T24
Ali İsmail Korkmaz'ın ailesi, Ali İsmail Korkmaz'ı öldürmek suçundan mahkûm olan polis memuru Mevlüt Saldoğan'ı; Gezi parkı davasında katılan olarak kabul eden İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi üyelerini Hâkimler Savcılar Kurulu'na (HSK) şikâyet etti. Başvuruda, hâkimlerin görevden uzaklaştırılması ve katılma kararının kaldırılması talep edildi.
Gezi parkı davasının 24 Aralık'da görülen 4. duruşmasında, Ali İsmail Korkmaz cinayetinde ölümcül tekmeleri attığı gerekçesiyle 10 yıl 10 ay hapis cezasına çarptırılan polis Mevlüt Saldoğan'ın 'zarar gördüğü' iddiasıyla yaptığı katılma talebi kabul edildi.
Saldoğan'ın katılma talebinin kabul edilmesinin ardından Ali İsmail'in annesi ve babası Emel ve Şehap Korkmaz ile kardeşleri Gürkan Korkmaz, Melike Çakırkaya, Aylin Taktuk avukatları aracılığıyla mahkeme heyetinin 'görevi kötüye kullandığı' iddiasıyla HSK'ya şikâyet başvurusunda bulundu.
Dilekçede, İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi heyetinin, Saldoğan hakkında 'kasten yaralama sonucu ölüme neden olma' suçundan verilen mahkûmiyet kararını kaldırdığı belirtildi. Öldürme fiiliyle kurulan hükmûn, mağduriyet olarak kabul edilmesinin görevi kötüye kullanma suçunu aştığı belirtilerek, "Yüksek mahkeme kararlarının kendilerini bağlamadığı anlamını taşımaktadır" ifadeleri kullanıldı.
İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi'nin bu kararıyla Gezi parkı davasının siyasi bir hesaplaşma olduğunu ilan ettiği belirtilen başvuruda hiçbir mahkemenin onana bir kararı tanımamazlık edemeyeceği kaydedildi. Hukuk sisteminde böyle bir yolun bulunmadığı belirtilirken, "İstanbul 30. Ağır Ceza Heyeti'nin bu cüreti nereden bulduklarını bilemiyoruz" dendi.
Ailenin HSK'ya yaptığı başvuruda Saldoğan'ın Gezi parkı dosyası kapsamındaki şikayetine de yer verildi. Saldoğan ifadesinde olay nedeniyle maddi ve manevi zararı olduğunu belirterek şunları söyledi:
"Ben olayla ilgili olarak daha önceden ifade vermiştim o ifadem doğrudur aynen tekrar ederim. Olay tarihinde ben Eskişehir ilinde polis memuru olarak görev yapıyordum Gazi parkı olayları nedeniyle Eskişehir ilinde hayati kaybeden Ali İsmail Korkmaz'ın ölümü nedeniyle beni sorumlu tuttular ve ben bu olay nedeniyle 13 yıl ceza aldım yaklaşık 4 yıl kapalı cezaevinde kaldım. 2016 yılında çıkan KHK ile salıverildim. Bu olayla beraber aile birliğim bozuldu eşimden ayrıldım bu darbe girişimi her kim yaptı ve yönlendirdiyse hepsinden şikayetçiyim davaya katılmak istiyorum olay nedeniyle maddi ve manevi zararlarım oldu hale zararlarını çekmekteyim, mesleki itibarimi mesleki kariyerimi kaybettim sanıkların cezalandırılmasını istiyorum..."
Başvuruda ilk olarak HSK tarafından atanacak bir müfettişin dosyayı incelemesi istenirken, heyet üyesi hâkimler Galip Mehmet Perk, Talip Ergen ve Barış Öztürk'ün görevi kötüye kullanma suçundan soruşturulması ve görevlerinden uzaklaştırılması talep edildi.
Ayrıca Mevlüt Saldoğan hakkında verilen katılma kararının de kaldırılması istendi.
2 Haziran 2013′te sokak ortasında ölesiyle dövüldükten sonra komaya giren ve 10 Temmuz 2013′te hayatını kaybeden Ali İsmail Korkmaz’ın cinayetiyle ilgili ana davada aralarında polis Mevlüt Saldoğan’ın da olduğu 8 kişi yargılanmıştı.
Davanın 14 Temmuz 2014’te Kayseri’de görülen 3’üncü duruşmasında, TİB’den gelen kayıtlarla hazırlanan bilirkişi raporunda sanıkların birbirleriyle yaptıkları görüşmeler tek tek sayılmıştı. Okunan HTS bilirkişi raporuna göre tüm sanıkların ortak telefon görüşmesi mevcuttu. Sanık avukatları bu duruşmada da kamera görüntülerindeki kişinin Ali İsmail Korkmaz olmadığını, Korkmaz’ın ölüm sebebinin ise ‘merdivenden düşme’ olduğu iddiasını sürdürmüştü.
Sanık avukatlarının, o gece dövdükleri kişinin Ali İsmail Korkmaz olmadığını iddia etmesi üzerine görüntüler TÜBİTAK’a gönderilmiş ve dövülen şahsın Alİ İsmail Korkmaz olup olmadığının tespit edilmesi istenmişti. 12 Ağustos tarihinde dava dosyasına girebilen TÜBİTAK raporunda, Ali İsmail’i döven kişilerin yargılanan sanıklar olduğu tespit edilirken, olay yerindeki kameralara ‘dışarıdan’ müdahale edildiği belirtilmişti. Ali İsmail Korkmaz’ın dövülme anına ait görüntüler, Ali İsmail Korkmaz'ı tekmeleyen fırın sahibi İsmail Koyuncu ve bilirkişi Serkan Uğurluoğlu tarafından 4 kez silinmiş fakat Jandarma Kriminal Dairesi’nin çalışmaları sonucunda kurtarılmıştı.
Ali İsmail Korkmaz’a son tekmeyi atan sanık polis Mevlüt Saldoğan’ın tekme attığı ayağı için ‘sağ ayak bileğinde çatlak’iddiasıyla rapor aldığı ve eylemcilerden şikayetçi olduğu ortaya çıkmıştı.
Ayrıca Saldoğan’ın AKP Batman Milletvekili Ziver Özdemir’le de görüşme yaptığı belirlenmişti. Özdemir, “Olayın ardından polis değil, kızı bana ulaştı” dese de TİB kayıtlarına göre ilk aramayı yapan tarafın Saldoğan değil, AKP milletvekili olduğu belirtilmişti.
Davanın dördüncü duruşmasında TÜBİTAK’ın iyileştirdiği ve incelediği darp anına dair kamera kayıtları izletilen sanıklar görüntülerde yer aldıklarını kabul etmek zorunda kalmışlardı.
Davanın beşinci duruşmasında savcı esas hakkındaki mütalaasında sadece Ali İsmail’e son tekmeyi atan polis Mevlüt Saldoğan hakkında ‘kasten öldürme’ suçlamasıyla müebbet hapis isterken, siviller İsmail Koyuncu, Ramazan Koyuncu, Ebubekir Harlar, Muhammet Vatansever’in ‘nitelikli yaralama’dan, polis Yalçın Akbulut’un ‘kasten yaralama’dan cezalandırılmasını talep etmişti. Savcı, polis sanıklar Şaban Gökpınar ve Hüseyin Enginhakkında ise beraat istemişti.
Ali İsmail’e son tekmeyi atan ve hakkında müebbet istenen Mevlüt Saldoğan kendini, “Bugün bu ülkenin sayın cumhurbaşkanı, başbakanı Gezi’nin bir darbe girişimi oldugunu söylüyor. Ben bu darbeyi bastırmakla görevliydim” sözleriyle savunmuştu. Saldoğan’ın avukatı Mutlu Karayılan da müvekkilinin verilen emri yerine getirdiğini belirterek “İçişleri bakanı, vali ve Eskişehir TEM müdürü de davaya dahil edilsin ve ifadeleri alınsın” demişti.
Mahkeme, Saldoğan'a ‘yaralama sonucu ölüme yol açmak’tan verdiği 13 yıl hapis cezasında indirim yaparak 10 yıl 10 ay ceza vermişti.
Yargıtay'ın kararı usul yönünden bozmasının ardından yapılan yeniden yargılamada Kayseri 3. Ağır Ceza Mahkemesi sanık polis Mevlüt Saldoğan'a tekrar 10 yıl 10 ay hapis cezası vermişti.
TIKLAYIN - Mahkeme, AİHM kararına rağmen Osman Kavala'nın tutukluluğunun devamına karar verdi