Ali Bulaç: Uludere için bir özrün dahi esirgenmesi kabul edilemez

Ali Bulaç: Uludere için bir özrün dahi esirgenmesi kabul edilemez

 

Zaman yazarı Ali Bulaç, "Geçen sene 28 Aralık’ta Uludere’de “ne şekilde vurulduğu”nu hâlâ anlayamadığımız 17’si çocuk 35 kişinin acısını yüreğimizde taşıyoruz. Olayın hâlâ vuzuha kavuşmamış olması, bir 'özrün dahi esirgenmesi' kabul edilebilir değil" dedi. 

"Mazluma dini sorulmaz" başlıklı yazısında “Bosna Dayanışma Grubu”nun oluşum sürecini ve etkilerini anlatan Ali Bulaç'ın yazısının ilgili kısmı şöyle: 

"(Yeni Şafak'taki) 21 Aralık yazısında Süleyman Gündüz, İslam aleminde acımasızca kıyılan Müslümanları sayıyordu. Afganistan’dan Filistin’e, Çeçenistan’dan Suriye’ye, Irak’tan Lübnan’a kadar. Güzel diyordu: “Toprağa düşürülen her çocuk bizimdir.” Geçen sene 28 Aralık’ta Uludere’de “ne şekilde vurulduğu”nu hâlâ anlayamadığımız 17’si çocuk 35 kişinin acısını yüreğimizde taşıyoruz. Olayın hâlâ vuzuha kavuşmamış olması, bir “özrün dahi esirgenmesi” kabul edilebilir değil. 

Uludere bir milat, kimse neler olup bittiğini örtbas edemez. Günün birinde elbette her şey açığa çıkacak, bu dünyada olmasa bile öbür dünyada anlaşılacak ve kim bu katliama karıştıysa Hakimlerin Hakimi’ne hesap verecektir. Müslüman olmak bütün Müslümanları yekvücut bilmektir. Zulme maruz kalanların etnik kökenlerinin, kavim veya bölgelerinin bir önemi yoktur. 

Filistin’e ağlayıp Halepçe’ye gözyaşı dökmeyenler, Karabağ’da katledilenlerin acısını yüreğinde hissetmeyenler; Bosna veya Afganistan, Somali veya Yemen, Bahreyn veya Irak, Suriye veya Keşmir için aynı hissiyatı taşımayanlar dinin evrensel kardeşliğinin ne olduğunu tam kavramış sayılmazlar. Müslümanlar sadece din kardeşleri için değil, hangi dinden ve ırktan olursa olsun, zulme uğrayan herkes için de acı hisseder, kendilerini onların yardımına koşmakla yükümlü hisseder. Çünkü prensip şudur: Mazluma dini sorulmaz!"