DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, grup toplantısında kendisini hedef alan MHP lideri Devlet Bahçeli'ye yanıt verdi. "Sayın Bahçeli konuşurken 18 yaşından küçükleri ekran başından uzak tutmak lazım. Hakaretlerine cevap vermeyeceğiz" diyen Babacan, devamında, “Sayın Bahçeli, ‘krizlerin ortağı’ diye hitap etmemize çok alınmış. Size ortak olduğunuz krizleri hatırlatmaya devam edeceğiz. Hiç kaçış yok" ifadelerini kullandı.
Bahçeli, grup toplantısında Babacan'ın kendisine yönelik "Bahçeli krizlerin ortağıdır" ifadene sert bir dille yanıt vermiş; "Selamsız ve sevimsiz bir siyaset devşirmesi şahsıma yönelik; ‘Bahçeli krizlerin ortağıdır’ demiş, halt etmiş, küçük aklının dibini sergilemiş. Ortada bir kriz yoktur, velev ki olsa bile, bundan memnun olamayız, eğer gerekiyorsa Cumhur İttifakı’nın bir ortağı olarak hesap vermemiz gerekiyorsa da seve seve veririz" demişti.
Babacan, partisinin Ankara Kahramankazan İlçe Kongresi'nde konuştu. Babacan'ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
“Bizim alınız ak, başımız dik. Hiç kimse bizi tutarsızlıkla suçlayamaz. 2001’den bu yana söylediğim, açıkladığım her şeyi ortaya koysunlar. Altına bugün tekrar imza atarım. Sayın Erdoğan’la ilgili böylesine ağır ithamlarda bulunup, dönüp dolaşıp ‘Bizim adayımız Erdoğan’dır diyen bir zihniyet güven oluşturabilir mi? Ne dediği belli olmayan, dün kara dediğine bugün ak diyen, bugün ak dediğine yarın ne diyeceği belli olmayanın hiçbir lafına güven olmaz. O nedenle Sayın Bahçeli’nin herhangi bir sözünü güvenilir bulmak mümkün değil.”
“Sayın Bahçeli’ye sesleniyorum: Size ortak olduğunuz krizleri hatırlatmaya devam edeceğiz. Hiç kaçış yok. 2001’de bu ülkeyi, bu milleti fakirleştirdiğiniz krizi unutmadık, unutmayacağız, unutturmayacağız. Yazar kasalar Başbakanlık binasının önüne atıldığında, çalışma odanız o binadaydı. Millet açlıktan, yoksulluktan bitap iken başbakan yardımcısıydınız. Tek gecede 20’ye yakın banka battığında Devlet Planlama Teşkilatı’ndan sorumlu başbakan yardımcısıydınız. Millî gelirin üçte birini kaybettiğimiz hükûmetin ortağısınız. O tarihte gecelik faizler yüzde 7500’ü görmüştü. Yıllık enflasyon yüzde 70’leri geçmişti. Siz o enflasyona da yüksek faizlere de ortaktınız. Bugün ise vatandaşlarımızın boğuştuğu ekonomik ve hukuki krizlerin mimarısınız. Kaçış yok, kaçamazsınız. Cumhur İttifakınız, Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’yle cumhuru batırdı.”
“Çiftçimiz ‘Ben hayatımda böyle bir dönem yaşamadım’ diyor. Esnafımız ‘Bu kadar büyük bir krizle karşı karşıya kalmadık’ diyor. Sayın Bahçeli ‘Kriz yok’ diyor. Gerçekten ülkeden habersiz. Zaten bu hükûmet küçük büyük ortaklarıyla gerçekleri inkâr ettikleri için ülkenin sorunlarına çözüm bulamıyorlar. Ankara’da kapalı kalmasalar, bizim gibi gezseler, esnafla çiftçiyle dertleşseler belki görecekler ama yerlerinden kalkmıyorlar.”
“Bugün en zengin ile en yoksul arasındaki fark 26 kata çıktı. Taraflı cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi başladı başlayalı, 3 milyon 200 bin kişi ilave olarak yoksulluk seviyesinin altına düştü. Sayın Bahçeli görmüyor mu? Açlık sınırının altında bir asgari ücret var. Sayın Bahçeli, bunlar sizin eseriniz. Öyle başarılı olduğu zaman ‘sahipleneyim’, kriz çıktığı zaman ‘inkâr edeyim’ yok… Siz ‘Kriz yok’ deyin ve eserinizle övünmeye devam edin...”
“Sayın Bahçeli, ittifak ortağı olduğunu unutmasın. Krizlerin ortağı olduğunu unutmasın. Bizlere sataşarak, hakaret ederek sorumluluktan kaçamaz. Ülkemiz bu hale düştüyse, Sayın Bahçeli ülkenin bütün sorunlarının sebebine ortaktır. Ama kendisine iyi haberim var: Tıpkı 2001’de onun ortağı olduğu krizden ülkeyi çıkarttığımız gibi; yine ortağı olduğu krizlerden ülkeyi biz çıkartacağız.”
Ayrıca kürsüden Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Para; tıpkı bayrak gibi, tıpkı milli marş gibi, bir ülkenin gücünü, itibarını, bağımsızlığını simgeler” ifadelerini kullandığı bir videoyu ve Türk Lirası’nın ABD doları karşısındaki değer kaybının grafiğini yayınlayan Babacan şöyle devam etti:
“Madem para bir ülkenin gücünü, itibarını ve bağımsızlığını simgeliyor; siz niye paramızı yere düşürüyorsunuz, pul ediyorsunuz? 2003-2015 döneminde dolar yıllık ortalama yüzde sadece 3,3 artmış. Bu artıştan ne gücümüze ne itibarımıza ne de bağımsızlığımıza zeval gelir. 2018-2021 arası kur yıllık ortalama tam yüzde 22 artmış. Bu sabah baktığımda dolar 9 lira 25 kuruşun üstünde idi. Bizim 1 liramız neredeyse doların onda birine inmiş. Sayın Erdoğan’a soruyorum: Gücümüze, itibarımıza ve bağımsızlığımıza verdiğiniz zararın farkında mısınız?”
“2002 yılında ekonomiyi devraldığımızda Türkiye dünyanın 21. büyük ekonomisiydi. Biz ne yaptık? Sıraları aştık, 2015’te 16. büyük ekonomi haline geldik. 2015’te yönetimden ayrıldık, ortak akıl ve istişare bitti. 2021 yılında bu yılın kurlarıyla hesap ettiğimizde Türkiye yine dünyanın 21. ekonomisi haline düştü. Bu, hezimetin resmidir. Bu resim, Sayın Erdoğan’ın eseridir. Sayın Bahçeli de buna ortaktır.”
“Bugün 30’lu yaşlarının ortalarında olan arkadaşlarım çok iyi hatırlar. Gençler, sırt çantasını alıp harçlıklarından biriktirdikleri parayla Avrupa turu yapıyordu. Şimdi bırakın yurtdışında gezmeyi, bugün gençler kendi ülkelerinde kalacak yurt bulamıyor, ev kiralarını ödeyemiyorlar. Sadece gençler değil arkadaşlar, her yaştan insan ‘Geçinemiyoruz’ diyor. Senelerce kamuya hizmet ederek çalışmış memurlarımıza, emekliliğinde reva görülen hayat, açlık. ‘Emeklilik hayali’ diye bahsedilen sohbetler bile yok oldu. Emeklilerin şimdiki hayali; elektrik faturasını ödeyebilmek, doğal gaz faturasının altından kalkabilmek, ay sonunu getirmek. Koskoca ülke koca bir Survivor seti gibi. Üç kuruşla hayatta kalmaya çalışan insanların ülkesi olduk.”
“Telefon, tablet ve oyun konsolu gibi ürünlerin fiyatlarında inanılmaz bir artış var. Play Station’ı, iPhone’u gençlere lüks görmek bize düşmez. Gençlerin hakkıdır. Bunlar lüks değil. Geçtiğimiz günlerde YouTube’da bir videomuzun altında bir vatandaşımız demiş: Bizim ekonomi yönetiminde olduğumuz dönemde, “Yazları mısır tarlasında günlük 75 lirayla çalışıp, bir ayda en son model oyun konsolunu alabilmiştim’ diyor. ‘Ama şu anda bir doktor, bir aylık maaşıyla alamaz’ diyor. Biz gençlerin dünyadaki akranlarıyla benzer hayatlar yaşayacağı, benzer hayaller kuracağı bir Türkiye istiyoruz.”