Ali Ağaoğlu: Savcı Öz Dubai'ye gitmek istedi, 'Emriniz olur' dedim!

Ali Ağaoğlu: Savcı Öz Dubai'ye gitmek istedi, 'Emriniz olur' dedim!

Ali Ağaoğlu, savcı Zekeriya Öz'ün Dubai tatiline ilişkin, şirketin Ortadoğu temsilcisi Halil İbrahim Demirhan'la tanışıklığı olan savcının daha öncede Dubai'ye gittiğini ancak organizasyondan memnun olmadığı için tekrar gitmek istediğini belirtince, ‘Tabii emriniz olur’ diyerek cevap verdiğini söyledi.

Cumhuriyet gazetesi yazarı Can Dündar'a konuşan Ağaoğlu, savcı Öz'ün Dubai tatiline ilişkin detayları anlattı.

Can Dündar'ın Cumhuriyet'te "Yolsuzluk Savcısının Dubai Seyahati" başlığıyla yayımladığı (14 Şubat 2014) yazısı şöyle:

Ali Ağaoğlu’nun davetiyle Ataşehir’deki ofisinde bir öğle yemeği yedik dün.

Şu meşhur “Savcı Öz’e Dubai gezisi” konusunda, Çağlayan Adliyesi’ne bu kez tanık sıfatıyla ifade vermeye gidecekti. Onun hemen öncesinde uzun bir sohbet yaptık. Kendisiyle ilgili epey haber yapmışımdır ancak ilk kez tanıştım. 

Türkiye’de her devrin öne çıkan işadamları vardır; Ağaoğlu da -kendisi bu tariften rahatsız olsa da- bu devrin işadamı olarak sivrildi. Bugüne dek 35 bin konut yapmış. Bir gazetecinin çalışma odasında haber kanalları açıktır. Belki bir polis şefininkinde güvenlik kameraları... Ağaoğlu’nun çalışma odasının duvarındaki kameralarda ise şantiyelerinin görüntüleri var. Hangi şantiyede inşaatın nasıl ilerlediğini anbean takip ediyor. Sadece koltuğunda oturmayıp o şantiyeleri tek tek gezdiğini de anlatıyor. 

Yemekte, kendisiyle ilgili iddiaları ve onun cevaplarını uzun uzadıya konuştuk. Soruşturma devam ettiği için bu konuda yazacaklarımı sonraya saklıyorum. Ancak “Dubai gezisi” konusunda anlattıklarını yazabilirim. Bunları dinleyince, Türkiye’nin en büyük yolsuzluk operasyonunu yöneten, dolayısıyla adına en ufak leke sürdürmemesi gereken bir savcının nasıl böylesine rahat davranabildiğine şaşıyor insan.

Sandığımın aksine Zekeriya Öz’le çok eski tanışmıyormuş Ağaoğlu. “Savcı Bey”, 2012 Kasımı’nda kendisini arayıp tanışmaya gelmek istediğini söylemiş. Gelmiş. Sohbet edip tavla oynamışlar. Ağaoğlu, 4-0 öndeyken “Misafire ayıp olur” diye düşünerek yenilmiş; oyunu 5-4 kaybetmiş, en azından kendisi böyle anlatıyor.

Bir süre sonra yeniden gelmiş Öz... Yine tavla... Üçüncü buluşma, Ağaoğlu’nun babasının vefatından sonra olmuş. Zekeriya Öz, taziyeye geldiğinde, Ağaoğlu’nun odasında, şirketin Ortadoğu temsilcisi Halil İbrahim Demirhan da varmış. Öz, Demirhan’ı görünce, “Gel buraya üçkâğıtçı” diye şakalaşmış. Meğer eskiden tanışıyorlarmış. 

Ağaoğlu sonrasını şöyle anlatıyor:

“Benim ofisimde, benim temsilcime ‘Üçkâğıtçı’ demesi dokundu bana. ‘Hayırdır savcım’ dedim. Meğer bizimki daha önce kendisini Dubai’de ağırlamış. ‘Beni piç gibi ortada bıraktı’ dedi. Oysa bütün masrafları üstlenmiş. Limuzinle karşılamış ancak söz verdiği halde, işi çıktığı için eskortluk yapamamış. Bunun üzerine bir daha gitme fikri doğdu. ‘Tabii emriniz olur’ dedim.” 

Biliyorsunuz o gezi, sonradan ortaya çıktı ve olay oldu. Öz’ün, yanında 8 kişiyle yaptığı bir haftalık tatilin, Ağaoğlu tarafından ödenen 77 bin 500 liralık seyahat faturaları yayımlandı. Savcı Öz, masrafları kendi cebinden karşıladığını açıkladı. Ağaoğlu, “Hayır, kendisini bizim temsilcimiz ağırladı” diyerek faturaları gösterdi. Bu arada Savcı Öz adına eski tarihli makbuz isteyen iki aracı, Ağaoğlu’nun ofisine geldi.

Ağaoğlu’na onları da sordum:

“Alnıma dayasan, o aşamada bir adım geri atmazdım. Onlara da ağızlarının payını verip yolladım” dedi. Savcı Öz’ün, bu sözlere dair fazladan bir diyeceği varsa, ona da burada yer vermek isterim. Ancak yalanlanamayan bu iddialar ve belgeler doğruysa, “yolsuzluk soruşturması” denilen operasyonun, nasıl birinin elinde olduğu sorusu da çıkıyor ortaya; tuzun kokması durumunda ne yapılacağı meselesi de. Bu kadar ucuz mu?