. O ballı ihaleleri alan müteahhitler teşekkür etsin sana. Milletin cebinden alıp onların cebini doldurdunuz yıllarca. Milyonlarca genç işsizimiz var. Onlar için ne yaptın? Milletin işi yok, araba alacak, bir arabanın deposunu dolduracak parası yok. Onlar için ne yaptın? Suriyeliler evlerine gider, teşekkür ederim. Emeklilikte saraya takılanların sorununu çözersin, milletin kanını emen hırsızlardan hesap sorarsın o zaman teşekkür ederim. Ben selam verene bile teşekkürü borç bilirim, senden neden esirgeyeyim. 3-5 müteahhidin cebini doldurdun diye teşekkür bekliyorsan daha çok beklersin. Dün yaptığınız yollar, ki bu görevinizdir, bugün karın doyurmuyor Sayın Erdoğan."
"Bu arada dedikodu seansının geçtiği grup toplantısında içişleri bakanlığı yaptın yolları neden sen yapmadın dedin. Abdullah Öcalan'ın kardeşi katil Osman Öcalan'ın katil olduğunu bilmeyen başbakan cumhurbaşkanı, elbette İçişleri Bakanlığı'nın terörle mücadele olduğunu bilmez. Sana tavsiyem her türlü evrak elinin altında. Bu 8 ayda hangi emirleri imzalamışım hangi terör mücadelesine ilişkin en kritik kararları almışım? Öğren öğren. O İçişleri Bakanlığı'nı meşgul eden iftiracı zat da öğrensin ve görevinin asayişi sağlamak olduğunu öğrenin. Böyle bir ciddiyetsiz insan grubu görülmemiştir. Hâlâ teşekkür bekliyorsun, hiç kusura bakma. Bizden Sayın Bahçeli gibi olmamızı sakın bekleme. Hani her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır denir ya her başarısız iktidarın ardında bir Bahçeli vardır. Her ekonomik krizin arkasında bir Bahçeli vardır. Girdiği her ortaklık bir daha iflah olmuyor. Çok şükür biz ucuz atlattık. İyi ki bizi attı."
Ben de Sayın Bahçeli'ye bir teşekkür edeyim. Hakkı teslim ederim, terörist başının mektubuna sahip çıkarak, iftira atarak, nefret kusarak İyi Parti'yi kurmamızın ne kadar doğru olduğunu, davamızın ne kadar haklı olduğunu cümle aleme kanıtladın. O yüzden Sayın Bahçeli size de teşekkürler.
"Baktı ki teşkilatları çözülüyor; hatalar, günahlar bir bir ortaya dökülüyor; baktı ki herkese bir cesaret gelmiş, aziz milleti 'Bunların miladı doldu, helal olsun Meral Hanıma' diyor, kendisini aldı bir telaş. Ön almak lazım, gözdağı vermek lazım. Eh bunu deye deneye yorgunluktan ölecekler hâlâ anlamadılar. İnanmış bir insanın yüreğinde korku olur mu? Ecel ne bir nefes evvel ne bir nefes sonradır. Canınızın istediğini ardınıza koyarsanız siz bilirsiniz. Şimdi, bakın bir şey diyeceğim, Sayın Erdoğan'ın yanında muhtemelen okumuş yazmış birkaç kişi vardır. Kendilerine tavsiyem kelebek etkisi ve kaos teorisinin bir özetini çıkarsınlar, okumasını sağlasınlar. Kelebek etkisi İyi Parti'dir. Kelebek etkisi 7 Haziran 2015'tir. Kelebek etkisi namuslara şereflere atılan iftiralardır. Bundan sonra atacağınız adımlara umarım yol gösterir."
"Kaçacak deliği olanlar hadi gene iyisiniz ama cumhurbaşkanlığı makamında oturuyorsun, Meclis'ini delik görüyorsun, milletvekillerini de fare görüyorsun, ayıptır. Manisa'da ben çantamı hazırladım çıktım ve dedim ki bu çanta Sayın Erdoğan Menderes'in, Demirel'in elindeydi. Bu çanta Ecevit'in, Alparslan Türkeş'in elindeydi,. Bu çanta Pınar Hisar'a giderken senin elindeydi. Ahan da şimdi benim elime verdin, sağ olasın, teşekkür ederim."
"25 Haziran'da gene bana çemkirdiği gün savcı gene bir yazı yazıldı, 2016'da açılmış dosyamın telefonlarımın HGS kayıtlarını istiyor, günaydın. Böyle ciddiyetsizlik olabilir mi! Bunun anlamı; 'kızım sana söylüyorum gelinim sen anla'dır. Başarısız oldular, çok kızdılar ama Saray öyle bir pozisyonda ki, İstanbul Ankara Adana Antalya seçimlerinin faturasını şahsen bana ve partime kesti. Biz bundan şeref duyarız, şeref duyarız. Tek adam diye tutturup koca devleti üç beş zibidiyle yönetmeye kalkan ben miyim? Neredeyse her hafta FETÖ'nün siyasi ayağı araştırılsın diye verdiğimiz önergeleri reddeden ben miyim? Siyasi ayak kimdir diyoruz, siz de diyorsunuz ki bu ne ayak? Ben hukuk var ülkede diye bir cümle de sarf etmem. Ama ben bu soruşturmayı Türkiye'de oynanan o orta oyunun perdesini yıkmak için Allah'ın görevli kıldığına inanıyorum. Tek bir şey istiyorum kaldır gizlilik kararını beni ifade vermeye çağırın. Çağırın ki FETÖ'nün siyasi ayağı kimlerdir konuşalım, araştıralım. Kim kimin ortağıymış konuşalım, araştıralım. Kim kimle iş tutmuş, konuşalım, kim kimin döşeğinde yatmış araştırılsın. Kimler turizm acentesi gibi uçak dolusu adamlarını bunlarla istişare yapmaya göndermiş konuşalım araştırılsın. Babam sizin için, Hoca efendi için, gece dua ediyor diyen damatları konuşalım, araştırılsın."
"Bakanlık makamında oturan damadın kızı FETÖ'cü olduğu için gelip kapınızda ağlayanları konuşalım, araştıralım. Yarın Osman Öcalan'a yaptığınız gibi TRT üzerinden, TRT'yi Pensilvanya'ya gönderip terör elebaşıyla röportaj yapmanızın önüne geçmek için çağrı yapıyorum, araştıralım. Sayın Erdoğan Anadolu'da bir söz vardır; iti öldürene sürütürler."
"Ayrılığa, gayrılığa izin vermeyeceğiz. kamplaşmaya, kutuplaşmaya izin vermeyeceğiz. Mutlu umut dolu bir Türkiye'yi hep birlikte kuracağız. Artık biz varız, etik ektik yetişecek. Çoğu gitti azı kaldı. Bütün yollar bitişecek. Alparslan Türkeş demiş ki, "Aziz milletim, zulme boyun eğmeyen asil bir başkaldırışın eseridir İyi Parti. Ben Türk milletini sokaklarda ıspanak fiyatına satılan demokrasiye, rüşvet hileyle çiğnenen hukuk düzenlerine, tefeciliğe, kara borsaya yer veren bir iktisadi yapıya çağırmıyorum. Türlük yoksullukla savaşa, adaletle yarışa, birliğe, kardeşliğe kısacağı hak ve hakikat yoluna çağırıyorum.' Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Türkiye eskisi gibi olmayacak."