Ankara’da bir süredir sevgilisiyle yaşayan eşcinsel U.G.S., üç ay önce Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı’nda görevli olan albay babası ve polis amcası tarafından ölümle tehdit edildi, zorla Amasya’da ev hapsine tabi tutuldu. Kaçarak Ankara’ya gelen genç, 3 Ocak’ta şikâyette bulundu. Aile Mahkemesi çağırmalı koruma verdi. Buna karşı önceki gün, önceden polise haber verildiği halde albay baba ve adamları silahlarla evi bastı; oğlu U.’yu zorla kaçırıp sevgiliyi dövdü. U.G.S.’yi koruyamayan polis, kaçıranlar ve aracın plakası belli olmasına rağmen halen harekete geçmedi. Avukatı Ahmet Toköz, U.’nun hayatından endişe ettiklerini belirtirken ‘mağdur eşcinsel, failler asker ve polis diye kimsenin işlem yapmadığını’ ileri sürdü.
Radikal Gazetesi'nden İsmail Saymaz'ın haberine göre, Ankara’da yaşayan 20 yaşındaki U.G.S., eşcinseldi. Bir süredir R.K. ile yaşıyordu. Bu gizli ilişkisi geçen yıl ekim ayında U.G.S.’nin Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı’nda görevli olup kısa bir süre önce emeklilik dilekçesi veren babası Albay S. S. tarafından fark edildi. U.G.S.’nin 2 Ocak 2013’te Ankara Başsavcılığı’na verdiği dilekçeye göre baba S.S., silahını doğrultup “Seni öldürürüm” dedi. Bir hafta dada hapsedilen U.G.S., Amasya’da yaşayan amcası C.S.’nin yanına gönderildi. Amcasının da ölümle tehdit ettiği U.G.S., üç hafta evde tutuldu. Üç haftanın sonunda kaçarak Ankara’ya geldi. Bu sırada iddiaya göre babası da, oğlunun sevgilisi R.K.’yi arayıp ölümle tehdit etti. U.G.S.’nin suç duyurusuna göre Kastamonu Emniyeti’nde çalışan bir diğer amcası V.S.’nin aracılığıyla telefonları ve Facebook hesabı takip edilmekteydi.
U.G.S., ‘adam öldürmeye teşebbüs, iki kez silahlı tehdit, yasadışı telefon dinleme ve izleme’ savıyla şikâyetçi olurken savcılıktan koruma da talep etti. Ankara 6. Aile Mahkemesi, 4 Ocak’ta U.G.S.’yi koruma altına aldı. Kararda, U.G.S.’nin ‘aile için şiddete uğradığı’ belirtilerek altı ay süreyle ‘çağrı üzerine koruma’ tahsis edildi. Ayrıca baba ve amcaların ‘şiddet tehdidi, hakaret ve aşağılama, küçük düşürmeyi içeren söz ve davranışlarda bulunmaması; mağdurun konutuna ve işyerine yaklaşmaması; iletişim araçlarıyla rahatsız etmemesi, yoksa on gün hapse tabi tutulacakları’ ifade edildi.
Ancak birçok kadına şiddet olayında yaşandığı gibi koruma fayda etmedi. U.G.S. ile R.K., önceki gün saat 18.00 sularında Ankara Dikmen’deki evlerine giderken ev sahibi aradı. U.G.S.’nin babası ve amcasının kapı önünde olduklarını söyledi. U.G.S. 155’i aradı. Polisler “Geliyoruz” deyince iki sevgili eve yürüdü. Kapıda U.G.S.’nin babası S.S. ve amca C.S. ile karşılaştılar.
R.K.’nin Dikmen Polis Merkezi’nde alınan ifadesine göre yaklaşık sekiz kişi apartman kapısını zorla açarak iki sevgiliyi yere yatırıp tekme ve yumruklarla vurdu. Baba S.S. ve amca silah çıkarıp R.K.’nın kalbine ve kafasına doğrulttu. U.G.S. apartmandan karga tulumba çıkarılıp bir araca bindirilirken baba S.S. de R.K.’ye “U.’yu öldüreceğim, sebebi sen olacaksın. Seni de aileni de yok edeceğim” dedi. Sevgilisinin bindirildiği aracın peşinden koşup camlarına yapışan R.K., bir süre sürüklendi. Polis yine yetişemedi. R.K., ifadesinde, “Ailesi U.’yu ve beni öldürmekle tehdit ediyordu. U.’nun hayatından endişe ediyorum. Ailesince öldürüleceğini düşünüyorum” dedi. Tedavi edilen R.K.’nin gözünde şiş, burnunda kırık ve çenesinde yara saptandı.
R.K.’nin avukatı Ahmet Toköz, Dikmen Polis Merkezi’nin U.G.S.’yi korumadığı gibi kurtarmak adına hiçbir çaba göstermediğini de öne sürerek, “U.G.S.’nin yaşam hakkı tehlikeye düşmüşken etkin soruşturma yürütülmemesinin sebebini, mağdurun eşcinsel olması ve faillerin asker ve emniyete yakın kişilerden oluşması olarak değerlendiriyoruz. U.’nun bir an önce kurtarılmasını bekliyoruz” dedi.