Ali Babacan: Eğer bir ittifak olursa partilerin tek bir adayla girmesini biz de destekleriz

Ali Babacan: Eğer bir ittifak olursa partilerin tek bir adayla girmesini biz de destekleriz

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin olarak, "Eğer bir ittifak olursa, ittifak yapacak partilerin tek bir adayla girmesini biz de destekleriz." dedi.

Babacan, FOX TV'de Çalar Saat programında konuştu. Babacan, "Biz şu an bir ittifakta değiliz ama parlamenter sistem isteyen partilerden biriyiz. Eğer bir ittifak olursa, ittifak yapacak partilerin tek bir adayla girmesini biz de destekleriz. Ama ayrı ayrı seçime gireceksek her partinin genel başkanı aday olur"açıklamasını yaptı. 

Babacan şu ifadeleri kullandı: 

"Döviz kurunun buralarda durabilmesi için Merkez Bankası'nın (MB) bağımsız olması lazım. MB şuan bağımsız değil, Cumhurbaşkanının talimatıyla bir sürü hata yapıyor. Cumhurbaşkanı akıl dışı hareket ettiği için zaten dikkat ederseniz nas kelimesini kullanıyor devamlı. Çünkü rasyonel bir açıklama getiremiyor. Şimdi Merkez Bankası'nın faizi düştü, peki esnafın faizi ne oldu? Bakın sadece ticari kredi faizi yüzde 18'den 24'e çıktı, sadece aralıkta. Cumhurbaşkanı, Merkez Bankası dışında hiçbir faizden bahsetmiyor.

Tarımsal kredilerin tamamı ne kadar dersiniz 2022'nin bütçesinde? 25 milyar. Peki faize ne kadar ödeniyor? Tam 240 milyar.

"Merkez Bankası yanlış planlar yapıyor"

Merkez Bankası yanlış planlar yapıyor. Bakın Erdoğan'ın 'faiz sebep, enflasyon sonuç' tezi kesinlikle yanlış, belli zaten, işlemiyor. Son 20 yılın en yüksek enflasyonuyla karşı karşıyayız, her şey ispatlı. Bu millet şu an çok büyük bir bedel ödüyor. Ve bu TÜİK'in makyajlanmış rakamları, ona rağmen böyle. Gerçekte çok daha fazla.

Bakın benim AK Parti'yle çalıştığım dönem Merkez Bankası bağımsızdı, Cumhurbaşkanı hükmedemedi. MB ne zaman ne doğruysa onu yaptı. Artı, dürüst ve işini bilen bir ekip kurduk. Şu an bunların hiçbiri yok, düzgün işini yapan insan kalmadı, herkes tek bir kişinin dediğini yapıyor. O kişi de yanlış konuşuyor. Sayın Erdoğan ne diyor sürekli, ben faize karşıyım diyor. Peki şu an kendisinin meclisten geçirdiği faiz 240 milyar. Buna ne diyecek kendisi?

"Faiz anca güvenle iner"

Bu ülke düzgün yönetilirse düzlüğe çıkar bu durum. Faiz anca güvenle iner. Bakın nass dedi, MB'nin faizini indirdi, diğer tüm faizler arttı. İnsanlar isyan ediyor sokakta, maaşımız yetmiyor diyorlar. Çünkü maaşlar enflasyona endekslendi ama gerçek enflasyon bunun çok üstünde. Bağımsız çalışan kuruluşlar zaten yüzde 80 diyor TÜİK'in yüzde 30 açıkladığı enflasyona ve bu doğru. Her şey pahalanmış. Bunun tek sebebi kötü yönetim.

Bakın gelmiş tutsun diyo dua edelim diyor. E tutmamış işte, Özal uyarmış, ülke borçlanmış görmüyor musunuz?

"Bakanların hiçbirine cevap vermiyorum çünkü bir hükmü yok onları"

Bakanların hiçbirine cevap vermiyorum çünkü bir hükmü yok onların. Kararları ülkede şu an bir kişi veriyor ve yanlış veriyor. Zaten bakanın açıklamalarından da belli, 20 Aralık'ta yaşanan hiçbir şeye hâkim değil, kendi bilgisi dahilinde olmamış.

"20 Aralık'ta Merkez Bankası arkadan dolar sattı"

Cumhurbaşkanı 20 Aralık'ta yeni mevduat sistemi açıklaması yaptı ve döviz kurunda gerileme oldu. O yüzden sanki bu modelle bu düşüş oldu gibi lanse edildi. Ama biz sonraki günlerde gördük ki, MB arkadan dolar satmış o gece, bakın bu nettir. Ortaya çıkıyor işte. Bakan yok diyor ama MB'nin rezervi niye düşmüş o günden sonra. Açıklasın o zaman bu 17 milyar dolar nerede? Cumhurbaşkanı, yerinde duruyor dedi önce. Sonra pandemi için harcadık dedi. Bunların hepsinin videosunu gösterdim ben. MB'nin bugün sattığı döviz bile kendisinin değil, borç aldığını satıyor.

Eksi rezerv şu demek; Merkez Bankası'nı açtığınız zaman kabaca 114 milyar dolar var, afaki konuşuyorum. Ama 178 milyar dolarlık borcu var, afaki olarak söylüyorum. Bundan hiç bahsetmiyor. Bakın başka ülkelerle Swap anlaşması yaparsanız o ülke karşısında artık güçlü olamazsınız. Borç alan emir alır.

Öncelikle bu krizin çözülmesi sadece ekonomi politikalarıyla olmaz. Hukukta, dış politikada atacağınız doğru adımlarla ekonomiyi ayağa kaldırabilirsiniz. Bu hükümetin de anlamadığı bu. AYM'nin kararlarını dinlemiyorum diyorsunuz, demokrasiye inanmıyorum diyorsunuz ve böyle oluyor.

"Altı ay kesinlikle yetecek her şeyi toparlamak için"

Parlamenter sistem isteyen diğer partilerle masaya koyduk sistemimizi, sonrasında da yol haritamıza çalışacağız. Biz zaten kendi partimiz içinde çalışıyoruz. Mesela parlamenter sistemi isteyen kesimin Cumhurbaşkanı adayı veya adaylarının baştan açıkça nasıl çalışacaklarını deklare etmeleri gerekiyor. Altı ay kesinlikle yetecek her şeyi toparlamak için, iki sene falan dendiğinde biz bundan şüphe duyarız. Her şeyde anlaştıysak, tamamdır. Vakti geldiğinde yol haritamızı konuşuruz.

Ekonomiden bahsediyoruz devamlı ama bu sınırlı bir alan. Biz her alanda çalışıyoruz.

Türkiye'yi yönetecek bir insanın vatandaşı ikna etmesi gerekiyor, berrak olunmalı, hedef sadece Erdoğan'ı göndermek değil. Bu yüzden biz devamlı çalışıp planlarımızı ve bütçelerimizi paylaşıyoruz. Mesela afet yöneyimi, tarım planı hepsini gün gün açıkladık.

Biz şu an bir ittifakta değiliz ama parlamenter sistem isteyen partilerden biriyiz. Eğer bir ittifak olursa, ittifak yapacak partilerin tek bir adayla girmesini biz de destekleriz. Ama ayrı ayrı seçime gireceksek her partinin genel başkanı olacak.

Ülkenin her zaman dış politikada kıskananları olabilir. Ama bir ülkenin başındaki ismin ülkeyi güven de tutacak adımları atması gerekir. Merkez Bankası'ndan cayır cayır döviz satmakla bu iş olmaz. Erdoğan, sadece başarıyı sahiplenip başarısızlıklar için düşman yaratmak istiyor."

Bu ayın sonunda Merkez Bankası'nın Para Politikası Kurulu var. Ne olacak? Bilmiyoruz, MB de bilmiyor. Erdoğan ne derse o.

"Baraj derdimiz olmayacak"

İnsanların sosyal medya paylaşımından ifadeye çağrıldığı ülkede telefondan yapılan seçim anketlerine itimat olmaz. Orada tabi ki iktidara oy veriyorum deyip telefonu kapatacaklar. Bizim partimizin büyük ilgi gördüğünü biz bizzat biliyoruz, sahadayız çünkü. Bizim baraj derdimiz olmayacak, biliyoruz. Türkiye'de söz sahibi olan partilerden biri olacağız, eminiz.

Osmangazi Köprüsü'ndeki zam. Şimdi, bu projeler hep dövizle borçlanarak yapıldı. Dolayısıyla şu an altından kalkamıyorlar. Yani yine bunun temelinde döviz kurundaki artış var. Biz bu büyük projeleri destekliyoruz. Ama açık ihaleyle, şeffaf yapılsın ki, en ucuza kim yapıyorsa o alsın. Ama böyle yapılmadı bunlar. Maliyet çok fazlaydı.

Ben bunları bu ülkeyi iki ekonomik krizden çıkarmış bir ekibin başında olan isim olarak anlatıyorum. Her şey güvenle çözülür."