Türkiye'nin bir numaralı ticaret pazarı Almanya ekonomisinin geleceğine ilişkin olumsuz beklentiler artıyor. London School of Economics'in misafir öğretim üyesi ve Avrupa Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barraso'nun eski danışmanı Philippe Legrain son makalesinde Almanya'yı "Avrupa'nın hasta adamı" olarak nitelerken, Eylül ayı işsizlik rakamlarının da beklentilerden yüksek gelmesi endişeleri güçlendirdi. Ekonomistler, Almanya'nın Euro krizi sırasında uyguladığı sert mali politikaların zararlarının rotaya çıktığını belirtirken, Türkiye'nin en büyük ihracat pazarı olan Almanya'nın daha da kötüleşmesi halinde Türkiye ekonomisinin de zora gireceği uyarısında bulunuyorlar.
Philippe Legrain makalesinde Almanya'nın büyüme oranlarında Fransa ve İngiltere'yi geçmesine rağmen İsveç, İsviçre ve ABD'nin gerisinde kaldığına işaret ederken, Almanya'nın Euro Bölgesi'nde 2000'den bu yana Gayri Safi Milli Hasılası'nı (GSMH) yılda ortalama sadece yüzde 1.1 artırabildiğine dikkat çekiyor. Ülkede son 13 yılda yatırımların yüzde 22.3'ten 17'ye düştüğünü ifade eden Legrain, makalesinde 2007'de dünya ihracatından yüzde 9.1 pay alan Almanya'nın yüzde 8'e gerilediği bilgisine de yer veriyor.
Deutsche Welle Türkçe Servisi'ne konuşan Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) AB Danışmanı ve Avrupa Birliği ve Küresel Araştırmalar Derneği (ABKAD) Kurucu Üyesi Can Baydarol, Almanya'nın Avrupa'daki Euro krizi sırasında tüm ülkelere ağır kemer sıkma politikaları dayattığını hatırlatıyor. Almanya'nın sert tedbirlerinin kendisinin de ihracat pazarları olan Avrupa ülkelerinde talep darlığına yol açtığını ifade eden Baydarol, “Kemer sıkma nedeniyle talep dengesi bozulunca Almanya da zora düşmüş oldu. Yani Almanya'nın krizden çıkış için dayattığı politikalar bumerang gibi kendisini vurmaya başladı” diye konuşuyor. Almanya'nın bu sıkı mali politikaları gözden geçirmesinin vakti geldiğini dile getiren Can Baydarol, şunları söylüyor: “Ancak Merkel hükümetinin bunu yapıp yapmayacağı bir soru işareti. Toplam ihracatının yüzde 50'ye yakınını Avrupa'ya yapan, bunun da yüzde 29'unu Almanya'ya gerçekleştiren Türkiye, en büyük ihracat pazarı olan Almanya'nın ekonomide zora düşmesinden ciddi yara alır.”
Piri Reis Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kaya Ardıç ise Almanya'ya yönelik olarak yapılan “Hasta Adam” değerlendirmesinin abartı olduğunu ifade ediyor. Avrupa'nın en güçlü ekonomisi olan Almanya'nın makroekonomik veriler açısından hala gücünü koruduğuna değinen Ardıç, “Ancak özellikle ikinci dünya savaşı sonrası oluşan hiper enflasyon korkusu nedeniyle bir türlü vazgeçilemeyen katı ve Ortodoks mali politikalar artık Almanya'ya zarar veriyor” değerlendirmesinde bulunuyor. Almanya'nın hem kendi içinde hem de Avrupa ülkeleri nezdinde üstünde durduğu sert mali tedbirlerin ülke ekonomisini durgunluğa ittiğini dile getiren Prof. Ardıç , “İkinci çeyrekte ekonominin küçülmesi ve işsizlik verilerindeki artış sıkıntı yaratıyor. Bundan sonra Almanya'nın Avrupa Merkez Bankası ile birlikte ipleri biraz gevşetmesi gerekiyor” diyor. Türkiye'nin de Alman ekonomisine karşı çok hassas olduğunu vurgulayan Ardıç, “İki ülke arasındaki ticari ilişkiler Almanya'nın durgunluğa girmesi ile ciddi zarar görür. Aynı şekilde Almanya'nın kendisini toparlaması halinde, Türkiye ihracatı da o oranda yükselir. Bu yüzden şu andaki durum Türkiye ihracatını olumsuz etkileyecek bir noktada duruyor” diye konuşuyor.