Alman basınında Erdoğan-Merkel düellosu

Alman basınında Erdoğan-Merkel düellosu

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, vize muafiyeti konusunda uzlaşılamaması durumunda Geri Kabul Anlaşması'nın yürürlüğe sokulmayacağı tehdidinin ardından çarşamba sabahı gerek Berlin, gerekse Alman basınında görece bir sessizlik hakimdi. Heidelberg kentinde yayımlanan Rhein-Neckar-Zeitung'da yer alan yorumda Erdoğan'ın tutumunun kendi çıkarına olmadığı görüşü savunuldu. Yorumda şu satırlara yer verildi:

“AB ile anlaşmadan Erdoğan'ın kazancı, itiraf ettiğinden daha fazla. Söz konusu olan sadece ülkesi için para değil, aynı zamanda uluslararası itibardır. Erdoğan'ın kaba yönetim tarzı nedeniyle Türkiye oldukça izole olmuş durumda. Savaş uçağının düşürülmesi krizi nedeniyle Rusya ile ilişkiler yara aldı. Gövde gösterisi yapmak için boru hattı işini bile rafa kaldırdı. Ancak başkanlık sistemi ile yönetilen Türkiye'de bile ekonomik başarılar olmadan uzun vadede zaferlere imza atamayacaktır. Bu nedenle Ankara muhtemelen müzakere masasında Cumhurbaşkanı'nın akla getirdiğinden daha uzlaşmacı bir tutum sergileyecektir. Havayı boşaltmanın tam zamanı!“

“Erdoğan'ın bir tekmesi yeter“

Der Spiegel'de yayımlanan Rene Pfister imzalı yorumda ise Almanya Başbakanı Angela Merkel'in Türkiye ile mülteci anlaşması, her gün vinç güllesinin darbeleriyle çatırdayan bir binaya benzetiliyor. Yorumda Erdoğan'ın Geri Kabul Anlaşması'nı yürürlüğe sokmama tehdidinin ardından artık Merkel'in mülteci politikasını yıkmak için gülleye gerek kalmadığı belirtiliyor ve ekleniyor: “Erdoğan'ın kararlı bir tekmesi yeter.“

Die Welt gazetesinde yayımlanan Michael Stürmer imzalı yorumda ise, “Boğazlar'ın güçlü adamı ile Almanya Başbakanı karşılıklı güç denemesi yaptı. Yoksa güçsüzlük mü desek?... Merkel istediği için değil, zorunlu olduğu için Türkiye'ye gitti. Çünkü artık roller değişti. Kasketini eline alıp Brüksel-Berlin güç motorunun önünde boynu eğik bekleyen, artık Erdoğan değil. Bu sefer kaybedecek çok şeyi olan kişi Merkel. Sadece dünyanın en güçlü kadını unvanını değil, partisi Hristiyan Demokrat Birlik'in, sağ popülist AfD partisine karşı çoğunluğu elinde tutabilecek halk partisi konumunu koruyabilme fırsatını da kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya“ ifadeleri yer alıyor.