T24- Cumhuriyet gazetesi yazarı Ali Sirmen, Mehmet Şevket Eygi'nin cinayet kışkırtıcılığı ve Amerikan amigoluğunu yazdığı bir yazısıyla yeniden hatırlattığı gerekçesiyle Vakit gazetesine teşekkür etti. Sirmen bugün (23 Nisan 2004) yayımlanan "Denizler Masumdu Ama M. Ş. Eygi Değildir" başlıklı yazısında Eygi'nin 16 Mart 1969 “Kanlı Pazar” olaylarının baş kışkırtıcısı olduğunu o dönem kaleme aldığı yazılarını örnek vererek hatırlattı.Sirmen'in yazısı şöyle:
Son zamanlarda kimilerinin, cinayet kışkırtıcılığını ve Amerikan amigoluğunu unuttukları Mehmet Şevket Eygi’yi, zamanında Milli Gazete’de Deniz Gezmiş ve arkadaşları Hüseyin İnan, Yusuf Aslan hakkında yazdığı bir yazı vesilesiyle, Vakit gazetesi yeniden gündeme taşıdı. ABD’ye yaranmak için kalem oynatmış olan Mehmet Şevket Eygi’nin bu yönünü bize hatırlattığı için, Vakit gazetesine teşekkür borçlu olduğumuzu düşünüyorum.
Vakit’in 22 Nisan 2010 tarihli nüshasının 13. sayfasında verilen yazısında Mehmet Şevket Eygi şunları söylüyor:
“Benim kanaatimce o üç genç fidan değildi. Onlar ülkedeki kötü düzeni şiddet, silahlı eylemler, terör hareketleri ve ihtilal yoluyla yıkmak, onun yerine daha berbat, daha kötü, daha halk düşmanı bir rejim getirmek istiyorlardı...
Onların muhakemeleri açık olarak cereyan etmiştir. Hacimli zabıtları meydandadır. BELKİ YÜZDE YÜZ ADİL BİR MAHKEME OLMAMIŞTIR ama onlar kesinlikle fidan, masum, hiç suçsuz değillerdi.
Tartışmalar sonunda Meclis idamları tasdik etmiştir....”
İşte Mehmet Şevket Eygi’nin idamları ve o kararı veren Ali Elverdi ile o kararı Meclis’te onaylayanları savunmak için yazdığı satırlar bunlar.
Dikkat ediniz, Eygi’nin kendisi de mahkemenin adil olmadığını kabul ediyor. Ama Eygi zihniyeti şudur:
Onlar zaten iyi adam değillerdi, ateist Marksisttiler, haklarındaki yargının adil olmaması önemli değildir.
***
Mehmet Şevket Eygi’nin iddiasının aksine, bütün hukukçuların da kabul ettiği, kendisinin de artık tümüyle görmezden gelemediği biçimde, Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan, o zamanki TCK’nin 146/1 maddesindeki suçu işlememişlerdir ve idamları adli bir cinayet olarak tarihe geçmiştir.
Ali Elverdi mahkemesinin kararının Meclis tarafından onaylanmış olması, herhalde o makamın da vicdanını rencide etmiş olmalı ki, Ali Elverdi için TBMM’de tören yapılmamıştır. Mehmet Şevket Eygi’nin savunduğu Ali Elverdi de tarihe, Damat Ferit Paşa’nın emriyle Urfa Mutasarrıfı Nusret Bey’i önce kürek cezasına mahkûm eden, sonra idam cezasına çarptıran Nemrut Mustafa Divanı’nın başındaki kişi gibi geçmiştir.
Peki ya Mehmet Şevket Eygi tarihe nasıl geçecektir?
Bu konuda, araştırmacı yazar Cengiz Özakıncı’nın “United States Of İrtica 1945 – 1999” adlı yapıtına kısaca göz attığımız zaman, Mehmet Şevket Eygi’nin 16 Mart 1969 “Kanlı Pazar” olaylarının baş kışkırtıcısı olduğunu görürüz.
Mehmet Şevket Eygi, Dolmabahçe önünde demirlemiş Amerikan 6. Filosu’na karşı gösteri yapan gençlere karşı, kendi militanlarına 13 Şubat 1969 tarihli Bugün gazetesindeki yazısında şu çağrıyı yapıyordu:
“Namaza Davet
Bir müddeten beri kılmaya başladığımız CEMAAT- İ KÜBRA İLE SABAH NAMAZLARI’nın faydasını hepimiz gördük. Önümüzde 16 Şubat Pazar günü büyük bir cemaat halinde sabah namazı kılmak üzere bütün mümin kardeşlerimi Beyazıt camii şerifinde toplanmaya davet ediyorum. Aziz kardeşlerim koşunuz...16 Şubat Pazar günü gün doğmadan Beyazıt camiinde toplanınız! Kafirler bizim cemaatimizi görünce hapı yutar zaten...”
***
Mehmet Şevket Eygi, Deccal’ın veletleri olarak nitelediği, 6. Filo’ya karşı gösteri yapan gençlere karşı kendi militanlarını kışkırtmak için Suudi Arabistan’dan yazıp gönderdiği yazılarında, insanları ‘cihat’a hazır olmaya çağırıyordu. Türkiye’nin gençlerine karşı 6. Filo’yu taşla sopayla, bıçakla silahla savunmak Mehmet Şevket Eygi’ye göre cihat idi.
6. Filo karşıtı gösterileri “kızıl uşaklar, istikbalimizi dinamitliyor” diye nitelendiren Bugün gazetesinde çıkan yazılarında Eygi şunları söylüyordu:
“...Kızılları boğmanın vakti geldi. Kızıl emperyalizmin para ile tutulmuş uşaklarını en ufak kıpırdanışta gebertmek için and içildi...”
16 Şubat 1969 günü Beyazıt Camii’nden çıkan silahlı güruhun saldırısı üzerine çıkan olaylarda iki kişi öldü, yüzlerce insan da yaralandı.
Mehmet Şevket Eygi’nin Mekke’den beri yazdığı yazılarla bu olayları nasıl kışkırttığının delilleri koleksiyonlarda mevcut.
Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan’ın masum olup olmadığını tartışan Mehmet Şevket Eygi, onu bunu yargılamaya kalkmadan önce, kendi elindeki kanı ve alnındaki 6. Filo savunucusu lekesini silmelidir.