'Alman casusu değil, Alman kültürüne aşina Türkiyeli yetiştiriyor'

'Alman casusu değil, Alman kültürüne aşina Türkiyeli yetiştiriyor'

Yeni Şafak gazetesi yazarı Ali Saydam, Başbakan adayı Ahmet Davutoğlu gibi kendisinin de mezun olduğu İstanbul Erkek Lisesi için, “'Alman casusu' değil Alman kültürüne aşina Türkiyeli yetiştiren bizim lise” tanımlaması yaptı.

Ali Saydam’ın Yeni Şafak’ta “Yeni Başbakanımızı neden alkışladık?” başlığıyla yayımlanan (23 Ağustos 2014) yazısının ilgili bölümü şöyle:

 

Yeni Başbakanımızı neden alkışladık?

 

Hem bizim liseden (İstanbul Erkek Lisesi) hem de henüz aktif siyasete girmeden çok öncesinden kendisinin dostluğuna mazhar olmamızdan esenlik duyduğumuzu ifade edelim.

Ayrıca, yazdığı 'Stratejik Derinlik' kitabından, devlet adamı ciddiyetinden, tarihi şekillendiren akışta ülke olarak 'özne olabilmek'ten, dolayısıyla 'gelecek tasarımı' gibi üst düzeyde soyutlama gerektiren tüm hasletlerden nasibini almış, tekâmül etmiş bir ruhun Başbakanlık makamına gelmesinden de esenlik duyduğumu belirtmeliyim.

Sayın Binali Yıldırım da seçilseydi benzer duygular içinde olurdum. Ancak bir müstemleke ülkesinde görülebileceği gibi 'Alman casusu' değil Alman kültürüne aşina Türkiyeli yetiştiren bizim lisenin, hepimize verdiği bir 'ortak ruhi şekillenme' formasyonu vardır ki, sayın Davutoğlu'nun Başbakanlığı -ki kendisi bizim lisenin yetiştirdiği 3. Başbakandır- bu bambaşka kıvancın değerini bir kez daha idrak ettim.

Sayın Davutoğlu'ndan ne istersin, diye sorsalar tek yanıtım şu olurdu:

Bu sütunlarda defalarca vurgulamaya çalıştığım ve 'Yeni Türkiye' konseptiyle birlikte artık mutlaka doldurulması gereken çok önemli ancak hâlâ boşlukta duran o Üçüncü Payanda'nın ciddi olarak üzerine üzerine gidilmesini çok isterdim.

Yeni Türkiye zemininin, üzerinde yükseleceği diğer iki payanda bilindiği gibi 'sosyal' ve 'ekonomik' alanlardır. Bu alanlardaki boşluklar, 2002'nin 3 Kasım'ında iktidara gelen AK Parti hükümetleri tarafından hakkı verilerek doldurulmaya çalışılmış ve çok da yol alınmıştır. 'Üçüncü Payanda' dediğimiz alan ise ekonominin temas ettiği ne varsa her noktadaki sosyal değişimleri bir arada tutacak 'yapıştırıcı'nın ta kendisidir:

Anadolu (ve de Mezopotamya) medeniyetlerinin halet-i ruhiyesini özünde barındıran ve bu medeniyetlerin içinden geçen tüm kültürleri geleceğe taşıyacak olan 'Milli Kültür Politikası'nın oluşturulması, Yeni Türkiye'nin başta gelen görevlerinden birisidir. Bu büyük boşluğun doldurulması meselesinde yeni Başbakanımız'ın da aynı hassasiyetler içerisinde olduğunu bugüne kadarki hizmetlerinden de, eserlerinden de, ayrıca söyleminden de biliyoruz.

Kendilerini en içten duygularımızla kutluyor ve kolaylıklar diyoruz.