T24 - Duayen işadamı İshak Alaton, Avrupalıların imkanlarının ötesinde hayat standardına erişmiş gibi gösterilerek şımartıldığını belirterek, "Avrupa'nın bugünkü zavallı durumu yanında biz şımarmamalıyız" dedi. Alarko Holding Yönetim Kurulu Başkanı İshak Alaton, CNBC-e yayınında Burcu Göksüzoğlu'nun sorularını yanıtladı.
Avrupa'daki krizi değerlendiren Alaton şunları söyledi:
"Avrupa'daki insanlar 1945'ten beri öyle bir yükselen standarda kavuştular ki... Avrupa'nın imkanlarının üstünde bir hayat yaşadığını düşünüyorum. Avrupalıyı şımartıyoruz, imkanlarının ötesinde hayat standardına erişmiş gibi aldatılıyor. Türk insanı Avrupa insanından daha akıllı davrandı son yıllarda. Çünkü biz şımarmadık. Ne oldum delisi olmadık. Avrupa'nın bazı ülkelerinde ne oldum delisi olan politikacıları tanıdım. En çoğu Fransa'da görüldü. Fransız politikacıları insanları aldattılar. Yunan politikacılar da aldattılar. Krize kadar emekli maaşlarını artıracaklardı. Uyandılar, şimdi aman Allah deyip sokakları dolduruyorlar. Avrupa'nın bugünkü durumun görüyorum, iyi ki biz böyle değiliz diyorum ama demiyorum. Ders çıkarmalıyız, sevinmemeliyiz. Avrupa kötü durumda ise ben daha az ihracat yaparım."
Cari açıkla ilgili konuşan Alaton, "Orası bizim Achille topuğumuz. Biz oradan yara alırız ve çok kötü duruma gelebiliriz. Bugünkü parlak görünümden şımarmayalım. Bu büyük bir hata olur. 75-80 milyar dolarlık bir açık var. Bu yıl bunun azalma ihtimalini görmüyorum. 2012'deyiz 2023'te ihracatımızın 500 milyar dolara çıkacağı hikayesini sakızını devamlı çiğnedik. Ben de inanmak durumunda kaldım. Nasıl gideceğiz? Beyin katkısını ön plana koyalım.
500 milyar dolara çıkmak için elindeki tek madde insan yaratıcılığı, insan verimliliği ve yeni teknolojiler. Yeni teknolojiler içinde belirgin sektörü seçmek lazım. Biri sağlık, diğeri enerji. Önümüzdeki 40 yılda gıda ihtiyacı yüzde 50 daha fazla olacak. İki misli enerji ihtiyacı olacak. Sağlık yatırımlarımız yüzde 1800 artacak. İnsan adedi 7 milyardan 9.5 milyara çıkacak. 50 yıl önce hayat beklentisi 54-55 yıldı. Bugün 80 yaşına geldik. 40 yıl sonra 100 yaşını geçen insanların toplamı yüzde 30'u bulacak. İnsanların hayat beklentisi uzuyor. Gelir de yükseliyor. Bu para nereye gidecek, öncelikle hayatı uzatmaya gidecek. Sağlıklı hayatın uzamasına ve daha iyi şartlarda yaşamasına harcanacak. Türkiye'de bugün yapılan yüksek teknolojili üretim artık kabul edilir hale geldi. Kendimizi dev aynasında görmeyelim ama insanlarımıza güvenelim. Yüksek teknolojinin en başında da bioteknoloji dediğimiz teknolojik sahaları geliştirelim.
Önümüzdeki 40 yılda daha fazla gaz ve petrol kullanmamız çok zor olacak. Bir gün gazsız ve petrolsüz kalacağız. Almanya'nın enerji üretiminin yüzde 20'si güneşten geliyor. Almanya en iyi coğrafi durumda değil. Güneş bakımından fakir sayılacak bir ülke. Türkiye ise güneş bakımından zengin. Biz de Alarko olarak enerji üretimi ve yatırımında söz sahibiyiz. En çok önem verdiğimiz güneş enerjisi. İlk adımları attık, sipariş verdik. Konya'daki tarıma elverişli olmayan araziler arasında alımlarımız oluyor. Oralara güneş enerjisini normal enerjiye çevirecek sistemlerin ilk adımını attık. Bu yaz içinde bunu devreye sokuyoruz. 170 milyon Euro'luk bir yatırım olacak. Bunun bir kısmını Alman teşviklerinden bir kısmını ortağımız Cengiz İnşaat'tan alacağız. Yakında güneş enerjisi Türkiye'nin en önemli kalemlerinden biri olacak."
'Türkiye geleceğin yüksek yıldızı olabilir mi' sorusunu Alaton şöyle yanıtladı: "Bu soruya itirazım var. Türkiye geleceğin değil bugunün yükselen yıldızı. Avrupa'nın bugünkü zavallı durumu yanında biz şımarmamalıyız. Biz mutluyuz ama daha mutlu olmak için daha akıllı adımlar atabiliriz. En önemli sorun dış açığın gerekli kadar tehlike olarak görülmemesi. Zannediliyor ki, biz daha çok borçlanabiliriz.
Avrupa'daki kriz konusunda çok iyimser değilim. Bütün insanların toplamının hayata bakışında gerçek dışılık yaşandı. İmkanların üzerinde yaşamayı benimsediler. Bu insanların uyanması, bunu hazmetmeleri, yeni baştan yola çıkıp düşük standartla hayata devam etmeyi ortaya koymaları birkaç seneyi bulacak. Bu en az 5-10 sene isteyecek. Önceki standartlara gelmeleri 10 seneyi bulacak. Avrupa'nın iyi olması bizim de iyi olmamız demek."