Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 27-29 Eylül'de Almanya'ya gidecek. Erdoğan’ın bu hafta yapacağı resmi ziyaret Alman basınında geniş yer buldu. Medyada Almanya Hükümetinin Erdoğan'dan somut tavizler talep etmesi yönünde yorumlar yer alırken, insan hakları savunucusu Osman Kavala ve HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş şartı dikkati çeken meselerden. Frankenpost gazetesi Türkiye'yi dev bir cezaevine çevirdiğini iddia ettiği Cumhurbaşkanı Erdoğan için "Büyüttüğü Türk ekonomisini sonradan tökezlettiği ve ateşle oynadığı için Erdoğan'ın paçaları tutuştu" değerlendirmesi yaptı.
Frankfurter Rundschau gazetesi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Almanya ve Avrupa ile ilişkilerde yeni bir başlangıç yapma arayışına şu satırları ayırmış:
"Türkiye'de faaliyet gösteren 7 binin üzerindeki Alman şirketinin acilen ihtiyaç duyduğu güven ancak demokrasi ve hukukun üstünlüğü ilkelerine geri dönülmesiyle sağlanabilir. Ancak Erdoğan Türkiye'ye öylesine otokrat devlet yapısı getirdi ki, güven ortamının nasıl yeniden yerine getirilebileceğini kestirmek mümkün değil. Almanya hükümeti ziyareti fırsat bilerek Erdoğan'dan somut tavizler talep etmelidir. Avrupa Birliği vatandaşları siyasi nedenlerle tutuklandığı sürece Türkiye'ye yardım edilmemeli, AB ile Türkiye arasındaki gümrük birliğinin genişletilmesi insan hakları savunucusu Osman Kavala ve HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ile diğer muhaliflerin serbest bırakılması şartına bağlanmalıdır. Bu adımlar Türkler ile Almanya'da yaşayan demokratik görüşlü Türkler arasındaki dostluğu pekiştirir. Almanya'nın Türkiye politikası geliştirmesinin zamanı gelmiştir.”
Rheinpfalz gazetesi yorumunda Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Almanya ziyaretinin olumsuz havada geçmesine yol açabilecek faktörleri sıralıyor:
"Pürüzler oldukça fazla. Cumhurbaşkanı Erdoğan Alman iç istihbaratının Diyanet İşleri Türk-İslam Birliği'ni (DİTİB)izlemesinin düşünüldüğü bir dönemde DİTİB Merkez Camisi'nin resmi açılışına katılmak üzere Köln'e gelecek. Cumhurbaşkanının Almanya'daki Türkleri kendi siyasi görüşleri doğrultusunda etkilemeye çalışıp çalışmayacağına Berlin yönetiminin dikkat etmesi gerekir. Buna karşılık Türk hükümeti de rejim aleyhtarlarının Türkiye'ye iade edilmesi talebine Merkel hükümetinin göstereceği tepkiyi değerlendirecektir. Ankara'dan sık sık Almanya'nın 2016'daki darbe girişimine destek verenleri, radikal Kürtleri ve diğer devlet düşmanlarını desteklediğine dair serzenişler geliyor. Erdoğan yönetimi 2016 yılındaki darbe teşebbüsünden bu yana kendini düşmanları tarafından kuşatılmış hissediyor ve Avrupa'dan anlayış görmediğini söylüyor. Güven ortamını yeniden sağlamak zahmetli olacak ve zaman alacaktır. Başarılabileceğinin garantisi de yoktur.”
Frankenpost gazetesi Türkiye'yi dev bir cezaevine çevirdiğini iddia ettiği Cumhurbaşkanı Erdoğan'a taviz verilmesinin yanlış olacağını yazıyor:
"Hayır, Sayın Erdoğan. Bu böyle yürümez. Önce porselen tabağı kır, sonra yapıştırmak için uğraş. Yine de Türk Cumhurbaşkanının diyaloga razı olması olumlu bir gelişme sayılmalıdır. Büyüttüğü Türk ekonomisini sonradan tökezlettiği ve ateşle oynadığı için Erdoğan'ın paçaları tutuştu. Yeni ‘dostları' Trump ve Putin ile anlaşmazlığa düştüğünden, bütün olan biteni unutturmaya çalışıyor. Almanlardan yardımcı olmalarını istiyor. Almanlar da yardımcı olmaya çalışmalılar. Ancak Erdoğan ülkesini cezaevine çevirmekle Türkiye ile Almanya arasındaki ilişkileri eski günlerine götürecek yolu bizzat tıkamış oluyor.”
Stuttgarter Zeitung Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Almanya'ya yapacağı ziyarete şu satırlarla değiniyor:
"Yabancı devlet başkanlarını oldukları gibi kabul etmekten başka çare yoktur. Diplomasi nezaket gerektirir. Diyalog önemlidir. Ancak acele itaatkârlığa da lüzum yoktur. Çalışma ziyareti daha yerinde olurdu. Ama şimdi, Berlin açısından sadece mülteci anlaşması, iyi ticari ilişkiler ve istikrarlı bir Türkiye'nin jeopolitik konumu önemliymiş gibi öfke verici bir izlenim doğuyor.”