Ali Babacan: Devletin malıyla şahsi mal karışmış durumda

Ali Babacan: Devletin malıyla şahsi mal karışmış durumda

Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Genel Başkanı Ali Babacan, iktidarı eleştirerek, “Devletin malıyla şahsi mal karışmış durumda” dedi.

“13 yıl bakanlık yaptım, bir lojmanda oturmadım. Bilmez miydim en lüks lojmanları tutturmayı?” diye soran Babacan, “Yapmıyorlar mı? Şahsi masraflarımla kamu masrafları hep iki ayrı hesap halinde yürümüştür. ‘Kore'de yemek' diyorlar. Tamamını şahsi kredi kartımdan ödemişimdir. Bu incelikleri bilmiyorlar” diye konuştu.

Öte yandan “Türkiye tamamen bir deneme tahtasına döndü” diyen Babacan, “Düzenlemelerin bu kadar sık değiştiği ve hataların bu kadar sık yapıldığı bir ülke, hukuk devleti niteliğini kaybetmekten öte, kanun devleti niteliğini bile kaybetmiş demektir” eleştirisi getirdi.

Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Genel Başkanı Ali Babacan, TV5'te Liderler Turu programında gazetecilerin gündeme dair sorularını yanıtladı. Babacan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

“Manav ve market de aynı ürünü satıyor pazar esnafı da. Niye ‘sen satamazsın, sen satacaksın' diyorsunuz? Şu anda salatalığın kilosu tarlada 10 kuruş, manavda 6 TL. Çünkü yeterince rekabet oluşmuyor. Madem pazarları açıyorsunuz, tüm Türkiye'de açın. Salı pazarı, perşembe pazarı kurulsun. Risk yayılsın, vatandaş da en yakın pazara yürüyerek gidip gelsin. Açık hava zaten. Ömründe iki koyun gütmeyince, bakkalın yanında iki ay çıraklık yapmayınca, ticaretten, ekonomiden bu kadar kopuk olunca alınan kararlar böyle oluyor.”

"Anayasalar toplumsal mutabakat belgeleridir"

“Bizim bütün hazırlığımız mevcut sistemin en hızlı şekilde dönüp parlamenter sistemin uygulanması yönünde. İktidar tarafındaki hazırlık ise mevcut başkanlık sisteminin tahkim edilmesi yönünde. Taban tabana zıt iki ayrı görüş var burada. İktidarın iki ortağı arasında da ciddi tutarsızlık var. Sayın Cumhurbaşkanı ‘Yeni bir anayasa çalışacağız, görüşü olan herkes davet ediyoruz' dedi, ama küçük ortak ‘Kendi anayasamız bitti, 100 maddede işi bitiriyoruz' dedi. Anayasalar toplumsal mutabakat belgeleridir.”

“Türkiye tamamen bir deneme tahtasına döndü"

“Türkiye tamamen bir deneme tahtasına döndü. Bir kişi ‘Tamam yapalım, ama çabuk yapalım' diyor. Apar topar önüne bir şey getiriyorlar, imzalıyor, Resmî Gazete'de yayınlanıyor. Bir bakıyorlar olmadı, tekrar tekrar değiştir. Düzenlemelerin bu kadar sık değiştiği ve hataların bu kadar sık yapıldığı bir ülke, hukuk devleti niteliğini kaybetmekten öte, kanun devleti niteliğini bile kaybetmiş demektir.13 yıl bakanlık yaptım, bir lojmanda oturmadım. Bilmez miydim en lüks lojmanları tutturmayı? Yapmıyorlar mı? Şahsi masraflarımla kamu masrafları hep iki ayrı hesap halinde yürümüştür. ‘Kore'de yemek' diyorlar. Tamamını şahsi kredi kartımdan ödemişimdir. Bu incelikleri bilmiyorlar. Devletin malıyla şahsi mal karışmış durumda.”

“Merkez Bankası başkanı mevsimlik işçi gibi oldu”

“Sayın Erdoğan demiyor muydu, faiz sebep enflasyon sonuçtur diye? Enflasyon açıklandı işte. TÜFE'de artış yüzde 17, ÜFE'de yüzde 35. TÜİK'in makyajlanmış rakamları dahi rekor seviyesini gösteriyor. Madem faiz sebep, Merkez Bankası'nın derhal faizi düşürmesi lazım. Zaten Merkez Bankası Başkanı mevsimlik işçi gibi oldu. Mevsimlik çalışan gibi biri gidiyor, biri geliyor. Yeni Merkez Bankası Başkanı faizi düşürmüyor? Faizin yüzde 19'da durması doğruysa yıllarca niye yanlış bir tezi dayattınız da milyarlarca dolar zarar ettirdiniz? Yüksek enflasyon, sonuç. Yüksek faiz, sonuç. Sayın Erdoğan da sebep. Açıklasalar ortaya çıkacak ki dövizin önemli miktarını Mart 2019'daki yerel seçimlerden önce satmışlar. ‘Hem faiz düşük hem de kur gayet güzel gidiyor. Merkez Bankası hiç müdahale etmiyor ve ekonomi güzel gidiyor' masalını uydurmak için sattıklarını anlıyoruz. Onun için tarih veremiyorlar. Kaçtan sattıklarını açıklasalar millet soracak, ‘Ya kardeşim sen ne yaptın?' diyecek. ‘5 liradan, 6 liradan sattın bu dövizi, şimdi 8 lira. Sattığın işe yaradı mı? Kuru tutabildin mi? Niye sattın o zaman?'. 130 milyar doları cayır cayır satarken niye hangi tarihlerde, ne kadarlık piyasa müdahalesi yaptıklarını açıklamadılar? Suç karanlıkta işlenir.”

“Devlet yeni işe girenlerden 2-3 sene vergi almasın”

“İstihdam için formül basit. Bir; güven ve istikrar. İki; iyi düzenlenmiş eğitim programları, mesleki eğitim, teknik eğitim ve hayat boyu öğrenim. Üç; aktif iş gücü politikaları. Bir de işsiz birisi, işe yeni girdiğinde devlet iki-üç sene vergi almasın, şart değil. Gerek yok. Banker krizinde hükûmet zayıftı, yolsuzluk büyüktü, arka plan ilişkileri vardı. 1999-2001'de 20 bankanın battığı dönemde de devlet zayıflamıştı. Arka plan ilişkiler vardı. Bitcoin faciası yaşıyoruz. Aynı. Devlet zayıflıyorsa, devletin düzenleme ve denetleme kapasitesi zayıflıyorsa, yanlış yapanlarla devlet yetkilileri arka plandan ilişkileri yürütüyorsa bu vatandaşımıza büyük maliyet olarak dönüyor. Devletin denetleme ve düzenleme görevini yapması lazım.”