‘Al Sana Metin, Ver Bana Görüntü’

‘Al Sana Metin, Ver Bana Görüntü’
Bugüne kadar gördüğünüz festivallerden çok farklı bir festival 9 Haziran Salı günü sizleri bekliyor… Herkes katılabiliyor: Kendi imajını kendin yaratıyor. Verilen metinlerin karşılığında görüntüler yüklüyorsun. Ve son gün geldiğinde oturup kendi filmini seyrediyorsun… Filminizin karelerini oluşturacak, hikâyelerin cümleleri hergün internet sitemiz Tempo24’te yayınlanıyor. www.alsanametinverbanagoruntu.com adresinden hergün yayınlanan cümleye, herkes bir imaj gönderebiliyor, böylece 9 Haziran Salı günü festivalin son günündeki medya performansın bir parçası oluyor. Sahne ile imajın buluştuğu festival, Temps D'Images; 26 gün boyunca hergün bir cümlesi yayınlanmış hikayenin, gönderilen görüntüler eşliğinde, yazarı Murat Uyurkulak tarafından canlı olarak okunması ile sona eriyor. Performanstan sonra Nekropsi'nin “Geliştirilmiş Hipodrom Konseri” var. Herkes kendi imajını yaratıyor… Murat Uyurkulak 26 cümleden oluşan bir hikaye yazdı. Selçuk Artut konsepti tasarladı ve onun öncülüğünde Sabancı Üniversitesi'nde Interaction Lab uygulamayı gerçekleştirdi. Hikâyeden bir cümle, hergün internet sitemiz Tempo24’te yayınlanıyor, radyolardan anons ediliyor, Beyoğlu'ndaki birçok cafe'de hesapla birlikte veriliyor, elden dağıtılıyor, facebook grubundan ve farklı mecradan duyuruluyor. Herkes bu cümleden hareketle internet sitesine görüntü gönderebiliyor. Böylece kendi imajını kendi yaratmış oluyor. Daha önce yüklenen görüntüleri de hikayenin cümleleri eşliğinde siteden izleyebiliyor. Daha detaylı bilgi için www.alsanametinverbanagoruntu.com adresine girmek yeterli. “Siteye girerseniz ne yapmanız gerektiğini detaylı şekilde izleyebilirsiniz. Görüntü yüklemek ve görüntüleri izlemek için “görüntü yükle”ye tıklamanız yeterli. Metinle denkleştireceğiniz yüzlerce fotoğraf sitede yer alıyor. Güzel bir manzara resminden, bir kurbağa resmine değin, hemen her anlatımın karesi mevcut…. Filminizin bir sahibi bir sürü hissedarı olsun Bir film yapmak istiyoruz biz, bu filmimizde arzu eden herkes oynasın istiyoruz. Yaptığımız sanat üretiminin bir tane sahibi olmasın, bir sürü hissedarları olsun. Filmimizin bir karesi benim, bir karesi onun olsun. Martin Heidegger’in “Sanat Ürününün Kaynağı” makalesinde dile getirdiği gibi günümüzde sanat nesnesi salt onu üreten sanatçının ürünü olarak kabul edilemez. Sanatsal üretim, gerçekliğin yorumlanması veya yansıtılması olarak algılanmamalı, toplumun ortak anlayışının yansımaları olarak algılanmalıdır. Bu açıdan işbu film bizim filmimiz. Birbirinden kopuk, tanecikli düşüncelerin ortak filmi. Sıralı, anlam içeren, bütünü olan bir film. Benim algımla senin algının bir araya geldiği bir hemzemin. Biz, size bir hikaye vereceğiz, ama her gün bir cümlesi gözükecek. O gün o cümle size ne ifade ediyorsa, sizin bize onu kurgulamanızı, görselleştirmenizi ve yollamanızı istiyoruz. Sonrasında elimize ulaşan kareleri peşi sıra dizip bir film yapacağız. Görsel anlatım dili olarak kopuk kopuk kimbilir belki de rastlantısal bağlantılı ama metinsel bütünlüğü taşıyan bir iş üreteceğiz. Sonra da oturup hep beraber izleyeceğiz. Sonrasında olan bitene sadece bakmak veya derinlemesine görmeye çalışmak da bizim işimiz. Yani "al sana metin, ver bana görüntü" oynayacağız.

Gün gün daha önce ilan edilen cümleler: 13 Mayıs Kör olasım var mesai saati bitmeden önce, kör bakasım, dikiyorum gözlerimi güneşe. 14 Mayıs Bakarken güneşe, yumurta kokusu misali tekinsiz bir utanç hissiyle kamaşıyor içim, burnum akıyor köpekler gibi. 15 Mayıs Dayanamıyorum bakmaya, güneş yeniyor beni, sümüklü ödlek köpeği, kalabalık caddeye, türlü çeşit kaskafanın hizasına indiriyorum gözlerimi. 16 Mayıs Cebimdeki son elliliğin onuyla aldığım şapkayı geçirip kafama, kaldırıp omuzlarımı, yürüyorum insanları yara yara, en yakındaki meyhaneyi bulmaya, kör olamadım, bari sarhoş olayım amacıyla. 17 Mayıs Dalıyorum meyhaneye, gıptayla bakıyorum beni masaya buyur eden komiye, hem de ne gıptayla, işi olan herkese. 18 Mayıs Ellerimi çılgınlar gibi sallayıp “Herkese benden içki” diye ünlediğim de olmuştu bir vakitler benim, vay be! 19 Mayıs Esmer garsonu çağırıyorum, şehirdeki bütün garsonlar esmer her nasılsa, bir duble votka, bir bardak bira.