Alman Etik Kurulu'ndan sünnete şartlı izin

Alman Etik Kurulu'ndan sünnete şartlı izin

Alman Etik Kurulu, belirli koşullar yerine getirildiği takdirde, Almanya’da sünnete izin verilmesi gerektiği kararına vardı. Kurul ayrıca sünnete hukukî ve tıbbî açıdan standartlar getirilmesi tavsiyesinde bulundu.

Köln Eyalet Mahkemesi'nin yaralama olduğu gerekçesiyle küçük çocukların sünnetini yasaklayan kararının ardından, uzmanlar konuyu dinî, hukukî ve toplumsal boyutlarıyla ele alarak, meseleye açıklık getirmeye çalışıyor. Konu, Alman Etik Kurulu'nun perşembe günü Berlin'de kamuya açık toplantısında da farklı yönleriyle tartışıldı.

 

Sünnete şartlı izin

 

Kurul Başkanı Christiane Woopen, büyük ilgi gören toplantı sonrasında basına yaptığı açıklamada, bu tartışmanın ardından üzerinde uzlaştıkları noktaları şu sözlerle dile getirdi: “Sünnete ancak belirli koşullar altında izin verilebileceği sonucuna varıldı. Bu koşullar, ebeveynlerin aydınlatılması, annenin de babanın da rızasının alınması, acı ile mücadele edilmesi ve sünnetin işini ehli kişiler tarafından yapılması. Bunun yanı sıra tartışmada, sünnet etme ve bunun sonuçlarına ilişkin araştırmaların yoğunlaştırılması sonucuna ulaşıldı.” Sünnetin önümüzdeki dönemde tartışılacağına işaret eden Woopen, Müslüman ve Yahudi cemaatlerinin temsilcileri ile doktor ve ailelerin katılacağı yuvarlak masa toplantıları düzenlenerek, sünnete ilişkin ortak bir çizgi belirleneceğini söyledi. Alman Meclisi ve hükümetine danışmanlık yapan 26 üyeli Alman Etik Kurulu, ayrıca sünnete hukukî ve tıbbî açıdan standartlar getirilmesi tavsiyesinde bulundu.

 

Müslüman ve Yahudilerin görüşleri

 

Alman Etik Kurulu sünnetin yasaklanmasına karşı çıksa da, üyeler farklı görüşleri savunuyor. Etik Kurulu'nun Müslüman üyesi İlhan İlkılıç, Müslümanlar açısından Almanya'da sünnetin yasaklanmaması ve cezalandırılmaması gerektiğini vurguladı. İlkılıç, toplantı sonrasında yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Bu izim pozisyonumuz, bununla ilgili argümanları burada dile getirdik. İlk olarak, bunun İslam dininde ve İslam dininin vecibelerini yerine getiren Müslümanlar açısından ne anlama geldiğini söyledik. Diğer taraftan da, sünnet meselesinin çocuğun hiçbir şekilde, düzeltilmeyecek şekilde sağlığına zarar veren bir operasyon olmadığını ve yeterli, gerekli standartlar yerine getirildiğinde, hatta bir takım hıfzısıhha açısından faydaları olduğunu dile getirmeye çalıştık.” Sünnetin kesinlikle serbest bırakılması gerektiğini vurgulayan Alman Etik Kurulu'nun Yahudi üyesi doktor Leo Latasch ise bazı noktalarda uzlaşmaya hazır olduğunu kaydetti. Latasch, Deutsche Welle Türkçe Servisi'ne yaptığı açıklamada sözlerini şöyle sürdürdü: "Örneğin, acının azaltılması için daha fazla çaba gösterilmesi gerekiyor. Artık günümüzde yaranın iltihaplanmaması için, benzeri durumların engellenmesi için hijyene önem verilmesi şart. Fakat sünneti kesinlikle destekliyorum ve başka bir tartışma da söz konusu değil.”

 

Sünnet karşıtı görüşler

 

Sünnet meselesini hukukî açıdan ele alan Reinhard Merkel ise Alman yasalarına göre sünnete izin verilemeyeceğini savundu. Ceza hukuku uzmanı Merkel, sünneti neden yasalara aykırı bulduğunu şu sözlerle açıkladı: “Halen geçerli olan yasalarımızdaki kriterlere göre; derinden yaralayan, ağrıya yol açan, sonuçlarına bakıldığında, yarattığı riskler tam olarak aydınlanmamış olan, sadece ailelerin rızası ile açıklanması yeterli olmayan bu operasyona, kanımca yasalarımızdaki kriterler uyarınca izin verilmiyor.”

Ancak Merkel, Almanya'da yaşayan Müslüman ve Yahudilerin dinî vecibelerini yerine getirmeleri açısından sünnetin yasaklanamayacağını kabul ediyor.

Alman hükümeti de, sünnete yasal bir düzenleme getirilmesi yönünde çalışmalar yapıyor. Konuyla ilgili yasa tasarısının sonbahara kadar hazır olması bekleniyor. (Deutsche Welle Türkçe)