CHP İstanbul Milletvekili Gülay Yedekçi, Adana'nın Aladağ ilçesinde 29 Kasım 2016'da çıkan yangında 11’i öğrenci 12 kişinin öldüğü olayla ilgili araştırma komisyonu olarak bölgede yapılan incelemeler hakkında bilgi verdi. Devletin eğitim ve barıma sorununu çözmek zorunda olduğunu belirten Yedekçi, “Bu devletin öncelikli görevidir. Eğitim herhangi bir cemaate ve başka bir kuruma devredilemez” dedi.
“Dün başka bir cemaate emanet edilen sistemden sora Türkiye 15 Temmuz’da darbe sürecine geldi” diyen Yedekçi, acılı ailelerin anlatımlarından buranın 'Süleymancılar'a ait olduğunun anlaşıldığını ifade etti.
Köylere giderek tek tek görüştükleri acılı ailelerin vicdanları sızlatan bir yoksulluk içinde olduğunu da ifade eden Yedekçi, bir annenin kendilerine “Benim kızımı gece üçte kaldırıp bulaşık yıkatmışlar” dediğini aktardı.
Yedekçi’nin Aladağ Komisyonu olarak yaptıkları incelemelere ilişkin T24’e değerlendirmeleri şöyle:
Devletin asıl görevi çocuklarımızı korumaktır, çocuklarımız geleceğimizdir diyoruz, her zaman milletin devletin bekasında çocuklar demektir. Türkiye cumhuriyeti devleti büyük ve güçlü bir devlet bu yurtları yapacak gücümüz var. Herhangi bir vakfa, cemaate çocuklarımızı emanet etmemeliyiz. Dün başka bir cemaate emanet edilen sistemden sonra Türkiye 15 Temmuz’da darbe sürecine geldi. Burada da açık görülüyor ki; Süleymancıların yurdu orası, ilçe milli eğim müdürü, okul müdürü ve sosyal hizmetler müdürü arasında bir üçgen kurulmuş ve çocuklar buraya yönlendirilmiş bunu neye dayanarak söylüyoruz ailelerin hepsini dinledik. Ailelerin hepsi bunların kendilerini bu yurda yönlendirdiğini, eğer öğrenci alınmazsa yurdun kapatılacağını ve milli eğitimin destek verdiğini kendilerine söylendiğini bize anlattılar. Sonuçta biz de beyana dayalı konuşuyoruz, kimseyi suçlayamayız, hatta verilen bilgilerde çocukların başında yönlendirecek birisi olsaydı kurtulabilecekleri söylendi.
Bir anne orada bize ‘benim çocuğumu gece 3’te uyandırıp bulaşık yıkatıyorlarmış’ dedi. Akşam 19.00 ile 23.00 arasında bunların bulaşık yıkama saatleri varmış, çok fazla etkinlik yapılıyormuş ve çocuklara uyandırılıp bulaşık yıkatılıyormuş. Bu çocukları yazın bırakmıyorlarmış cemaate gelsin, yurda gelsin istiyorlarmış. Ölen çocuklardan birini annesi anlattı, 3 çocuk çantalarını da bırakarak köylerine kaçmış ‘benim kızım kaçarak geldi ‘ diye anlattı bir anne. Sosyal hizmetlerdekiler ailelerle bizzat görüşüp bu yurda yönlendirmiş ailelerin anlattıkları şeyler bunlar.
Orada görülen vicdanları sızlatan bir durumla karşılaştık, açlık ve yoksulluk var, bir yoksunluk hali var, bizi derinden yaraladı. Ailelerin hepsi öyleydi, evlerine gittik 6 kişilik bir aile tek bir odada yaşıyor. Devlet yangından sonra yardım etmiş bir ev yapıldığını söylediler.
Yangın çıkıyor, yangının çıktığını yürüyerek giden bir adam haber veriyor. İlçe emniyet müdürü hala görevden alınmamış, sosyal hizmetler müdürü falan her şey eskisi gibi; sanki çocuklar ölmemiş gibi. Valiliğin, milli eğitimin, kurumlar açısından baktığımızda ihmaller söz konusu.