Alman iç istihbaratı Avrupalı Türk Demokratlar Birliği'ni izliyor

Alman iç istihbaratı Avrupalı Türk Demokratlar Birliği'ni izliyor

Almanya'nın iç güvenlik ve istihbarat kurumu olan Anayasayı Koruma Teşkilatı'nın (BfV) Başkanı Hans Georg Maassen, AKP'ye yakınlığıyla bilinen Avrupalı Türk Demokratlar Birliği'nin (UETD) faaliyetlerinin anayasal düzen ile uyumlu olmadığını belirterek, kuruluşun iç istihbaratça izlendiğini açıkladı.

BfV Başkanı Hans Georg Maassen, kurumun 2017 yılı raporunun açıklandığı basın toplantısında, UETD hakkında eleştirel ifadeler kullandı. UETD’yi 'milliyetçi bir grup' olarak tanımladıklarını söyleyen BfV Başkanı Maassen, “UETD’yi özgürlükçü, demokratik ilkelerin oluşturduğu anayasal düzen ile uyumlu olmayan bir grup olarak değerlendiriyoruz” dedi.

Maassen, “Peki UETD’yi izliyor musunuz?” sorusuna da “Evet” yanıtını verdi. 

"UETD, AKP'nin lobi kuruluşu gibi hareket ediyor"

Geçmişte muhalefet partilerinin, UETD’nin iç istihbarat servisi tarafından “izlemeye alınması” yönünde yaptığı çağrılar, hükümet tarafından kabul görmemişti. 

BfV’nin bugün açıklanan 2017 raporunda ise UETD’nin kuruluş statüsünde, herhangi bir siyasi amaç gütmeyen sivil toplum kuruluşu görüntüsü verdiği, ancak gerçekte ise AKP’nin lobi kuruluşu gibi hareket ettiği belirtildi.

"AKP çıkarlarını savunuyor”

Köln merkezli UETD’nin AKP iktidarının çıkarlarını savunduğuna işaret edilirken, “UETD, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin gayriresmi yurt dışı örgütlenmesidir” denildi.

16 Nisan 2017 tarihindeki anayasa referandumu sürecine de değinilen raporda, “UETD, Almanya’da yaşayan ve seçme hakkı olan Türklerin, tartışmalı değişikliklerin kabulü doğrultusunda oy vermeleri konusunda sert bir kampanya yürüttü” ifadesi kullanıldı.

Mayıs ayında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da katılımıyla Saraybosna'da düzenlenen genel kurul toplantısında UETD ismi Uluslararası Demokratlar Birliği (UİD) olarak değiştirilmişti. 

Raporun 2017 yılına ışık tuttuğuna, bu nedenle “UETD” ismine yer verildiğine dikkat çeken yetkililer, isim değişikliğinin, ilgili kuruluşun izlendiği gerçeğini değiştirmediğini kaydetti. 

MİT’e sitem

BfV Başkanı Maassen Berlin’deki basın toplantısında ayrıca Milli İstihbarat Teşkilatı’nın (MİT) Almanya'daki istihbarat faaliyetleri konusunda “endişeli” olduklarını ve bu nedenle bu yıl açıklanan raporlarında bu faaliyetlere kapsamlı bir şekilde yer verdiklerini söyledi.

Maassen, “Bu faaliyetler bizde endişeye yol açıyor. Çünkü bu faaliyetler, espiyonaj nedeniyle bazı kişilerin Almanya’da tutuklanması ve yargılanması noktasına geldi. Raporumuzda bu endişe ifade buluyor” diye konuştu. 

MİT’i “partner” olarak tanımlayan, özellikle radikal İslam, terörizm ve PKK konularında Türk istihbaratı ile işbirliğine ihtiyaç duyduklarını söyleyen Maassen, “Öte yandan Türk istihbaratının Almanya’da istihbarat faaliyetleri yürütmesi bizim açımızdan kesinlikle kabul edilemez"” sözlerini kaydetti. 

BfV; Rusya, Çin ve İran’ın yanı sıra ilk kez geçen yıl Türkiye'nin Almanya'da yürüttüğü istihbarat faaliyetlerini rapora dahil etmişti. Bu faaliyetlere raporunun “Espiyonaj ve Diğer İstihbarat Faaliyetleri” başlığı altında yer veren BfV, MİT’in gözetim altına alındığını açıklamıştı. BfV’nin bu yıl açıklanan raporunda Türkiye’nin Almanya’daki faaliyetleri yine aynı başlık altında yer aldı.

"Kamuoyu oluşum sürecine nüfuz etme çabası"

Raporda, MİT’in Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kontrolünde olduğuna ve Almanya’daki farklı Türkiye temsilciliklerinde akredite görevlileri bulunduğuna dikkat çekilirken, söz konusu görevlilerin, “Türkiye toplumunun ötesinde Almanya’da kamuoyu oluşum sürecine de nüfuz etmeye çalıştıkları” belirtildi. 

Raporda ayrıca MİT’in yurt dışındaki asli görevi “muhaliflerin ortaya çıkarılması” olarak ifade edildi, en yüksek önceliğinin de Gülen yapılanması olduğu aktarıldı.

Şubat 2017’de MİT’in Almanya’daki Gülen yapılanması hakkında Alman makamlarına ilettiği dosyanın hatırlatıldığı raporda şu değerlendirme yapıldı:

“Listede yer alan verilerin kapsamı ve kalitesi, Türk istihbaratının Almanya’da bulunan ve Gülen hareketi mensubu oldukları iddia edilenler hakkında sistematik olarak bilgi topladığını ve bunun için insan kaynağını kullandığını belgeliyor.”

Raporda ayrıca bilgi edinme faaliyetleri kapsamında Türk devletinin artan oranda diasporadaki kurumlarını kullandığına dikkat çekilerek, Diyanet İşleri Türk-İslam Birliği'ne (DİTİB) işaret edildi.