AHMET KÜÇÜK
AKP’nin alkollü içeceklerin satışı ile ilgili Meclis’e sunduğu torba kanun teklifinde tepki çeken yasaklar çıktı. Mevcut kanunlara göre belediyeler, restoranlara “işyeri” ve “içkili yer” ruhsatı verirken, bu kanun teklifine göre, bu yetki belediyelerden valilikler ve kaymakamlıklara verilecek. Böylelikle valilikler ve kaymakamlıklar isterse şehrin tamamında içki satışını yasaklayabilecek. Teklifin başka bir maddesine göre, alkollü içecek satışının ve tüketiminin işletmenin dışından görünmemesi gerekiyor. Bu kurala uymayanlara da 50 bin Türk Lirası’na kadar ceza verilmesi öngörülüyor.
Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) sunulan torba kanunun kabul edilmesi durumunda, 100 metre yakınında herhangi bir okul, ibadethane veya eğitim kurumu bulunan işletmeler alkollü içecek satışı yapamayacak. Buna göre, İstanbul Beyoğlu’nda, Galatasaray Lisesi’nin çevresinde bulunan Çiçek Pasajı ve Nevizade gibi yerlerde de alkollü içecek satışı yapılmayacak.
TBMM’de görüşülen torba yasada alkollü içecek tüketimine sınırlama getiriliyor. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın geçtiğimiz günlerde “Bizim milli içkimiz ayrandır” sözlerinin ardından çalışmalarına hız verilen yasa tasarısında alkollü içecek satış ve tüketimi kısıtlanacak.
Hazırlanan kanun teklifinde hiçbir ayırım yapılmadan, “ibadethaneler ile her türlü eğitim ve öğretim faaliyetinin icra edileceği tesisler” denildiği için, 100 metre yakınında sürücü kursu olan bir turistik tesis, bir alkollü içecek veren restoran, otel, bakkal ya da marketin “alkollü içki satış ruhsatı” iptal edilebilecek.
Kanun teklifinin 4. maddesi ile 4250 sayılı yasanın 9. maddesinde şu şekilde düzenleniyor:
“Alkollü içkilerin satış ve tüketimine yönelik ticari faaliyetler ancak mahalli mülki amirin izni ile icra edilebilir. İzinsiz faaliyet gösteren işletmeler kapatılır. Bu iznin verileceği ticari işletmeler ile ibadethaneler ve her türlü eğitim öğretim faaliyetinin icra edildiği tesisler arasında asgari yüz metre mesafe bulunması şarttır.
Turizm teşvik belgesine sahip ticari işletmeler bakımından birinci fıkra hükmüne göre ayrıca izin alınmasına gerek yoktur. Ancak birinci fıkranın son cümlesi hükmü turizm teşvik belgesine sahip ticari işletmeler bakımından da uygulanır.”
Maddeye göre kapalı içki satışı yapılan bakkal, market, büfe gibi perakende noktalar ile açık içki satışı yapılan restoran, bar gibi işyerleri ve turizm teşvik belgesine sahip tüm işletmelerden oluşan satış noktalarının cami ve her türlü eğitim faaliyetinin yapıldığı tesislere 100 metre mesafeden yakın olması yasaklanacak.
Bu madde bu şekliyle geçerse, sadece okullar değil, sürücü kursu, bilgisayar kursu, mesleki kurslar, dans kursu gibi akla gelebilecek herhangi bir kurs da “eğitim tesisi” sayılabilecek ve yakınında hiçbir şekilde şişeyle ya da kadehle içki satılamayacak.
Görüşülen kanun teklifinin kabul edilmesi durumunda örneğin, çevresinde Galatasaray Lisesi’nin ve birçok kursun bulunduğu Nevizade ile Çiçek Pasajı gibi bölgeler ve işletmelerde içki satışı yapılmayacak.
Nevizade ve Çiçek Pasajı’nın durumuna benzer şekilde İstanbul’un turistik mekanlarından Sultanahmet ve Galata Kulesi’nde de içki satışı yapılamayacak. Ortaköy’deki, Kumkapı’daki ya da Kadıköy’deki birçok restoran da içki satamayacak. Bodrum, Çeşme, Antalya gibi turistik yerlerde de içkili restoran sayısı en az %60 -70 azalacak.
Büfe, market, bakkal gibi küçük işletmeler de eğer etrafında bir eğitim kurumu veya ibadethane bulunursa içki satışı yapamayacak. Buna göre de İstanbul’da içki satışı yapan küçük işletmelerin en az yüzde 60’ının ruhsatı iptal edilecek.
Bakkalların, büfelerin ve bunun gibi küçük esnafın içki satışının yasaklanması halinde, devletin büyük oranda Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) gelirinden etkilenecek olmasının yanı sıra yasadışı, kaçak ve vergisiz satışların artmasından endişe ediliyor.
Mevcut kanunlara göre belediyeler, restoranlara “işyeri” ve “içkili yer” ruhsatı verirken, bu kanun teklifine göre, bu yetki belediyelerden valilikler ve kaymakamlıklara verilecek. Böylelikle valilikler ve kaymakamlıklar isterse şehrin tamamında içki satışını yasaklayabilecek.
Vali veya kaymakam bir restorana ya da bakkala ruhsat vermek istemezse, işletme sahipleri buna itiraz edemeyecek.
Hazırlanan torba kanunun 6. maddesinin 7. bendine göre, alkollü içki satılan ve tüketilen yerlerde içki içildiği ve satıldığının dışarıdan görünmesi durumunda, işletmeye 50 bin Türk Lirası’na kadar ceza verilmesi de gündemde.
İlgili maddede, “Alkollü içkilerin satışına ve tüketilmesine izin verilen yerlerde bu ürünler işletme dışından görülecek şekilde satışa arz edilemez. Bu maddeye aykırı hareket edenlere, on bin Türk Lirasından (10.000 TL) ellibin Türk Lirasına (50.000 TL) kadar idari para cezası verili” deniliyor.
Bu maddeye göre, içki tüketiminin olduğu mekanlarda dışarıdan görünecek şekilde satış yapılması yasaklanacak. Nevizade ve Asmalımescit’teki gibi kapı önünde masa olan bütün içkili işletmelerde masalar kaldırılacak.
Kanun tasarısında göre, alkollü içecek firmaları hiçbir şekilde reklam yapamayacak. Festival, kampanya gibi etkinliklere sponsor olamayacak.
Teklifin 6. maddesinin 1. bendinde “Alkollü içkilerin ve üreticilerinin her ne suretle olursa olsun reklam ve tanıtımı yapılamaz. Bu ürünlerin tüketimi özendirilemez, kullanılmasını teşvik eden kampanyalar, festivaller ve sair etkinlikler düzenlenemez. Alkollü içkileri üreten ve pazarlayanlar, her ne suretle olursa olsun hiçbir etkinliğe isimlerini, amblemlerini veya ürünlerinin marka ya da işaretlerini kullanarak destek olamazlar. Buna aykırı hareket edenlere 200.000 TL ye kadar para cezası verilir” deniliyor.
Maddeye göre, Efes Pilsen’in sponsorluğunda yapılan “Efes Pilsen One Love Festival” gibi etkinliklerinde değişikliğe gidilecek. Avrupa Şampiyonlar Ligi’nin resmi sponsorlarından “Heineken”de stadyumlarda logo, isim, slogan gibi herhangi bir reklam yapamayacak.
Yine, içki satışı yapılan market, büfe, bakkal gibi işletmeler de bu yasak kapsamında değerlendirilecek ve alkollü içecekler vitrinlerde yer almayacak.
Bu madde kapsamında alkol firmaları nakliyat araçlarına da isimlerini yazamayacak.
Teklife göre bu kuralı ihlal edenlere 200 bin Türk Lirası’na kadar para cezası uygulanacak.
Kanun teklifine göre, alkollü içki markaları başka hiçbir ürün üzerinde kullanılamayacağından artık restoranlardaki, logolu kadehler, buz kovaları, şemsiyeler, masa örtüleri, bakkallardaki bira dolapları, minderler ve hatta şirket çalışanının üzerindeki tişört üzerinde bile sattığı ürünün marka ve logosu yazamayacak.
Teklifin 6. maddesinin 9. bendinde, “Alkollü içkilerin marka, tanıtıcı ve ayırt edici her türlü işareti alkolsüz içecekler ve sair ürünlerde, alkolsüz içecek ve sair ürünlerin marka, tanıtıcı ve ayırt edici her türlü işareti alkollü içkilerde kullanılamaz” deniliyor.
Teklifin 6. maddesinin 2. bendindeki, “Alkollü içkiler, her ne amaçla olursa olsun, teşvik, hediye, eşantiyon, promosyon, bedelsiz, indirimli veya yardım olarak dağıtılamaz” hükmüne göre, işletmeciler alkollü içeceklerin fiyatları üzerinde hiçbir değişiklik yapamayacak.
AKP, içki satışı ve tüketimine yönelik ağır yasaklar getirirken, diğer taraftan alkollü içeceklerden alınan vergiler de bütçe önemli bir yekûn oluşturuyor.
Taraf gazetesinden Önder Çelik’in haberine göre, Alkollü içeceklerden alınan vergi tutarı son beş yılda yüzde 133,6 oranında arttı. Maliye Bakanlığı’nın verilerine göre, 2008 yılı sonunda 1 milyar 987 milyon Lira olan ÖTV oranı, geçen yıl 4 milyar 643 milyon Lira’ya ulaştı. D3evletin son 5 yılda aldığı “alkol vergisi” 17 milyar Lira düzeyinde.
Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği (TYD) Genel Sekreteri Levent Egeli, yapılan bu çalışmada hiçbir sektör meslek örgütünün görüşleri, sektörün işleyişindeki özellikleri, yabancı turistler dâhil müşteri beklentilerinin dikkate alınmadığını belirterek, “Turizm sezonunun başladığı bir zamanda böyle bir gündemin içinde olmanın, Türkiye’nin dışarıdaki imajına olumsuz etkide bulunacağı kaçınılmaz” dedi.