'Aleviler ders kitapları için öneri hazırlasın'

'Aleviler ders kitapları için öneri hazırlasın'
Alevi aydınlardan ders kitaplarına konulmak üzere Alevilik ile ilgili öneri hazırlamalarını isteyen Erdoğan 'Ön yargımız yok' dedi.AKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Kurbağanın vakvağası suyu bulandırmaz, bunların yalanları suyu bulandırmaz, bunların iftiraları bizim hizmetlerimizi bulandırmaz, bunların çamurları bizim kutlu yolculuğumuzu bulandırmaz" dedi. Erdoğan, partisinin Çorum Abide Meydanı'nda düzenlediği mitingde yaptığı konuşmada, Türkiye'nin artık eski Türkiye olmadığını, 6.5 sene önceki başı öne eğik, halsiz, mecalsiz Türkiye olmadığını söyledi. İktidarlarından önce 2002 sonunda iktidarda MHP, DSP ve ANAP'ın bulunduğunu anımsatan Erdoğan, "Niye yok? Ben bir anlatayım. 79 senede Türkiye'nin ihracatı 36 milyar dolar. MHP, DSP, ANAP'a bu millet kaç yıllığına iktidar verdi? 5 yıllığına. Bunlar ne yaptı? Daha 3.5 yıl oldu, 'biz bu işi götüremiyoruz' dediler, bırakıp gittiler. Ondan sonra ne oldu? Seçime gittik. Seçimde ne oldu? Bu aziz millet yüzde 34.5'le bize parlamentonun yüzde 65'ini vererek iktidar yaptı" diye konuştu. Aleviler öneri hazırlasın Başbakan Erdoğan, ders kitaplarında Aleviliğe 32 sayfa ayırdıklarını vurgulayarak, "Eğer Alevi aydınlar bunları beğenmiyorlarsa, kendi aralarında komiteler oluştursunlar, hazırlıklarını yapıp bize versinler, Milli Eğitim Bakanlığımız onu oraya koymaya hazırdır. Bizim bu konuda ön yargımız, ön kabulümüz yok" dedi. Erdoğan, iktidarı 36 milyar dolar ihracatla devraldıklarını, 6 senede üzerine 96 milyar dolar ilave ettiklerini ifade ederek, 2008 sonu ihracatının 132 milyar dolarla kapandığına dikkati çekti. Göreve geldiklerinde Türkiye'nin GSYİH'sinin 230 milyar dolar olduğunu, buna 530 milyar dolar ilave ederek 750 milyar dolara çıkardıklarını anlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: ‘Baykal yolunu mu şaşırdı?’ "Durmadan Bahçeli, Baykal çıkıyorlar meydanlara, 'Türkiye çok borçlanıyor' diyorlar. Yarın buraya gelecek. Hayret, bundan önce Sayın Baykal hiç buralara geldi mi? Nasıl oldu da şimdi uğradı buraya, yolu mu şaşırdı? Yarın buraya geliyormuş. Sorun bakalım, sorun, deyin ki 'AKP iktidarından önce Türkiye'ye gelen uluslararası yatırım yılda ne kadardı?' Bilmez. Çünkü o işlerde, o taraklarda bezi yok. Ben söyleyeyim, ortalama yılda 1 milyar dolar. Biz 2007 sonu itibarıyla bunu 22 milyar dolara çıkardık, yılda. Geçen yıl krize rağmen 15 milyar dolar. Halep oradaysa arşın Çorum'da. Göreve geldik, turizmden elde ettiğimiz gelir neydi? 8.5 milyar dolar. Ama şimdi Türkiye'nin turizmden elde ettiği gelir ne oldu? 22 milyar dolar. Yan gelip yatmakla bu iş olmaz. Aşık Veysel gibi 'Uzun ince bir yoldayız, gidiyoruz gündüz gece'. Gideceğiz gündüz gece, durmak yok yola devam, böyle çalışacağız. Biz milletimize aşığız, biz size sevdalıyız. Bizim farkımız bu. Onlar Ankara'dan dışarı çıkamazlar, Sivas'tan da öte gidemezler. Bakın Yozgatlılara da sordum, 'hiç geldi mi buraya dedim Sayın Baykal?' 'Yok' dedi, 'hiç uğramadı.' Çorum benim kaçıncı mitingim? 17. mitingim 17. Öyle söz verdik, 81 vilayeti, bakan, genel başkan yardımcısı arkadaşlarımla dolaşacağım, 60'ı aşan vilayete de ben gideceğim, Allah nasip ederse. Şu anda 26 milyon turist ağırlıyoruz bu ülkede ve 'Türkiye borçlu, borcu artıyor' devamlı bunu söylediler." Göreve geldiklerinde Türkiye'nin kamu net borç stokunun GSYİH'ye oranının yüzde 64 olduğunu belirterek, "Şimdi kaç biliyor musunuz?" sorusuna, "Yüzde 25" yanıtının gelmesi üzerine Erdoğan, "Aferin, dersini iyi çalışmışsın ama bunlar bilmiyor. Bak benim kızım, gencim, vatandaşım biliyor. Mesele bu. Yüzde 25... 64 mü büyük 25 mi? Kim daha çok borçlanmış. Bizden öncekiler ve biz bunu 25'e indirmişiz" diye konuştu. Bahçeli’den hesap sordu Erdoğan, yüzde 63 olan gecelik faizi 11.5'e düşürdüklerini belirterek, şunları kaydetti: "63 nire 11.5 nire? Sayın Bahçeli bunun hesabını verin, bunun. Bu milleti bu faize nasıl mahkum ettiniz? Benim çiftçimi, köylümü, işçimi, BAĞ-KUR'lumu bu faizlere nasıl mahkum ettiniz? Bunun hesabını verin. Giydiğiniz elbiseden ayakkabıya, yediğiniz ekmeğe kadar her şeyde bu faiz var. Bunu düşüren, 63'ten 11'e düşüren bu iktidar. Devamlı bu yükü indiriyoruz. Şu anda bunlar başarılıyor ama yatıyorlar, kalkıyorlar bakıyorsunuz iftira, yalan. Bunlarla bu işi götürmek istiyorlar. ‘Ters gelen anlaşmayı imzalamam’ Daha başkasını söyleyeyim. Diyorlar ki IMF, IMF... IMF ile alakalı, ülkemin menfaatlerine en ufak ters gelen bir anlaşmaya biz imza koymayız. Ha, kafamıza yatarsa, ülkemin menfaatlerini orada görürsek, o gün imzayı atarız. İster seçim öncesi olur, ister seçim sonrası olur. İşte konuşuyorlar. Ta geçen mayıstan bu yana niye biz bunu imzalamadık. İşimize gelmiyordu da onun için. İşimize gelen olduğu anda imzayı atarız, aksi takdirde atmayız. Bizden önce MHP'nin ortağı olduğu iktidar, dünyanın kredisini aldı. 30 milyar dolar aldı IMF'den ve bize nasıl devrettiler? IMF'ye Türkiye'nin borcu 23.5 milyar dolardı. Şimdi ne kadar borcumuz var? 8 milyar dolara düştü. Kim ödedi bu borcu? AK Parti iktidarı ödedi. Geldik, Merkez Bankası'nın kasasında ne vardı? 26.5 milyar dolar vardı. Şimdi ne var? 68 milyar dolar var." Erdoğan, bu iktidarın, yolsuzlukların, çetenin, mafyanın önünü kestiğini, hortumcuları rahatsız ettiğini, bu iktidarın, çetelerin avukatlığına soyunanların önünü kesen iktidar olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu: ‘Baykal medya grubunun avukatı’ "Öyle demiyor mu Sayın Baykal, 'Ben onların avukatıyım' diyor ama şimdi kendine yeni bir mükellef daha buldu. Kim o? Bir medya grubunun da avukatlığını üstlendi. Çünkü o medya grubu da onun taşeronluğunu yapıyor. Sayın Baykal meydanlarda konuşma yerine işi nereye verdi? İkitelli'ye verdi. İkitelli'deki medya grubu götürüyor işi. Diyor ki, 'Televizyona gel televizyona.' Bırak sen televizyonu, televizyondan oy çıkmıyor, oy buradan çıkıyor, buraya gel, oyu burası verecek." Bugün artık dünyanın 5 kıtasında Türkiye'nin başarılarının, onurlu duruşunun konuşulduğunu belirten Erdoğan, Türkiye'nin bir dünya devleti olma yolunda emin adımlarla ilerlediğini söyledi. Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: "Biz milletimizi sevdik, milletimiz de bizi sevdi, sevdalandı. Birileri bizim milletimize olan sevgimizi, sevdamızı, aşkımızı çekemez oldu. Dikkat edin 6.5 yıldır bu milletin sevincine ortak olamadılar, bu milletin başarılarına sevinemediler, bu ülkenin şahlanışını hazmedemediler. Bu ülke büyüdükçe, ilerledikçe, kalkındıkça etrafındaki duvarları yıktıkça bunların sancısı tuttu. Bunların sancısı hizmet sancısı, millet sancısı, Türkiye sancısı değil; bunların derdi, gayesi, meselesi, karalamak. Bunlar iftiradan başka bir şey bilmezler. Bunlar yalandan, çamurdan, karalamadan başka bir şey bilmezler. Çamurun üzerinde oturur etrafa çamur sıçratırlar. Dikkat edin, nihayet Ankara'dan çıkabildiler, nihayet meydanlara inmeye başladılar, nihayet tezgahı açtılar ama o tezgahta siz hiç hizmet görebiliyor musunuz? O tezgahta hizmet, proje, plan, Çorum için herhangi bir tasavvurları var mı? Tezgahlarında sadece yalan, iftira, çamur, karalama var. Diyor ki 'İşsizliği yok edeceğiz'... Ben de diyorum ki 'Sayın Baykal işsizliği nasıl yok edeceğini söyle, ispat et, eğer ben onu uygulamazsam, ben siyasetten çekilirim.' Geçmişte 'beş anahtar dağıtacağım' diyenler vardı. O anahtarların hiçbirini benim vatandaşım görmedi ama biz geldik, toplu konutta dağıtıyoruz değil mi? Vatandaşım evinin anahtarını alıyor. Bunlara diyorum ki 'Allah aşkına gökte ne kadar yıldız var? Gökteki yıldızlar sayılır mı?' Ama bunlar sayar... İşte bunların sözü bu. Bunların 'işsizliği önleyeceğiz' ifadesi de bu kadar doğru. Çünkü bunlar dürüstlüğü hayatlarında görmemişler. Ben de diyorum ki 'Biraz dikkatli atın kargalar da yesin.' Onlara da bir şeyler düşsün. Siz bugüne kadar Ankara'dan dışarıya çıkmadınız, işsizliği neyle ortadan kaldıracaksınız? O yandaş medyalarınızla beraber mi? Onlara işi ihale etmişler, seçim sandığı görününce de boş tezgahla milletin önüne çıkıyorlar. Kusura bakmayın, bu millet bu tezgaha dönüp bakmaz. Bu millet, bu Çorumlu kardeşim bu tezgaha pirim vermez. Şu Çorum atasözü var ya, ne güzeldir. Neydi o? 'Kurbağanın vakvağası suyu bulandırmaz'... Bunların yalanları suyu bulandırmaz, bunların iftiraları bizim hizmetlerimizi bulandırmaz, bunların çamurları bizim kutlu yolculuğumuzu bulandırmaz. Kim ne derse desin, durmak yok yola devam. İşimiz hizmet." TRT Şeş'ten kimse memnun değilTRT Şeş yayınını başlattıklarını ancak bundan ne CHP'nin, ne MHP'nin ne de DTP'nin memnuniyet duyduğunu söyleyen Başbakan Erdoğan, kimsenin kendilerine "Teşekkür ederiz, böyle bir şeyi cesaretle yaptınız" diyemediğini kaydetti. "Devletin Güneydoğu'daki vatandaşlarına uzak ve yabancı oluşunu" aşmak istediklerini ve bunu gerçekleştirdiklerini anlatan Erdoğan, bundan sonra da Farsça ve Arapça yayınların başlayacağını bildirdi. Başbakan Erdoğan, "Bütün bölgeye Türkiye'nin düşüncelerini aynen yansıtalım. Bizi bizden öğrensinler, bizim kanallarımızdan dinlesinler istedik. Ayrımcılık yapmıyoruz. İllerimizi, ilçelerimizi asla kompartımanlara ayırmıyoruz, bölmüyoruz. Bu sayededir ki Türkiye'yi hamdolsun büyütüyoruz" diye konuştu. AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'de artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmadığını belirterek, "Bu ülkede hiçbir şey karanlıkta kalmayacak. Çeteler, mafya, hukuksuzluk, karanlık eylemler bu ülkenin kaderi değildir. O kirli ilişkiler ortaya çıktıkça tarihimizdeki karanlık noktalar da artık aydınlanıyor. Bizi birbirimize düşürmek isteyenlerin kirli oyunları tek tek ortaya çıkıyor" dedi.