İzmir’in Aliağa İlçesi’nde, Enka tarafından yapılmak istenilen termik santral çalışmalarına karşı tepkiler sürerken, geçen yıl Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’na başvuran İzdemir'in (İzmir Demir Çelik Sanayi) Horozgediği Köyü’nün sınırları içerisinde bulunan Hayıtlıdere Mevkii’nde termik santral kurmak için ÇED sürecinin sonuna geldiği ortaya çıktı. Enka’nın lisansının iptali için dava açanlar arasında bulunan avukat Arif Ali Cangı, İzdemir’in ‘sessiz ve derinden gittiğini’ ifade ederek, “Enka ile uğraşırken bu şirketi atladık” dedi.
İthal kömüre dayalı termik santral kurmak için geçen yıl Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’na lisans için 3 şirket başvurdu. Enka ve İzdemir'e izin verilirken, Habaş lisans izni alamadı. İzin alan iki şirketten İzdemir ÇED raporunu tamamladı.
Enka’nın termik santral projesinin bulunduğu Çakmaklı Köyü’ne kuş uçuşu yaklaşık 1.5 km mesafede olan Horozgediği Köyü’nün Hayıtlıdere Mevkii’ne santral kurmak için çalışmalara başlayan İzdemir'in, ithal kömüre dayalı enerji santrali için ‘Nihai ÇED Raporu’nu 27 Haziran 2008'de Çevre ve Orman Bakanlığı'na verdiği ortaya çıktı. Çevre ve Orman Bakanlığı İzdemir’in raporunun ‘diğer başvurularla birlikte inceleneceğini’ ifade ederek 16 Temmuz 2008 tarihinde İzdemir’e 60 günlük uzatma verdi. Enka ise henüz ÇED raporunu Çevre ve Orman Bakanlığı’na vermedi.
İzdemir, önce Enka gibi Çakmaklı Köyü sınırları içerisinde santral kurmak için proje hazırlayarak 20 Eylül 2007 tarihinde Çevre ve Orman Bakanlığı’na başvurdu, 25 Ekim 2007 tarihinde Aliağa’da ÇED sürecinde halkı bilgilendirme toplantısı yaptı, ardından da ÇED raporunu bakanlığa sundu. Ancak proje sahasının 10 Mart 2008 tarihinde Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından onaylanan Manisa- Kütahya- İzmir Planlama Bölgesi 1/ 100 bin ölçekli Çevre Düzeni Planı’nda ‘Liman Geri Sahası’ olarak görülmesi yüzünden santral yerinin Horozgediği Köyü Hayıtlıdere Mevkii’nde İzmir Demir Çelik Sanayi'ne ait alana kaydırıldığı öğrenildi.
Sürenin bitmesine 14 gün kaldı
İzdemir’in enerji santrali için Çevre ve Orman Bakanlığı’nın 16 Temmuz 2008 tarihinde verdiği 60 günlük sürenin bitimine 14 gün kala haberin duyulması, başta Horozgediği Köyü sakinleri olmak üzere, Enka’nın kuracağı santrale karşı mücadele edenler arasında büyük şaşkınlıkla karşılandı. Santral hakkında bilgi ise MHP İzmir Milletvekili Ahmet Kenan Tanrıkulu’nun, Enka’nın santral kurma haberleri üzerine Çevre ve Orman Bakanlığı’na Şubat ayında verdiği soru önergesine 2 Eylül tarihinde verilen yanıtla geldi. Bakanlığın kendisine 8 aylık bir gecikmeyle yanıt verdiğini ifade eden MHP İzmir Milletvekili Tanrıkulu, “Şubat ayında vermiş olduğum yazılı soru önergeme Çevre ve Orman Bakanlığı adeta itiraf gibi bir cevap vererek, özellikle Aliağa bölgemizde bulunan demir çelik fabrikaları, petrokimya ve rafineri tesisleri ile mevcut termik santralin çevreye yaydığı zararlı emisyonlar nedeniyle kirletici olarak kabul etmiştir. Bu zararlı emisyonlar ile mücadelede yeteri kadar başarılı olamayan yetkililer, şimdi mevcut hava ve çevre kirliliğini daha da artıracak, ithal kömür yakıtlı yeni bir termik santral kurulması konusunda yeteri kadar titiz çalışmamaktadırlar. 2872 Sayılı Çevre Kanunu’nun 3'üncü Maddesi (Çevrenin korunması, çevrenin bozulmasının önlenmesi ve kirliliğin giderilmesi alanlarındaki her türlü faaliyette; Bakanlık ve yerel yönetimler, gerekli hallerde meslek odaları, birlikler ve sivil toplum kuruluşları ile işbirliği yaparlar) denilmektedir. Bu bağlamda soru önergemde ÇED sürecinde halkın bilgilendirilme toplantısına kimlerin katıldığını sorduğumda kimlerin katıldığı açıklanmamıştır, bu da termik santral konusunda hiçbir vatandaşımızın, sivil toplum örgütümüzün ve meslek odamızın görüşüne başvurulmadığının göstergesidir. Oysa Aliağa’da mevcut hava ve çevre kirliliğine maruz kalarak yaşayan vatandaşlarımız yeni kurulacak bu termik santrali istememektedirler” dedi.
İktidar himayesinde çevre cinayeti
Aliağa’ya termik santral kurulmasına karşı mücadale edenlerin en başında bulunan CHP İzmir Milletvekili Kemal Anadol ise yöreye termik santral kurulması için izin verilmesinin cinayetten başka bir şey olmadığını iddia etti. Anadol, “İktidar himayesinde bir çevre cinayeti işleniyor. Aliağa zaten, demir çelik, gemi söküm tesisleri yüzünden yeteri kadar kirliliğe sahip ve bu politika yüzünden adeta bir termik santral cehennemi yaratılmaya çalışılıyor. Şu an beş civarında talep var. Bu taleplerin gerçekleşmesi durumunda yörede yaşayan vatandaşların, balıkçıların, yazlıkçıların tek çareleri bölgeyi terk etmek ama ne yazık ki yetkililer bu feryadı duymuyor. Şirketler ise adeta illegal bir ülke içerisinde halktan herşeyi kaçırarak, yasal toplantılara kılıf bularak bir yarışa girmişler. EPDK ise gerekli incelemeyi yapmadan ‘Nasıl olsa ÇED incelemesi var’ mantığı ile sorumluluk altında kalmadan topu üstünden atıyor. Oysa ki Aliağa, Bornova’dan Karaburun Yarımadası’na kadar tüm İzmir’i kirlilik tehditi altında bulunduruyor” dedi.
Köylüler kurulacak santralden habersiz
İzdemir’in kuracağı termik santralin bulunduğu Horozgediği Köyü’nün Muhtarı olan aynı zamanda da Enka’nın Çakmaklı Köyü’ne kurmak istediği termik santral projesine karşı mücadele edenler arasında bulunan Kemal Erim, kendi köylerine yapılacak santralden haberdar olmadıklarını ifade etti. Enka'nın Çakmaklı'ya yapacağı santralle mücadele ederken köylerine termik santral yapılacak olması karşısında şaşkına uğradığını söyleyen Erim, “Bir ÇED toplantısı yapılmıştı ancak o çok eskiydi ve biz onu liman için yapıyorlar sandık. Herkes liman yapılacağını biliyordu ancak santralden haberimiz yok. Zaten demir çelik fabrikaları bizim köyü bitirdi. Bütün köy halkı çıkan baca gazlarından sağlığını yitirdi. Biz Enka’dan kaçarken buna tutulduk. Enka için bir dava açmıştık. Bunun için de dava açacağız” dedi.
Enka ile uğraşırken, İzderm çıktı
Enka’nın lisansının iptali için dava açanlar arasında bulunan Avukat Arif Ali Cangı, İzdemir’in ‘Sessiz ve derinden gittiğini’ ifade ederek, “Enka ile uğraşırken bu şirketi atladık. Enka’ya açtığımız davadan çıkacak karar bunu da etkiler. Şu an kritik bir dönemdeyiz. ÇED sürecinde halkın bilgilendirme toplantısı en önemli aşamasıdır. Ancak bu toplantılara bırakın sıradan halkı konunun muhataplarını bile çağırmıyorlar. Kendi taraftarlarıyla toplantıyı yapıyorlar. Burada da ÇED süreci gizli kapaklı yürütülmüş ve bu noktaya gelmişler. Bir an önce dava açacağız” diye konuştu. Horozgediği’ne bitişik olan ve her iki termik santralin yapılması durumunda Enka ve İzdemir enerji santrallerinin arasında kalacak olan Kozbeyli Köyü’nde yaşayan ünlü yazar Hüseyin Yurttaş ise “Termik santrale karşı mücadele etmenin zor olacağını biliyordum ama bu kadar zorlanacağımızı tahmin etmemiştim. Biz biriyle uğraşırken karşımıza bu da çıktı. Bundan haberimiz yok. Aliağa Belediyesi de o tarafa hizmet ettiği için hiçbir şeyden haberimiz olmuyor” dedi. Foça Belediye Başkanı Gökhan Demirağ ise bölgelerinde termik santral yapılmasına kesinlikle izin vermeyeceklerini ve mücadeleye devam edeceklerini söyledi.
Enka çalışmaya devam ediyor
Öte yandan ilk olarak adı duyulduğu için Aliağa’ya termik santral yapılmasını istemeyenlerin dava açtığı Enka’nın ise çalışmalarına devam ettiği öğrenildi. Enka Santral İşletme ve Bakım Hizmetleri AŞ Teknik ve Yönetim Müdürü Selim Özkan, çalışmalarının üç koldan sürdüğünü söyledi. Özkan, “Bir yandan ÇED raporu hazırlıyoruz hazırlıklarımız Eylül ayı sonunda tamamlanacak. Öte yandan termik santral için satın aldığımız arazi ile ilgili olarak 1/5000’lik Nazım İmar Plan Tadilatı için İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne başvurduk. Dosyamızı İmar Komisyonu’na gönderdik, komisyon önümüzdeki günlerde toplanacakmış bunun yanıtını bekliyoruz. Bir yandan da CHP İzmir Milletvekili Kemal Anadol’un lisans iptali için Danıştay’da açtığı dava sürüyor. Adli tatil olduğu için bu davada da henüz bir gelişme olmadı. Danıştay enerji davalarına öncelik veriyor. Ekim ya da kasım gibi bu davadan da bir sonuç çıkacağını tahmin ediyoruz” dedi. Özkan, Danıştay’dan olumsuz bir yanıt çıkma ihtimalini düşünmediklerini sözlerine ekleyerek, “Açıkçası bir B Planımız yok. Danıştay’ın bu davada olumsuz karar vereceğine inanmıyoruz. Çünkü Sayın 1991 yılında Anadol’un açtığı ve kazandığı davaya dayanak olan koşullar şu an yok. O zamanlar Japonlar’a verilmiş bir lisans vardı, ÇED yoktu, yap işlet devret modeli öngörülmüştü, ancak şimdi biz hem ÇED yaptık, santrali kuracak yeri satın aldık, herşeyi kendimiz yapıyoruz o yüzden olumsuz bir karar çıkacağına ihtimal vermiyoruz” diye konuştu.
Yeşiller partisinden nükleer karşıtı kampanya
Yeşiller Partisi, 24 Eylülde teklif süreci sona erecek olan nükleer santral ihalesini protesto etmek amacıyla, "Nükleer İhaleyi Durdurun" kampanyası başlattı.
Yeşiller Partisi Eş Başkanı Ümit Şahin, Taksim’deki Yeşil Ev’de düzenlediği basın toplantısında, Yeşiller Partisi olarak 22 gün sürecek yeni bir kampanya başlattıklarını, 24 Eylülde teklif süreci sona erecek olan nükleer santral ihalesine kadar uyumayacaklarını ve sürekli eylemde olacaklarını söyledi.
Şahin, ihale sonuçlanırsa, Türkiye’nin, sonu hiç de iyi bitmeyecek bir kirli nükleer maceraya sürüklenmiş olacağını iddia etti. Türkiye’nin sürüklendiği nükleer tehdide ilişkin sürekli eylem yapacaklarını dile getiren Şahin, şöyle devam etti:
"Türkiye’yi nükleer karanlığa sürükleyen AKP hükümeti ve gözlerini bürüyen kar hırsıyla ihale kapısında bekleyen şirketler, meydanın boş olmadığını zaten biliyorlar. Sadece Yeşiller değil, bütün nükleer karşıtları, Türkiye’nin bu tehlikeli yoldan geri dönmesi amacıyla kamuoyunu ve hükümeti uyarmak için 24 Eylüle kadar seslerini giderek daha fazla yükseltecekler. Biz de Türkiye’nin bundan önce defalarca nükleer maceraya sürüklenmesini önlemiş nükleer karşıtı hareketin bir parçası olan Yeşiller olarak, nükleerci hükümete ve nükleerci şirketlere cevabımızı uyumayarak, nükleere karşı sürekli eylemde olduğumuzu göstererek veriyoruz."
Ümit Şahin, kampanya merkezi olan Yeşil Ev’in 24 saat açık olacağını ve sürekli tutulacak eylem nöbetinin internetten canlı olarak yayınlanacağını da kaydetti.