DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, 'erken seçim' konusunda yaptığı değerlendirmede, "Rasyonalitenin hakim olduğu şartlarda bu yıl zayıf görürüm. Ama 2023’e kadar kalması da zayıf ihtimal. Kesin tarihi vermek zor. Sayın Bahçeli’nin hangi gün karar vereceği tamamen muamma" dedi. Babacan, "Cumhurbaşkanı'nın yüzde 52 oyu Bahçeli'nin desteği ile. MHP desteği çektiği anda Cumhurbaşkanı ve AK Parti'nin iktidar olma anlamında siyasi meşruiyeti biter. Burada Bahçeli faktörü önemli o da bilinmeyen bir faktör" yorumunu yaptı.
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Mehmet Akif Ersoy moderatörlüğünde Habertürk'te yayınlanan "Nedir Ne Değildir?" programında, gazeteciler; Nihal Bengisu Karaca, Nagehan Alçı, Deniz Zeyrek'in sorularını yanıtladı.
Camiye dönüştürülen Ayasofya'nın ibadete açılacağı ilk namaz için kendisine davet gelmediğini belirten Babacan, "Gelseydi gidebilirdim herhalde" dedi.
Babacan, Ayasofya'nın müze statüsünün iptal edilerek camiye dönüştürülmesi konusunda ise, "Daha önce 'Bu bir tuzaktır, bu bir oyundur' ifadesi kullanıldı. 'Biz böyle bir şey yaparsak dünyanın her yerindeki camilerin başına ne gelir, düşünüyor musunuz' dendi. Benim hükümette olduğum dönem gündeme gelmedi açıkçası" yorumunu yaptı.
2002'den bugüne dini terminolojiyi hiçbir zaman kullanmadığını belirten Babacan, "'Yeni bir parti kurduk, yeni bir dil oluşturalım, eski gömleği çıkaralım' gibi bir şey yok, ben neysem oyum. Ben dinimizin kutsallarının günlük siyasette kullanılmasına kökten karşıyım ve hayatımın hiçbir döneminde yapmadım, doğru olduğuna da inanmıyorum. Bizim kendi hayat tarzımız, tercihlerimiz, inançlarımız olabilir" yorumunu yaptı.
Babacan, "Türkiye'ye yapılan ekonomik operasyonun en büyüğü, akıl dışı, bilim dışı, rasyonalite dışı, tamamen popülizme dayalı ekonomi uygulamalardır, ben adına politika bile diyemiyorum" ifadelerini kullandı.
Babacan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
"Sağ, sol, liberal, muhafazakar gibi terminoloji kullanmıyoruz. Daha önceki hayatlarında hangi ideolojide olduklarına bakmıyoruz. Hedefimiz aynı ise o hedef etrafında buluşuyoruz.
Siyasi yelpazenin her kesiminde insanlar var ve hiç siyaset yapmamış insanlar var. Ülkemiz için kaygıları var. Karma heyetler bizim kurucu ekibimiz oluyor. İl yönetim kurullarında en az yüzde 50 hiç siyaset yapmamış insanlar olacak diyoruz.
Geri kalan yüzde 50’nin yarısı başka partilerde siyaset yapmış olacak diyoruz. Şu anda CHP’den belediye başkanlığı yapmış arkadaşlarımız, AK Parti’de, HDP’de, ANAP, DYP’de siyaset yapmış arkadaşlarımız var.
"Türkiye'ye yapılan ekonomik operasyonun en büyüğü, akıl dışı, bilim dışı, rasyonalite dışı, tamamen popülizme dayalı ekonomi uygulamalardır, ben adına politika bile diyemiyorum."
Ayasofya’nın açılmasına hayırlı olsun dedim. Çok özel ve tarihi yapının, bu dokusunun da korunmasına vurgu yapan bir açıklama yaptım. Davet gelmedi. Gelseydi gidebilirdim.
2002'den bugüne dini terminolojiyi hiçbir zaman kullanmadım. Yeni bir parti kurduk, yeni bir dil oluşturalım, eski gömleği çıkaralım' gibi bir şey yok, ben neysem oyum. Ben dinimizin kutsallarının günlük siyasette kullanılmasına kökten karşıyım ve hayatımın hiçbir döneminde yapmadım, doğru olduğuna da inanmıyorum. Bizim kendi hayat tarzımız, tercihlerimiz, inançlarımız olabilir
Erken seçim konusuna gelince iş çevreleri bana soruyor. Normal şartlarda rasyonalitenin hakim olduğu şartlarda bu yıl zayıf görürüm. Ama 2023’e kadar kalması da zayıf ihtimal. Kesin tarihi vermek zor. Sayın Bahçeli’nin hangi gün karar vereceği tamamen muamma.
Cumhurbaşkanının yüzde 52 oyu Bahçeli’nin desteği ile. MHP desteği çektiği anda Cumhurbaşkanı ve AK Parti’nin iktidar olma anlamında siyasi meşruiyeti biter. Burada Bahçeli faktörü önemli, o da bilinmeyen bir faktör.
2019 yılında İstanbul, Ankara, Antalya, Mersin, Adana kaybedilmiş. Bir başka seçimde muhalefetin organize edip Türkiye geneline uygulaması kolay bir şey. Durup dururken ellerindeki gücü niye riske atsınlar ki.
Her şey rasyonel zeminde yürürse bu sene erken seçim olmaması gerekiyor. Sayın Bahçeli bir faktör ama ülkenin ekonomik, siyasi, sosyal şartları da bir faktör. Bunlar bozulursa o zaman kaçınılmaz hale gelir.
AKP’de siyaset yaptığı dönemden bu yana basın özgürlüğünün geldiği noktayı değerlendiren Babacan, şu ifadeleri kullandı;
O gün ne olduğunu anlamadık ki? Mesela Ergenekon kötü bir şeydi. Şimdi tarafsız bir yargı etkin bir hale gelmediği için işin aslını anlamak çok zor.
Osman Kavala, bir dosyadan beraat ediyor aynı gün başka dosyadan tutuklanıyor. Bağımsız, tarafsız yargının olduğu yerde böyle şeyler olmaz.