Eski Fenerbahçeli yıldız Alex De Souza, “Jübile teklifi gelirse büyük bir mutlulukla kabul ederim. Bu aslında kariyerimin de sonlanması olur. Çünkü burada yaşadığım kariyerimden bahsetmiyorum. Kariyerimde en iyi hissettiğim yerden bahsediyoruz” dedi.
Fenerbahçe'den olaylı bir şekilde ayrılan Brezilyalı yıldız Alex de Souza, NTV Spor'da yayınlanan yüzde 100 Futbol programına konuk oldu ve önemli açıklamlar yaptı.
Alex'in tüm açıklamalarından öne çıkan satırbaşları şöyle;
Türkiye'den ayrıldıktan sonra ilk defa buraya gelişim. Dünya Kupası bahane oldu. Türk halkına konuşma fırsatı buldum.
Çocuklarımın 2 tanesi burada doğdu. Eşim Türkiye'ye aşık bir insan. Bende 8,5 sene Türkiye'de top oynadım. İnsanlar bana çok iyi davrandı. Türkiye ile Alex'in arası çok iyi... Daha önce bir söz söylemiştim ben artık yarı Türk, yarı Brezilyalıyım. Hayatımın en güzel yıllarını Türkiye'de geçirdim.
Kesinlikle Kadıköy'de yaşanan o atmosferi özlediğimi söyleyebilirim. Brezilya'da ilk aklıma gelen taraftarımızın yaşattığı o ambians oluyor. Bir de önemli futbolcular ülkeye gelirken kalabalıklar tarafından karşılanır. Benim için özel olan giderken havalanına taraftarların beni uğurlamaya gelmesi unutulmazdı.
Aslında senin için Fenerbahçe ne ifade sorusunu cevaplamak benim için büyük zorluk içeriyor. Baktığınızda 20 senelik futbol yaşantımı sonlandırmak üzereyim. 8,5 senesini Fenerbahçe'de geçirdim. Bu camia futbolcusundan taraftarına bütün ekibiyle daha başarılı olmasını istediğim bir kulüp. O kadar büyük ifadeler ediyor ki Fenerbahçe benim için kelime bulamıyorum.
Aslında hiç kimseye karşı kalbimde kırgınlık yok. Mesela Aykut Kocaman'ı hiç desteklemediğimi düşünenler var. Umuyorum en kısa zamanda Aykut Kocaman hayallerine ulaşabileceği bir takım bulur ve başarılı olur İnsanların kafasında başka bir imaj oluşmuş olabilir ama böyle bir şey yok. Biz aramızdaki sıkıntıyı kendi aramızda çözemedik ve bu yüzden koptuk.
Biz baştan beri Aykut Kocaman ile iletişimi yapamadık. İletişimsizlikten dolayı da elbette kararlar alınması gerekiyordu. Aykut Kocaman da bundan sonra seni takımda istemiyorum düşüncesindeydi. Bende başkanla görüştüm. Başkan da kontratın bitmesi yönünde bir karar aldı. İnsanlar dışarıdan baktıklarında düşmanlık görebilirler fakat böyle bir şey kesinlikle yok. Kişisel olarak her ikisi de hayatlarında mutlu olurlar. Sıkıntıları varsa çözebilirler. 2004 yılından beri Aziz Yıldırım ile problem yaşadığımız zamanlar da oldu. Sonuç olarak da ben şuan kulüpte değilim, kötü duygular beslemiyorum. Düşmanlık beslemiyorum.
Brezilya'ya döndüğüm andan itibaren bir kitap yazmaya karar verdim. Biyografi kitabı.. Bu kitapta benim özellikle kariyerimde yer edinmiş beni tanıyan insanların yer almasını istedim. Aykut Kocaman kitapta yer almak istemediğini söyledi. Aziz Yıldırım ile yaşadığı sıkıntılardan dolayı görüşemedik ve kitapla ilgili konuşamadık. En son maçım Kasımpaşa maçıydı, belkide baktığınız zaman kendimi en iyi hissettiğim yerde bulunamamak benim içimi en çok acıtan şeylerden bir tanesi.
Şikayet olarak algılanmasın ama kitabımda bu iki insanın da bulunmasını isterdim. Onların da konuşmama istekleri saygı duyduğum bir durum. Onlara herhangi bir kötü düşüncem yok.
İnsanların bilmediği sürprizler göreceği bir kitap olacak. Sadece Türkiye'de oynadığım kariyerim olmasın, bundan önceki ve sonraki kariyerimi anlatan bir kitap olacak. Tabiki herkes her şeyi bilmez. Kamuoyunu şaşırtan şeyler okuyacaksınız.
Son şampiyonluk gecesi yaşananları iki şekilde değerlendirmek istiyorum. Demokrasinin gereklerinden bir tanesi ifade özgürlüğü. Sakarya maçından bahsettim saygı duyuyorum dedim. Niyet ne olursa olsun taraftarın ifade özgürlüğünü kullanması benim için yanlış değil. Benim görüşüme göre taraftar geldiği statta bağırırsa benim için normaldir. Taraftar açısından baktığınız zaman bunu böyle görebilirim. Aslında o şampiyonlukta emeği geçmemiş Brezilya'da olan bir futbolcunun isminin bağırılmasını kaldıramamalarını normal karşılıyorum. İki taraf da haklı. Orada yaşanan olaylarda ben hiç yanlış bir şey görmüyorum. Burada da taraftar Alex de Souza diye bağırdı. Yıldırım da sahada emek döken futbolcuları gösterdi.
Jubile teklifi gelirse büyük bir mutlulukla kabul ederim. Bu aslında kariyerimin de sonlanması olur. Çünkü burada yaşadığım kariyerimden bahsetmiyorum. Kariyerimde en iyi hissettiğim yerden bahsediyoruz. Bütün faktörler bir araya gelip ben bu fırsatı yakalarsam teknik heyetten ya da o dönem birlikte oynadığıma arkadaşlarla oynama fırsatı bulursam benim için unutulmaz olur.
"Muhtemel bir şekilde saha içerisinde kalacağım. Antrenörlük için gerekli belgeleri alıp saha içerisinde olmak istiyorum."
Bunu nereye bağlayacağım; bu noktadan sonra ayrılan futbolcular oldu. Kulüpten giden arkadaşlarımız oldu. Oyuncular gittiği dönemde Ali Yıldırım'ı görüşmek için çağırdım. Oturduk orada ve kendisine aynen şunları söyledim; "Nerede oynarsak oynayalım ben burada devam edeceğim. Maaşımı ödersiniz ya da ödemezsiniz ben burada olacağım. Maaşım ödenmezse ne zaman ödeneceği konusunu sordum. Hiçbir zaman para istemedim. Kendimi planlamak açısından parayı ne zaman alacağımı sormuştum. Ayrılmayı asla düşünmedim. Bu noktadan sonrada ben Fenerbahçe'de devam ettim.
Şike sürecinde sezonu saha içerisinde yaşamış bir futbolcu olarak şok oldum. Çünkü sahanın içindeydik ve verdiğimiz mücadeleyi biliyorduk. Oynamış olduğumuz maçlara şike denmesi beni çok rahatsız etti. Bir Bucaspor maçını hatırlıyorum, Bir Karabükspor maçı. İkisi de çok zorlu ve sıkıntı maçlardı. Son Sivas maçı bile hiç rahat geçmedi. Bu maçlara bakıp, bunlara şike denmesi beni diğer tüm futbolcuları şok etmişti.