Eskişehir’de bir grup polis ve sivil tarafından dövülerek öldürülen Ali İsmail Korkmaz’ı tedavi için geldiği hastanede, beyin cerrahisi servisine değil, ortopedi servise yönlendirdiği için beyin kanamasını tespit edemeyen ve gence kas gevşetici yazarak geri gönderen Dr. Hasan Gülcü hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verildi.
İsmail Saymaz’ın Radikal’de yer alan haberine göre, Adli Tıp’ın “Gülcü tarafından uygun tetkiklerin istendiği, doğru tanının konulduğu, o esnada beyin kanamasının bulunmadığı, ilerleyen saatlerde oluşan beyin kanamasının önlenemez bir durumda olduğu” yönündeki raporu üzerine, Dr. Gülcü suçsuz bulundu. Korkmaz Ailesi’nin avukatlarının yaptığı itiraz da reddedilince yargısal süreç kapanmış oldu.
Ali İsmail Korkmaz, dövüldüğü 2-3 Haziran gecesi tedavi için Yunus Emre Devlet Hastanesi’ne gitmiş ve beyin kanaması geçirdiği halde, acil serviste görevli Dr. Hasan Gülcü tarafından kendisine bir kas gevşetici yazılarak, geri gönderilmişti.
Ertesi gün yoğun bakıma kaldırılan Korkmaz, 10 Temmuz’da hayata veda etmişti. Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı, Dr. Gülcü hakkında ‘görevi ihmal’ iddiasıyla soruşturma açtı. Fakat Tepebaşı Kaymakamlığı, 31 Temmuz 2013’te ‘soruşturmaya yer olmadığı’ gerekçesiyle soruşturmaya izin vermedi.
Bunun üzerine Bölge İdare Mahkemesi’ne itiraz edildi. Savcı Abdullah Tokgöz Tokgöz, Dr. Gülcü ile ilgili itirazında, “suç unsurlarının oluşup oluşmadığının ve delillerin takdir edilmesinin yargısal mercilerce soruşturulması gerektiğini” vurguladı. Bunun üzerine karar, Eskişehir Bölge İdare Mahkemesi’nce kaldırıldı.
Mahkeme , Dr. Gülcü’nün uzman doktorun tavsiyesine rağmen Korkmaz’ı beyin cerrahisi yerine ortopedi polikliniğe yönlendirdiğini, bu hatası nedeniyle ‘taksirle ölüme sebebiyet verme’ suçundan soruşturma yürütülmesi için yeterli şüphenin bulunduğunu belirtti.
Yeniden başlayan soruşturma kapsamında dosya, Dr. Gülcü’nün bir kusurunun olup olmadığının belirlenmesi için Adli Top Kurumu’nu gönderildi. Adli Tıp 1. İhtisas Dairesi, 11 Aralık 2013 tarihli raporunda, Korkmaz’ın 2 Haziran 20134’te dövülerek yaralanması ile 10 Temmuz 2013’te ölümü arasında illiyet bağı bulunduğu vurgulandı.
Raporda, “Kormaz’ın 3 Haziran’da Gülcü tarafından muayenesinin yapıldığı ve uygun tetkiklerin istendiği, tetkiklerin değerlendirilmesi sonucunda doğru tanının konulduğu ve öneriler ile taburcu edildiği” ileri sürüldü. Korkmaz’ın bu dönemde çekilen BBT’sine göre “o esnada beyin kanamasının bulunmadığı, ilerleyen saatlerde oluşan beyin kanamasının öngörülemez ve önlenemez bir durumda olduğu, Dr. Gülcü’ye atfı kabil kusur olmadığı” ileri sürüldü. Bu rapor üzerine Savcı Hasan Ali Erkan, geçen 17 Ocak’ta Dr. Gülcü hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verildi.
Korkmaz Ailesi’nin avukatı Özgür Özlem Öngel, karara Bilecek Ağır Ceza Mahkemesi’ne itiraz etti. İtirazı ele alan mahkeme, Bilecik Cumhuriyet Başsavcılığı’na görüşünü sordu. Başsavcılık Adli Tıp raporu ışığında itirazın reddini istedi. Mahkeme de 15 Nisan 2014’te itirazı reddetti. Böylece dosya kapanmış oldu.
Korkmaz Ailesi’nin avukatı Ayhan Erdoğan, Dr. Gülcü’nün eylemi ile Korkmaz’ın ölümü arasında doğrudan bir bağ olmasa da cezalandırılması gereken bir ihmalin bulunduğunu ifade etti. Avukat Erdoğan, “Bir doktorun tedaviye ihtiyacı olan bir insanla ilgilenmesi gerektiği ortadayken, bir görev ihmalinin olduğu kanısındayız. Bunun takipçisi olacağız” dedi.