Alevi kanaat önderleri: Bu mesele hemen çözülmelidir

Alevi kanaat önderleri: Bu mesele hemen çözülmelidir

T24 - Alevi kanaat önderleri, üniversitedeki başörtüsü yasağını eleştirdi: Bu mesele hemen çözülmelidir

     Taraf gazetesinin haberine göre; Üniversitelerdeki başörtüsü yasağı, dönem dönem gündeme gelse de asıl olarak 28 Şubat’ın ürünü. 28 Şubat 1997’de alınan MGK kararlarından sonra Türkiye’de tüm resmî dairelerde başörtüsü takılması yasaklandı.

6 ve 9 Şubat 2008 tarihlerinde ise üniversitelerde başörtüsüne serbestlik getirmeyi öngören Anayasa değişikliği, TBMM’de 518 milletvekilinin katıldığı oylamada, 103 “hayır” oyuna karşı 411 “evet” ile kabul edildi. 5 Haziran 2008’de ise Anayasa Mahkemesi değişikliği iptal etti.

Tüm bu tartışmalar arasında yıllardır binlerce genç kız üniversite eğitimi hakkından mahrum bırakıldı.

Yıllardır “zorunlu din derslerinin kaldırılması”, “Cemevlerinin ibadethane olarak kabul edilmesi” gibi talepleri için mücadele eden Aleviler de başörtüsü yasağına tepki gösterdi. Taraf‘ın sorularını yanıtlayan Alevi örgütlerinin temsilcileri, üniversitelerde başörtüsü yasağını eleştirdi.

 Kimsenin kıyafetinde değilizAlevi Bektaşi Federasyonu Başkanı Ali Balkız: Biz kimsenin kılığında kıyafetinde değiliz. Burada öz önemlidir. Yeter ki birbirimizi kendi kıyafetimizi giymeye davet etmeyelim.

Her tür dayatmaya karşıyız

Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Genel Sekreteri Sadık Özsoy: İnsanların kılık kıyafetleri ile özgürlüklerin kısıtlanmasını yanlış buluyoruz. Ancak türbanın da siyasi bir malzeme yapılarak, toplumun önüne çıkarılmasına karşıyız. İnsanların kılık kıyafetleri, zorunlu din dersi gibi özgürlüklerini kısıtlayacak her türlü dayatmaya Alevi örgütleri olarak karşıyız. Bugün türban konusunda demokratik özgürlükçü söylemlerde bulunan çağrılar yapan kesimlerin ve kişilerin maalesef aynı duyarlılığı zorunlu din dersinin kaldırılması konusunda yapmadıklarını görüyoruz. İnsanlara yapılan tüm dayatmaların karşısındayız.”

 Serbest olmal

Eski SHP Milletvekili Salman Kaya: iversitelerde engellenmesinin doğru olmadığını düşünüyorum. Türban’ın şeriat yönetimlerinde olduğu gibi ‘sen de benim gibi yaşayacaksın’ anlayışı ile takılmadığı, diğer insanları baskı altına almadığı sürece üniversitelerde serbest bırakılması gerektiğini düşünüyorum. Türban takan genç kızlarımız üniversitelere rahatça girebilmelidirler. Bireysel özgürlükler, insan hakları çerçevesinde değerlendirdiğimizde böyle bir yasağın kaldırılması gerektiği zaten ortada. Bence türban takan kızlarımız bireysel özgürlüklerini elde etmek için sonuna kadar savaşmalı. Kendi özgürlüğünü kazandığı zaman başkalarını özgürlüğüne inancına müdahale edilmediği sürece türban takmakmış, zikir çekmekmiş bunların bir önemi olamaz. Herkes istediğini yapabilmeli.

Üniversitede olur, kamuda olmaz

Pir Sultan Abdal 2 Temmüz KÜltür ve Eğitim Vakfı Genel Başkanı Murtaza Demir: Son aylarda Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘türbana özgürlük verilebilir, görüşülebilir’ açıklamasının ardından bir rüzgâr esti. Bunu kamuya taşımadan, yani kamu alanlarında türbanlı hâkim, kaymakam, vali gibi çalışanlar olmayacaksa, kamusal alana sıçratılmayacaksa üniversitelere türbanla girilmesine hoşgörü gösterilebilir. “İlköğretime indirgenecek mi?” “Kamusal alanda serbest bırakılmasına ne yanıt veriyorsunuz” gibi suallere de henüz net bir yanıt verilmedi. Bu da sadece Alevileri değil, çağdaş yaşamı benimsemiş tüm kesimlerde bir tedirginlik oluşmasına neden oldu. Bu soruların cevapları net bir şekilde verildiği zaman kaygılar da giderilecektir. Derneğin değil benim şahsi görüşüm üniversitelerde serbest olabilir ancak kamusal alanda türban olmamalı.

Bu sorun yeni anayasayla çözülürEDP Genel Başkanı Ziya Halis: Bizim bu konudaki görüşümüz, eğitimin önünde türbanın bir engel olmaması şeklinde. Soruna yeni bir anayasal düzenleme yapılarak çözüm üretilmesini istiyoruz. Bu yasağı doğru bulmadığımız gibi, sürekli gündemi meşgul etmesinden de rahatsızız. İstendiği takdirde hemen çözülebilecek bir meselenin Türkiye’de Kürt sorunu, toplumsal barış, ekonomik sorunlar, zorunlu din dersi gibi konularında önüne geçmesini ‘yapay gündem yaratma’ olarak tanımlıyoruz. Elbette üniversitelerde okuyan genç kızlarımız inanç özgürlüğü hakkına sahip olmalılar.