Alman makamları, güvenlik birimlerinde, şimdiye kadar bilinenden çok daha fazla aşırı sağ vakası tespit etti. Şüphe üzerine incelenen 860 vakadan 327'sinde "anayasal düzene düşmanlık" tespit edildi.
Almanya Federal İçişleri Bakanı Nancy Faeser ile güvenlik birimlerinin temsilcileri, Almanya'daki istihbarat, ordu ve emniyet birimlerinde 1 Temmuz 2018- 30 Haziran 2021 döneminde tespit edilen aşırı sağ vakalarını açıkladı.
Buna göre, söz konusu zaman diliminde şüphelenilen 860 olayda güvenlik birimi çalışanının aşırı sağ ile bağlantısı soruşturuldu. Soruşturma sonucunda 327 vakada "anayasal düzene düşmanlık beslendiğine dair ipuçları bulunduğu" kaydedildi. Raporu açıklayan ve göreve geldikten sonra en önemli ağırlık noktalarından birinin aşırı sağ ile mücadele olduğunu da söyleyen İçişleri Bakanı Nancy Faeser, incelenen 860 vakadan 533'ünde ise özgür demokratik anayasal düzene karşı çaba tespit edilmediği, şüphelerin yer olduğu sonucuna varıldığını duyurdu.
Tespit edilen aşırı sağcı vakaların dağılımıysa şöyle: 189 vaka eyalet güvenlik birimlerinde, 138 vaka da federal güvenlik birimleride ortaya çıkarıldı.
Federal sisteme sahip Almanya 16 eyaletten oluşuyor. Federal düzeyde bir emniyet teşkilatı ve istihbaratı dışında bir de eyaletlerin emniyet teşkilatları ile istihbarat birimleri bulunuyor. Görev dağılımı büyük ölçüde coğrafi temelli idari sisteme göre belirlense de terör veya casusluk gibi vakalarda konuya federal birimler de el atabiliyor.
Bugün güvenlik güçlerindeki aşırı sağcı tehlikeye dair raporu sunan İçişleri Bakanı Faeser, en çok vakanın sosyal paylaşım gruplarındaki yazışmalarda kayda geçenler olduğunu duyurdu. Bu yolla tespit edilen aşırı sağ vakasının 152 olduğu, bunda da sosyal paylaşım sitelerindeki aşırı sağcı gruplara üyelik olduğunu kaydetti. Paylaşım sitelerinde gecen yıllarda öne çıkan Whatsapp ve Telegram grupları olmuştu.
143 vakada da anayasal düzene karşı olan gruplara üyelik veya onlarla ilişkili olma tespitinin yapıldığı aktarildı.
Güvenlik güçlerindeki aşırı sağ vakalarından 141’inin de siyasi hakaret vakası olduğu, bunlarda da genelde insan onurunu zedeleyen, göçmen kökenli, Müslüman veya Musevileri aşağılayan, dışlayan, onlarla dalga geçen veya o grupları başka şekilde aşağılayan görüş veya açıklamalarda bulunanların oluşturduğu haber verildi.
Güvenlik güçleri saflarında olup aşırı sağ eğilimleri tespit edilien memurlar arasındaki bir diğer yaygın vakanın da propaganda veya aşırı sağcı etkinliklere katılmak şeklinde görüldüğü bildirildi.
2020'de yapılan ilk durum raporunda, Alman güvenlik birimlerinde tespit edilen aşırı sağ vakası 319 olarak açıklanmıştı. İnceleme metodunda yapılan iyileştirmelerin da sayesinde gelecekte güvenlik güçleri içinde karanlıkta kalmış daha da fazla aşırı sağ vakanın ortaya çıkarılmasının beklendiği de raporda belirtilen bir başka nokta
Rapordaki önemli bir diğer tespitin de Alman güvenlik birimlerinde üstü örtülü bir aşırı sağcı ağ olduğuna işaret eden ipucu bulunmadı saptaması olduğu dikkat çekiyor. Almanya'da özellikle aşırı sağcı terör örgütü Nasyonal Sosyalist Yeraltı'nın (NSU) ortaya çıkmasından sonra, güvenlik birimlerinde bir asiri sağcı ağ veya derin devlet yapılanması iddiaları ortaya atılmıştı.
Cuma sabahı açıklanan raporda büyüteç altına alınan bir diğer alan da Alman ordu Bundeswehr'deki vakalar. Oraya dair incelemeleri de askeri istihbarat teşkilatı yürütüyor. Son yıllarda ordu mensubu aşırı sağ eğilimli bazı askerlerin, kendileri için ordu envanterinden silah ve mühimmat depoladıkları ortaya çıkarılmıştı.
Emniyet birimleri içinde ise en çok sağ eğitimli polisin Hessen, Berlin ve Türkiye kökenlilerin en yoğun yaşadığı Kuzey Ren-Vetsfalya (KRV) eyaletlerinde görüldüğü dikkat çekti. En çok soruşturmanın da raporun tutulduğu zaman diliminde 179 incelemeyle KRV‘de yapıldığı, onu 74 vaka ile Berlin’in izlediği, Berlin'i de 60 vaka ile Hessen'in izlediği haber veriliyor.
Uluslararası uzmanlar, güvenlik güçleri saflarındaki aşırı sağ eğilimlerin veya vakaların ortaya çıkması önündeki en büyük engelin, memurların, asker ve polislerin birbirilerine karşı gösterdiği kayıtsız şartsız dayanışma ve bu sebeple susma ve ifade vermeme olduğuna dikkat çekiyor.
AFP/ETO,EC