Demokrasi ve Atılım Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, katıldığı bir televizyon programında, "Türkiye krize, mali alan daralmış, Merkez Bankası rezervi azalmış, banka bilançoları zayıflamış, yedek akçeler tüketilmişken hazırlıksız yakalandı" dedi.
DEVA Genel Başkanı Ali Babacan, katıldığı bir televizyon programında Türkiye’nin Koronavirüs salgını sürecinde uyguladığı ekonomik tedbir paketlerini, kriz sonrasında ne yapılması gerektiği konusunda değerlendirmelerde bulundu. Babacan, Türkiye’nin krize ekonomik anlamda hazırlıksız bir durumda yakalandığını belirterek, "Krize maalesef zayıf anda yakalandık. Mali alan daralmıştı, Merkez Bankası rezervi azalmıştı, banka bilançoları zayıflamıştı, yedek akçeler bile tüketilmişti” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin kamu borcunun düşük olmasının büyük bir avantaj olduğunu belirten Babacan, güven ortamı sağlanmadan, Türkiye’nin ekonomik sorunlarıyla baş etmesinin mümkün olmayacağının altını çizdi.
Koronavirüs salgınının küresel bir sorun olduğuna dikkat çeken Babacan, toplumsal birlikteliğin önemli olduğuna değinerek, "Toplumsal dayanışma şart. Katılımcılık anlayışı şart. Hayalî düşman aramaya, kutuplaşmaya ve komplo teorilerine gerek yok” dedi.
Geliri olmayan 55 milyon vatandaş için acilen tedbirler alınması gerektiğini söyleyen Babacan, "Türkiye'de 27 milyon vatandaşımızın ya emekli maaşı ya da kamu çalışanı olması gibi sebeplerle devlette bir geliri var. Ama 55 milyon vatandaşımızın devletten geliri yok. Öncelikle bu 55 milyon için tedbirler alınmalı" diye konuştu.
Vatandaşlar için 'evde kal' çağrılarının gerçekçi olmadığını belirten Babacan, "Hükûmetlerin kriz reçeteleri çekmecede hazır durur. Kriz sinyalleri geldiği anda o tedbirler hemen uygulanmaya başlanır. Kriz çıksın, insanlar işsiz kalmaya başlasın ondan sonra tedbir almaya başlayalım gibi bir anlayış yanlıştır” dedi.
Gıda tüketiminin küresel anlamda sıkıntıya dönüşmesi ihtimalinin göz ardı edilmemesi gerektiğine de dikkat çeken Babacan, "Türkiye'nin tarımsal üretimine zarar gelmemesi lazım. Gübre, zirai ilaç ve mazot desteklerinin verilmesi gerekiyorsa mutlaka verilmesi lazım. Olağanüstü koşullarda, hak ve özgürlükler korunmalı. Mülkiyet hukuku ve sözleşme hukukunun korunması da şart" şeklinde konuştu.
TIKLAYIN - Ali Babacan: Devlet, elindeki bütün cephaneyi acilen kullanmalı