Yeni şarkısı "Sen Olsan Bari'nin klibiyle dünya genelinde en çok izlenen ilk 10 klip arasına giren genç şarkıcı Aleyna Tilki gelecekteki hedefiyle ilgili konuştu. Tilki, geleceğiyle ilgili "10 yıl sonra Los Angeles’ta konser vermezsem bu işi bırakır, ev hanımı olurum" dedi.
Hürriyet'ten Cengiz Semercioğlu'na konuşan Aleyna Tilki'nin açıklamarının tamamı şöyle:
Aleyna Tilki, yeni şarkısı “Sen Olsan Bari”nin klibiyle dünya çapında en çok izlenen ilk 10 klip arasına girmeyi başardı. 17 yaşında bu kadar iddialı olduğu, “boyundan büyük cümleler kurduğu” için eleştirildi. Ama iddialı olmak kötü bir şey mi? Bakın “10 yıl sonra Los Angeles’ta konser vermezsem bu işi bırakır, ev hanımı olurum” diyor. Kendine güveniyor, inanıyor. Buyurun birbirinden iddialı açıklamalarıyla karşınızda 17’lik pop star Aleyna Tilki...
* “Sen Olsan Bari”, YouTube’da ilk 24 saatte 5.2 milyon kez izlendi. Dünyada en çok izlenen ilk 10 video arasına girdi. Bu klipte böyle bir başarıyı bekliyor muydun?
- Beklemiyordum. Bu şarkı çok tutmasa da Türkiye’ye en azından kaliteli bir şey getirmiş olayım diye düşünüyordum. * Kaliteli ne getirdiğini düşünüyorsun bu şarkıyla?
- Avrupa standartlarında bir klip çektik. Şarkı da öyle. İçinde çok fazla arabesk, alışıldık pop melodileri bulundurmayan bir şarkıydı. Bu yüzden de melodik yapısı gereği riskliydi. Ama bu risk güzel tepkilerle geri döndü. * Sadece Türkiye’de değil, dünyada da çok ilgi gördü.
- Evet. Mesela Bahreyn’de ikinci sırada. Avusturya, Almanya, Hollanda gibi ülkelerde de çok yükseldik. * Bunlar Türk nüfusunun fazla olduğu ülkeler olduğu için mi?
- Brezilya’da da çok ilgi görüyor ama. YouTube yorumlarına baktığım zaman dünyanın her yerinden yorumlar yazıldığını gördüm. Dünya listesinde ilk 5’te olduğum için yabancı şarkılar kısmında önerilenler arasında gözüküyorum. 2 milyar kez izlenen “Despacito”nun altında ben varım. * Mutlu ediyor mu bu durum seni?
- Tabii ki de çok mutlu ediyor. Sonuçta dünya starı olmak istiyorum ve bu benim için bir basamak. Beni dünya starı olmaya daha da çok inandıran bir durum.
* Dünya starı olacağına inanıyor musun?
- Tabii ki. Geçen sene “Seneye dünya starıyım” demiştim. Şu anda yarı dünya starı gibi oldum. * Kendine çok mu güveniyorsun? “Boyundan büyük konuşuyor” diye eleştiriler var...
- Belki de öyledir. Bilemiyorum. Çünkü kendime dışarıdan bakamıyorum. İç sesimi duyduğum zaman “Ben dünya starı olacağım” diyorum. Dünya listelerini sallıyoruz, dünyanın her yerinden mesajlar alıyoruz. Bence çok da farklı bir şey değil. Star olmak için dünyadaki tüm insanların tanımasına gerek yok. Sonuçta belli bir çevreye yayıldı. 4 günde 30 milyon kez izlendi. * Geçen gün senin İngilizce şarkıya ihtiyacın olduğuna dair bir yazı yazdım. Var mı öyle bir planın?
- Var. Hem de en kısa zamanda. Keşke bir Türkçe şarkı tüm dünyada ünlense. Çok isterim. Ama evrensel dille daha kolay oluyor böyle şeyler. O yüzden İngilizce söylemek şart. * “Dünya starı olacağım” diyorsun da, İngilizcen ne seviyede?
- Çok iyi düzeyde değil. Bu yıl 6-7 ay yurtdışında kalmak istiyorum. Okuluma da orada devam etmek istiyorum. Aksanım filan çok iyidir şarkı söylerken. Ama daha akıcı konuşmam ve kendimi daha iyi ifade etmem gerekiyor büyük hayallerim için. * Tarkan, Sertab Erener gibi dev isimler bile bunu başaramamışken, sen bunu başaracağına nasıl inanıyorsun?
- Onlar efsane isimler. Onlarla kendimi aynı çerçevede kıyaslayamam. Herkes kendi stratejileri doğrultusunda yaşıyor. Benim de kendime has stratejilerim var. Beni hayallerime ulaştıracak fikirlerim var. Ben zekama, gençliğime ve güzelliğime güveniyorum. * Stratejin nedir? Bunu bir ekiple mi oluşturdunuz? Yoksa “ben”ci bir insan mısın?
- Benci bir insanım ama tabii ki cahil değilim. Büyüklerimin lafını dinliyorum. * Dünya starı olmak için ciddi ekiplerle çalışmak gerekmiyor mu?
- Hayır. Yeni çıkan sanatçı abiler ve ablalarda acayip bir profesyonelleşme var. “Makyajım sokağa çıkarken tam olsun”, “Kıyafetimde bir kırışıklık olmasın” gibi doğallıklarından uzaklaşıp farklı bir imaja bürünüyorlar. Sonra da yanlış anlaşılıp kayboluyorlar. Bu yaşam tarzını demode buluyorum. Ben gelişine yaşıyorum. Emrah (Karaduman) bana “Cevapsız Çınlama” şarkısı için teklif getirdi. Teklifini kabul ettim ve yaptım. Sonrasını düşünmedim. Sonrasında da sesime daha uygun bir şarkı seçebilirim dedim. İyi olan her şeyi değerlendirmek istiyorum. Yurtdışında da bunun gibi benzer stratejilerle yükselmek istiyorum. * Bahsettiğin abiler ve ablaların senin gibi yaş avantajı yok ama...
- Sonuçta herkesin kusurları vardır. Benim de öyle. Ama ben onları saklamayı da sevmiyorum. Ben insanların beni doğallığımla görmesini istiyorum. Beni televizyonda görüp sonra dışarıda görenler “Daha güzelmişsin, daha uzunmuşsun, zayıfmışsın” diyor. Bu, her zaman doğal halimle çıktığım için böyle. Normalde hep “Televizyondakinden daha çirkinmiş” derler ya. Ben bunu istemiyorum. Böyle yaşamayı seviyorum.
* “Sen Olsan Bari” klibinin Britney Spears’ın “Crazy” ve “Work B..ch” klipleriyle benzerlikler taşıdığı öne sürüldü. Ne diyorsun?
- Benzetmeleri normal, çünkü o kalitede bir klip. Britney Spears’ın klipleri kalitesinde bir klip çekince insanlar bunu yadırgadılar. Britney ilk çıktığında 17 yaşındaydı. Ben de 17 yaşındayım. 17 yaşındaki çocuklar birbirlerine benzer kıyafetler giyerler. İki kulak bağlarlar. Benzer koreografilerde dans ederler. Yaşlar aynı. Yoksa sonuna kadar özgün bir klip olduğunu düşünüyorum. Ben bugüne hiçbir klipte havuzda boğulan bir ayı görmedim. Dans edilecek yerin düz ve pürüzsüz olması lazım. Bu da benziyorsa... Türkiye’de halıflekste dans ediyorlar genelde, bence o yüzden yadırgıyorlar.
* Okul nasıl gidiyor Aleyna?
- Takdir aldım. Bunu da Instagram’da paylaştım. Hatta “İnşallah bunu da geri almazlar” diyerek paylaştım. Almadılar. Bu yıl üniversite sınavına hazırlanacağım. * Hangi okuldasın?
- Ben sürekli okul değiştiriyorum. * En son öğretmeninle kavga ettiğin için ayrılmıştın değil mi?
- Yoo. Ben öğretmenlerimle kavga etmem. Sondan bir önceki okulumda hak ettiğim notları alamıyordum dikkat çekiyorum diye. * Sınav kağıdını paylaşınca tartışmalar çıkmıştı...
- Evet. 100 almıştım. Dikkat çekti diye tekrar sınava girmek zorunda kaldım. “Bu kız bu kadar tanınıyor, akademik eğitimde nasıl bu kadar başarılı” diye dikkat çekince öyle durumlar oldu. Kavga etmedim, ben sadece “Üzüldüm” dedim ve okuldan ayrıldım.
* Emrah bıçaklandıktan sonra koşarak hemen hastaneye gittin. Üzücü bir olaydı...
- Evet. Emrah hayatımdaki çok çok önemli bir insan. Genel olarak sevgililik bana basit gelen bir kavram. Ben kimseyle sevgili olmam. Çünkü bir ilişkiye isim koyduğunuz zaman o ilişki çok kötü bir noktaya gidiyor. Zaten bir gün yaşımı alınca bir evlilik yaşayacağım. O zamana kadar kimseyle böyle bir şey yaşamayı planlamıyorum. * Nasıl olur böyle bir şey? Sevgilin olmayacak mı yani?
- Olmasını istemiyorum. Ben sevgili kavramına karşıyım. Arkadaş olursun, dost olursun, hepsi birden olursun ama ismini sevgili koyduğun zaman sorumluluklar artıyor. Bu da ilişkiyi bitiriyor. Eğer bir ilişkinin ismi olmazsa o ilişki bitmiyor. O yüzden isim koymayı sevmiyorum.
* Bu yaz beğendiğin şarkılar oldu mu?
- Emrah’ın aranjesini benim de back vokallerini yaptığım Murat Boz’un “Yana Döne” şarkısını çok beğendim. * Emrah’la ilişkinizi açıklamak için 18 yaşını mı bekliyorsun?
- Emrah’la aramızda bir bağ var. Ama bu düşünüldüğü gibi “sevgili” gibi bir bağ değil. Aramızda arkadaşlık, aile ilişkisi gibi bir bağ var. O hem her şeyim hem de hiçbir şeyim. Beyninde rakip kavramı oluşturan starlara acıyorum
* Kendine rakip olarak gördüğün birileri var mı?
- Beyninde rakip kavramı oluşturan starlara acıyorum. Çünkü insan kendiyle rakip olmalı ve kendiyle yarışmalı. Ben kendime rakibim. * Bu yaşta bu kadar ego fazla değil mi?
- Normal bence. Evet egom var ama bu imaj bende yaratıldığı için ben ona bir de layık oluyorum. Böyle de bir durum var. Bana egolu, burnu havada şeyler yakıştırdılar ya, ben de onların bu söylediklerine layık oluyorum. Böyle bir özelliğim var. * Bu anlattıklarını 10 yıl sonra başaramamış olursan nasıl bir hayal kırıklığı yaşarsın? Yüksekten uçup, birden düşmek mi olur senin için?
-Yüksekten uçmuyorum. Benim hayallerim çok yüksekte. Belki de bir gün her şey olabilecekken hiçbir şey olmamayı tercih edebilirim. Mutluluk bana ne şekilde gelecekse ben o yolda gideceğim. Bir hırsım yok.
Kitap yazıyorum
* 10 yıl sonra Los Angeles’ta konser verme ihtimalin sence yüzde kaç?
- Yüzde 95... 10 yıl sonra da veremezsem öleyim artık. Eğer 10 yıl sonra orada konser veremezsem çocuk yapar ev hanımı olurum. Çünkü üzülür, hayal kırıklığı yaşarım. Psikoloji okumak istiyorum. İkinci bir mesleğim daha olacak. Klinik açar orada yaşar giderim. * Neden psikoloji okumak istiyorsun?
- Kitap yazıyorum. Kişisel gelişim ve felsefe harmanlı bir kitap. “Popçunun kitabı okunmaz, popçu felsefe mi yazar” demesinler. Felsefe kavramı ile pop kültürü biraz uzak şeyler. Bende de o çift kişilik var. Hem felsefik Aleyna var hem de popu sonuna kadar götüren bir Aleyna var. Bunu da dengelemek için psikoloji okumak, popüler kültür dışında bir dünya görüşümün olduğunu göstermek istiyorum.
İster asi desinler ister ruh hastası
* Twitter’a aklına eseni yazıyorsun. Zaman zaman da laf yetiştiriyorsun. Acaba yanlış anlaşılır mıyım diye korkmuyor musun?
- Korkmuyorum. Hangi sözcüğü söylersem söyleyeyim, nereye çekilirse çekilsin asla umursamıyorum. Bana ister asi desinler, ister ruh hastası. Evet, ben tam da o düşündükleri kişiyim. Ben benim. * “Gençler ve beni sevmeyenler, yeni şarkımı yanlışlıkla veya istemeden de olsa beğeneceksiniz üzgünüm. Bence şimdiden yargılardan vazgeçin” demişsin.
- Evet. Zaten ondan sonra en büyük yorumlar “Aleyna gizli gizli dinliyoruz, affet” diye oldu. Hakikaten de öyle. Yaratılan algılan dolayı ergen, trol bir kişi olmuştum. Ama bu ikinci şarkımla kendimi kanıtladığımı inanıyorum. * Seninle ilgili böyle bir yargı var mıydı?
- Pop kültürü genel olarak bizim yaşların, 17-18 yaşındakilerin ve daha ufakların yargıladığı bir tarz. Daha çok yabancı şarkı dinlediklerini fark ettim. Çünkü ben de öyleydim. Türkçe pop küçük görülüyor. Anlamıyorlar, derinine inmiyorlar şarkıların. Asla öyle değil halbuki. Madem öyle ben o standartlarda bir şeyi Türkçe yapayım dedim. * Seni Samsun Demir’e kim götürdü?
- Emrah götürdü. Ozan Çolakoğlu bana “Kendi jenerasyonunu sen daha iyi bilirsin” dedi. Orada ben gaza geldim. Sonra Samsun Demir ikna oldu ve şarkı öyle çıktı. * Sahne ve dans için yurtdışında herhangi bir eğitim alacak mısın?
- Değişik danslara başladım bu sıralar. Ne olduklarını söylemeyeceğim. Sadece starlığımı, vücut kabiliyetimi geliştirebilmek için. * Kendin için “star” ifadesini kullanıyorsun ya, bunu başkalarının söylemesi gerekmiyor mu?
- Sizler dediğiniz için ben öyle düşünüyorum. Siz söylemeseniz düşünmezdim. En çok da annem öyle davrandığı için öyle hissediyorum. Ben hiç tanınmasaydım da stardım. * “Benim varlığım kendi dikkatimi bile dağıtıyor. O yüzden sizleri anlıyorum” yazmışsın...
- Sahnede bile bazen şarkıyı öyle bir söylüyorum ki dikkatim dağılıyor. O zaman ben böyleysem insanlar ne yapsın dedim. Kendimi izlerken mesela bazen gıcık oluyorum. “Kendini ne zannediyor” dediğim bile oluyor kendim için. O yüzden milleti anlıyorum. Saygı da duyuyorum bu yüzden.
Dünya starı olmak bir şarkıya bakar
* Klibin kaça mâl oldu?
- Çok pahalı bir klip değildi. Stratejik düşündüğümüz için pahalı gibi gösterdik.
* İleride popçu ablaların gibi estetik yaptırır mısın?
- 50’den sonra neden olmasın? Elimizde böyle bir fırsat varken ileride değerlendirebilirim. * Bundan sonraki projen ne?
- Emrah’a tekrar bir proje yapacağız. “Cevapsız Çınlama”ya rakip getireceğiz. Birkaç aya çıkar. Yıldız Tilbe’nin albümünde yine Türkiye standartlarından çok daha farklı bir sound’la Emrah’ın aranjesini üstlendiği bir cover yaptık. O çıkacak. Sonrası için de şarkı arıyorum. Dünya starı olmak bir şarkıya bakar.