Balyoz davasında 16 yıl hapis cezası alan, Anayasa Mahkemesi’nin “hak ihlali” kararının ardından tahliye olan emekli Albay Zeki Üçok, “TSK'nın içerisinde illegal olarak var olan bir yapılanma delilleri ile ilk defa ortaya çıkarıldığı için cemaat çok rahatsız oldu. Aleyhime müthiş bir karalama kampanyası başlatıldı. Suçlarını avukatlar huzurunda itiraf eden, ayrıca bu suçları deliller ile şahitler ile belgelenen üç astsubaya hipnoz yaptırarak ifadelerini aldırdığımı iddia ettiler” dedi.
Üçok, “ Aldığım bilgilere göre Fethullah Gülen "Hemen bu işi ve o kişiyi bitirin" diye talimat vermiş. Bu talimattan sonra 6 ay içinde cemaatin çeşitli görsel ve yazılı yayın organlarında hakkımda 1 milyon 236 bin 990 olumsuz haber yaptılar. Ne kadar alçak biri olduğum, Rusya'dan kadın getirip pazarladığım, rüşvetçi ve şantajcı olduğum ve bu nedenle tutuklandığım şeklinde haberler yaptılar” diye konuştu.
Balyoz davasında 16 yıl hapis cezası alan, Anayasa Mahkemesi’nin “hak ihlali” kararının ardından tahliye olan emekli Albay Zeki Üçok, Takvim Gazetesi Haber Müdürü Mevlüt Yüksel'e konuştu.
Mevlüt Üçok’un açıklamasından satırbaşları şöyle:
2009 yılında Hava Kuvvetleri Komutanlığı'nda Başsavcısı idim. Şikayetler üzerine soruşturma başlattık. O cemaatin TSK içinde illegal yapılanmaya gittiğini gördük.
Yeni mezun olmuş astsubay çavuş rütbeli 3 askerin 'abi' adlı kişiler ile buluştuklarını tespit ettik. 'Abiler' onlara "Ahmet Albay Alevi mi, Sünni mi? Namaz kılıyor mu? Hasan Binbaşı'nın kadınlarla ilişkisi var mı?" şeklinde fişleme yaptırıyorlardı.
Abiler bu astsubaylara "gizli emir" de çaldırıyorlardı. O dönem çaldırdıkları gizli emir ile Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Ergenekon Terör Örgütü ile ilişkisi varmış gibi ilişkilendirmeye çalışıyorlardı.
Bunu şu şekilde yapıyorlardı: Çalınan gizli emir yazılı gizli evrak üzerinde kopyala-yapıştır ile kumpas evrakı düzenliyorlar. Sonra çaldıkları şifre ile, resmi haberleşme ve yazışma sistemimiz olan DYS'ye girerek bunu gönderiyorlar. Bu durumda üzerinde kumpas kurulan generalin kaçacak yeri kalmıyor. Çünkü resmi yazışma gibi olan sahte evrakı "DYS'den belirledik" diyorlardı.
TSK'nın içerisinde illegal olarak var olan bir yapılanma delilleri ile ilk defa ortaya çıkarıldığı için cemaat çok rahatsız oldu. Aleyhime müthiş bir karalama kampanyası başlatıldı. Suçlarını avukatlar huzurunda itiraf eden, ayrıca bu suçları deliller ile şahitler ile belgelenen üç astsubaya hipnoz yaptırarak ifadelerini aldırdığımı iddia ettiler.
Aldığım bilgilere göre Fethullah Gülen "Hemen bu işi ve o kişiyi bitirin" diye talimat vermiş. Bu talimattan sonra 6 ay içinde cemaatin çeşitli görsel ve yazılı yayın organlarında hakkımda 1 milyon 236 bin 990 olumsuz haber yaptılar. Ne kadar alçak biri olduğum, Rusya'dan kadın getirip pazarladığım, rüşvetçi ve şantajcı olduğum ve bu nedenle tutuklandığım şeklinde haberler yaptılar.
Bundan sonra TSK bir darbe yapacaksa bunu cemaatçiler yapar.
Paralel yapı ile mücadele etmek gerekiyor. Ancak bunlar hala yargının içerisinde yüzde 60'lık oranda güçlüler. Bunların kim olduklarını herkes her kurumda ve yerde biliyor. Bana göre gelmiş geçmiş en güçlü siyasi iktidarın sahibi olan Başbakan Erdoğan bile ofisine böcek koyan ve kendisini dinleyen 5 polisin tutuklanmasını sağlayamıyor. Bunun nedeni ise yargıda gerçekten iyi organize olmaları...
Cemaatin yargı ve emniyet içerisinde müthiş bir organizasyonları var. Bu nedenle TSK'yı egale ettiler. Kendilerini çok güçlü görüp, siyasi iktidara talip oldular. Hükümet taraftarı değilim ancak sayın Başbakan Erdoğan bu net duruşu göstermese şu an Sincan Cezaevi F1 Koğuşu'nda olurdu. Bana göre Başbakan'ın dışında kim olursa olsun başarılı olurlardı. Başbakan müthiş bir dirayet ve refleks gösterdi.
Geç tahliye olmam, 3 gün değil, tam 11 gün geciktirildi. Benim cezaevinden çıkışımla ilgili mahsup işlemlerim 11 gün tamamlanamadı. İki savcı ve 7 avukat arkadaşım ilgilendi. Hatta en son eşim Berrin Üçok, Yargıtay Başsavcısı'nın odasına giderek durumu anlattı ve çözüldü. Bana yapılan tıpkı Emniyet Müdürü Hanefi Avcı'ya yapılan gibi paralel yapının beni mümkün olduğu kadar içeride tutmak istemesindendir. Ben beni geç tahliye eden hakim ve savcıları HSKY şikayet ettim. Göreceğiz bakalım, sonuç ne olacak?