İyi Parti Genel Başkanı ve cumhurbaşkanı adayı Meral Akşener, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Millet Kıraathaneleri kuracağız" açıklamasını eleştirdi. Akşener, "Yeni bir çılgın proje duyduk. Ya kahve açıyor, kahve. Kahve açacağına, emeklinin cebine para koy, para" dedi.
İyi Parti Genel Başkanı ve cumhurbaşkanı adayı Akşener, seçim çalışmalarına bugün Rize'de devam etti. Burada partililere seslenen Akşener İyi Parti'nin seçime girmesini engellemek için 24 Haziran seçimlerinin ortaya çıkarıldığını savundu. Akşener, şunları söyledi:
"Sonrasında biz seçime girme hakkını, bildiğiniz yoldan elde ettik. Bugüne kadar Sayın Erdoğan rakiplerini seçti, onları kum torbasına çevirdi, canı istediği gibi davrandı, 16 yıldır kazandı; ama karşısına ilk defa şerbetli bir gelin çıktı. Şimdi gelin çıktı, bir türlü düzen tutmuyor. Gelinin önünü kesmek, partisini seçimin dışında bırakmak için bu iş yapıldı; ama sonuçta hep birlikte biz seçime giriyoruz. Yolda gelirken, adaylarımız bana dediler ki 'Rize’yle ilgili çayı konuş'. Çay zahmetli bir iş. Hatırlıyorum, Sayın Erdoğan, 2002'de çayın 2 lira olması gerektiğini söyledi. 16 yıl sonra faiz aldı başını gitti. Dolar uçtu, enflasyon var, cari açık göklere çıkmış ve 'Rize'nin çayı hala 2.45' denilip de 1.6'dan satılıyorsa oğlunuzu değiştirme, gelini getirme zamanı gelmiştir."
Gençlerin işsiz olduğunu dile getiren Meral Akşener, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bunu bildiğimiz, gördüğümüz için biz programımızda 'Devlet gencine iş vermek zorundadır, iş veremediği süre içerisinde 500 lira vatandaşlık maaşı vereceğiz' dedik. Herkes hopladı. Her şeye para bulunuyor, gençlere gelince para bulmak yok. Emeklinin durumu zor. 'Emekliye her bayram, iyi bayramlar ikramiyesi gibi 1500 lira iki bayram para vereceğiz' dedik, 1000 lira para verildi. Türkiye’de uzun bir zamandır CHP ile AK Parti arasında tercih yapmak zorunda kalan seçmen, bir üçüncü yolla karşı karşıya. Bu cumhurbaşkanlığı için de milletvekilliği için de geçerli. İYİ Parti herkese iyi geldi. Tayyip Bey ve arkadaşlarına da iyi geldi. Her 29 Ekim, 23 Nisan, 10 Kasım, 19 Mayıs'ta hepsi hastalanırdılar. Biz partiyi kurduk, hepsi beraber turp gibi oldular. Şimdi ekonomi vaatlerine de iyi geldi. 453 milyar dolar borcumuz var. 70 milyar dolar fabrikaları sattılar, özelleştirmeden gelen para; 16 yılda 2 trilyon dolar vergi toplandı. Bu paraya nereye gitti? Fabrika açılmadı, sizin cebinize girmedi, gençlere iş bulma imkanı sağlanmadı."
Tarımda ve sanayide, üretim odaklı ekonomi modelinin ortaya konulmaması halinde, fındığın çarçur olacağını kaydeden Akşener, "Aracılara, FETÖ'cülere pazarlarsın daha sonra başka bir yandaşa pazarlarsın stratejik ürün olan fındığı çarçur eder gidersin. Dünya fiyatını belirlemesi gereken Türkiye, fındıkta ağzını açar, gökyüzüne bakar hale gelir. Birinci yanlış bu. İkinci yanlış, çay. Çay politikan olmazsa Karadeniz’in stratejik iki ürünü, göçü önlüyor. İnsanların hayatını sürdürmesine sebep oluyor, oğlanı evlendiriyor, kızı evlendiriyor, çocuk okutuyor, bu stratejik iki ürünü Türkiye’nin mihenk taşı yapmazsanız yine gökyüzüne ağzınızı açar, bakarsınız. 'Yerli ve milliyim' diyenler, önce bu pazarlama şirketlerinin ne olduğuna bakacaklar, ona göre bir düzen tutturacaklar. Biz bunu yapacağız işte. İran’dan, bilmem nereden çay getir; Rize’deki üretici ise maliyetinin altında çayını satmak zorunda kalsın. Niye çaya, pancara, tarım ürünlerimize kota koyulur? Ağabeyleri istiyor, onlar kota koyuyor. Yerli, milli ya" diye konuştu.
Şeker fabrikalarının satılmasına yönelik eleştirilerde bulunan Akşener, şunları kaydetti: "Hani Amerika’ya Osmanlı tokadı? İçeride görüşme tıs, arkasından 14 şeker fabrikasının satılması. Şimdi 'Gençlere iş bulacağız' diyorum. '50 milyar dolar her yıl yatırım yapacağız, fabrika açacağız, gençlerimize 5 yıl sonunda Türkiye’de 11 olan işsizliği 5.6’ya indireceğiz' diyoruz. 'Kaynağı nerden bulacaklar?' diyorlar. 'Gençlere maaş ödeyeceğim' diyorum, 'Kaynağı nerden bulacaklar?' diyorlar. Ağabeyler, bakanlar arabalara biniyor. Buraya ziyarete gelen bakanların arabalarına bir bakın. Onların parasını siz veriyorsunuz. Eşleri, kardeşleri, oğulları, kızları, gelinleri, damatları aynı arabalara biniyorlar. Siz paralarını ödüyorsunuz; sizin çocuklarınız işsiz, bakan çocukları trilyonlarla oynuyor. Ondan sonra yerli ve milli. Ben 'İnin o arabalardan' diyeceğim. O arabalardan inilecek ve gençlerimize maaş bağlayacağız. Kredi kartından 4,5 milyon insan takip altında. 'Bunların borçlarını sileceğiz' diyoruz, herkes 1 metre hopladı. Arabaların, devlet kurumlarının kiralarının bedellerini siz ödüyorsunuz ve o 8 milyar Türk lirası bir defalık bu borçluların borcunu sildiğiniz zaman ailelerin intiharının önüne geçiyorsunuz. 1 senede 6 bin küsur intihar oldu bu işlerden dolayı. Biz insan odaklı, milletimiz odaklı projeler hazırlıyoruz. Bu arada devlet kurumları ne yapıyor bir bakalım, dedik. Çok enteresan, TİKA geldi kaşımıza. TİKA için çok hopladılar. Meğer yıllık 8 milyar dolar para harcıyor. 'Nereye gittiği, ne yapıldığı, kime, ne verildiği belli' diyor. Bunun 6,5 milyar doları hazineden yani sizin paranız. Şimdi ne kadar bu tarzda kurum varsa hepsini inceleyeceğiz, tasarruf yapılmasını sağlayacağız. Senin çocuğun aç gezerken, oralarda ballı maaş alan her bir haramzade de güle güle olacak."
Ekonomik gelişmeler üzerinden hükümeti eleştiren Akşener, konuşması sırasında kalabalıktan bir gence seslenerek, cebinde kaç para olduğunu sordu. '10 lira' yanıtını alan Akşener, "Sizin çocuklarınız AK Parti'den kağıt getirmeden uzman çavuş olamıyor, taşeron işçisi olamıyor. Ama bunların kendi yakınları rektör, vali ve kaymakam yanında 1 ay çalışıyor; ballı maaşlara konuyorlar. Oğlum kaç liran var cebinde? Bu soruma da çok kızıyor. 10 lirası varmış. Seyfettin'in cebinde 10 lira var; ama bakan çocuklarının trilyoncukları var, biliyor musunuz? Bir bakan, bir oğluna 'Neredesin oğlum?' diye soruyordu. 'Evdeyim baba'. 'Hangi evdesin oğlum?', 'Rezidanstayım baba'. 'Evde para var mı oğlum?', 'Yok be baba çok para yok, 2 trilyoncuk baba'. Seyfettin'in cebinde 10 lira, bir baltaya sap olamamış bakan çocuğunun evinde 2 milyon Türk lirası. İşte bunlar bakan çocukları, işte bunlar da vatan çocukları. Bakan değil de vatan çocuklarının yanında olduğum için herkes bana kızıyor. Ama vatan çocukları, bu ülkeyi yöneteceklerdir inşallah" diye konuştu.
Gençlerin işsiz, emeklilerin de ekonomik sıkıntı içinde olduğunu kaydeden Meral Akşener, hükümetin bazı projelerini eleştirerek, şunları söyledi: "Bu çılgın projeler var ya havada uçuşuyor. 3 gündür soruyorum. Diyorum ki 65 milyar dolar oraya yatırılacak; buradan Türkiye'ye yani Rize'ye yani İstanbul'a yani Ankara'ya Edirne'ye Şırnak'a hangi gelir gelecek? Şimdi buna cevap vermeyince yeni bir çılgın proje duyduk dün itibarıyla. Ya kahve açıyor, kahve. Kahve açacağına emeklinin cebine para koy para. Kahveler ikiye ayrılır. Birisi emekli kahvesi biri genç kahvesidir. Emekli kahvesinde sohbet yapılır, çay içilir, namaz saati belirlenir. Emekliler, kahvede 2 çayı zor içiyor. Doğru mu? Kahve açacağına koy cebine parasını canı nerede isterse orada çay içsin. Gençlere iş istihdamı yarat, o süre içerisinde o çocuklara imkan sağla ve kahveden kurtar. Şimdi onun yerine kahve açıyor. Ama bu 65 milyar doları nereye hangi fayda sağlayacağını hep birlikte inşallah takip edeceğiz. 16 yılda 2,5 trilyon paranın Türkiye'ye yansıması sadece bölünmüş yol. Sadece bölünmüş yol. Hastaneler, köprüler, havaalanı hepsi yandaş müteahhidin. Hepsine müşteri garantisi verilmiş. Sayın Erdoğan 'Hastanelerimiz tam kapasite çalışacak' demiş. Bu ne demek? 'Hepiniz hasta olun' demek. Hasta garantisi verilir mi kardeşim? Siz hastalanmasanız parayı da cebinizden ödeyeceksiniz? Devlet büyük yatırımları yapar, özel sektör ise kahve açar." (DHA)
"Üzerinizde hakkım var" diyen İyi Parti Genel Başkanı Akşener, partililerden 24 Haziran seçimlerinde cumhurbaşkanlığı için şahsına, milletvekilliği içinde de kürsüye davet edip, tanıttığı vekil adaylarına oy vermelerini istedi. Kalabalıktan 'Adalet istiyoruz' sloganlarının yükselmesi üzerine Akşener, "Adaleti de tesis edeceğim. Adaletten en fazla zarar gören, benim merak etme. Adaleti, hukukun üstünlüğünü, demokrasinin tekrar tam olarak uygulanmasını ve parlamenter demokrasiyi tahkim etmeyi zaten söz olarak verdik. Aranızda olmaktan büyük bir mutluluk duyduk. Allah sizden razı olsun" dedi.