Alman dış politikasında Ortadoğu çıkmazı

Alman dış politikasında Ortadoğu çıkmazı

Mısır Devlet Başkanı Abdülfettah El Sisi yaklaşık bir yıldır görevde. El Sisi'nin yakında Almanya'ya resmi bir ziyaret düzenlemesi bekleniyor. Ekonomi Bakanı Sigmar Gabriel, Mart ayında Başbakan Merkel'in davetini El Sisi'ye iletti. Böylelikle Alman hükümeti, resmi ziyarete Mısır'da serbest seçimlerin yapılmasını şart koşmaktan vazgeçtiğini ilan etmiş oldu. Mısır'da 2012 yılında parlamento Anayasa Mahkemesi tarafından feshedilmişti, seçimlerin ne zaman yapılacağı ise belirsiz.

Hristiyan Birlik Partileri'nin Meclis Grup Başkanı Volker Kauder de Paskalya öncesinde Mısır'a bir ziyaret düzenledi. Peki, bu Berlin'in Mısır politikasında bir değişikliğe mi işaret ediyor? Yeşiller Partisi'nin Dış Politika Sözcüsü Omid Nouripour, Başbakan Merkel'den bu tutum değişikliği için açıklama talep ediyor: “Hükümetimiz, bu yaklaşım değişikliğine neyin neden olduğunu açıklamak zorunda. Önce onu seçimlerden sonra davet edeceğiz deyip, sonradan seçimler çok da önemli değil, El Sisi Almanya'ya gelsin demek de neyin nesi? Bu tabii ki El Sisi için, demokratik seçimlerin yapılması, açılım politikası benimsemesi ve geçen aylarda gördüğümüz baskıcı politikaları sürdürmesinden vazgeçmesi konusunda çok da teşvik edici sayılmaz.”

Öte yandan Nouripour, Federal Hükümetin Yemen politikasına da eleştiriler yöneltiyor. Yeşiller Partili politikacı, Alman hükümetinin Yemen'deki Şii Husi milislere karşı operasyon düzenleyen Suudi Arabistan'ın tarafında yer almasını ‘saçmalık' olarak nitelendiriyor. Yemen'in çok çeşitli sorunları olan, katmanlı bir ülke olduğuna dikkat çeken politikacı, bu ülkenin sorunlarının dışarıdan yapılacak bir askeri müdahale ile çözülemeyeceğini kaydetti. Alman Dışişleri Bakanlığı, Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyonun hava saldırılarını ‘meşru' olarak nitelendirmişti.

Sosyal Demokrat Parti'nin Dış Politika Sözcüsü Rolf Mützenich de Suudi Arabistan'ın komşu ülke Yemen'deki kaos ortamına katkı sağladığı görüşünde: “Yemen, uzun bir tarihi olan, karmaşık bir yapıya sahip bir ülke. Yemen'de Husiler 60'lı yıllarda Mısır Ordusu tarafından devrilene kadar ülkede büyük bir rol oynadı. Bu nedenle ben bir ‘teslimi savaş'tan söz ederken çok dikkatli olurdum. Bu toplumlararası, iç savaşı andıran ve ülkenin bölünmesiyle de alakalı olan bir durum.”

Irak politikası ters mi tepti?

Irak'taki durum da daha farklı değil. Yeşiller Partisi'nin Dış Politika Sözcüsü Omid Nouripour burada da Federal Hükümet'in istikrarın tesisine katkı yapmadığı görüşünde. Federal Hükümetin Peşmerge'ye IŞİD örgütüne karşı savaşmak için silah gönderdiğini, ancak bu silahların şu anda Peşmerge tarafından Sünnileri Kerkük'ten çıkarmak için kullanıldığını belirten politikacı şu yorumu yapıyor: “Biz Irak'ta istikrarın sağlanmasının, Sünnilerin Irak'taki iktidar yapılarına entegre edilmesine bağlı olduğu konusunda hemfikirdik. Şu anda orada olanlar ise bunun tam tersi. Aynı zamanda, Peşmerge IŞİD'le işbirliği yaptığı gerekçesiyle Sünnileri Kerkük'ten sürmeye çalışıyor. Bu Sünnilerin yeniden entegre edilmesi sürecinin arzu edilenin tam aksi yönde seyrettiğini gösteriyor.”

Sosyal Demokrat Partili Rolf Mützenich ise Irak'ta teröristleri durdurmak ve iç savaşı sona erdirmek için nasıl bir yöntem izlenmesi gerektiği konusunda çaresiz olduğunu söylüyor. Mützenich, IŞİD'le ne şekilde mücadele edilebileceği sorusuna ise ne şekilde yanıt verebileceğini bilmediğini kaydediyor.