Almanya'nın iç istihbarat kuruluşu Anayasayı Koruma Teşkilatı (BfV), sağ popülist Almanya için Alternatif (AfD) partisinin daha yakın takibe alınmasına yönelik yeni bir adım attı. Parti bütünüyle "inceleme vakası" sınıflamasına dahil edildi. İç istihbarat teşkilatındaki bu sınıflama, partiye dair kamuoyuna ve açık kaynaklara yansıyan yazı ve ifadelerin sistematik bir şekilde değerlendirmeye alınması anlamına geliyor. Bu sınıflandırma, açık bir şekilde aşırılıkçı olmayan, ancak anayasaya aykırı emeller güdüldüğüne dair emarelerin bulunduğu vakaları kapsıyor.
Partinin gençlik teşkilatı "Junge Alternative" (JA) ile sağ milliyetçi kanat "Flügel" ise daha yakın takibi mümkün kılan "şüpheli vaka" sınıflandırmasına dahil edildi. Bu sınıflandırmada sadece açık kaynaklar değil, gözetleme gibi istihbari kaynaklardan elden edilen bilgiler de toplanıyor, kişilere ait dosyalar açılabiliyor ve veriler kaydedilebiliyor. Ancak telekomünikasyon araçlarının dinlenmesi ya da ajan faaliyetleri gibi önlemler sadece "izleme" statüsündekiler için kullanılabiliyor.
Anayasayı Koruma Teşkilatı Başkanı Thomas Haldenwang düzenlediği basın toplantısında partinin daha sıkı mercek altına alınacağını, ancak şu aşamada tüm partinin istihbari araçlarla takibi için yeterli dayanak bulunmadığını açıkladı. Bazı AfD yöneticilerinin ifadelerinin aşırılıkçı emellere yönelik emareler içerdiğini, ancak bunun yazılı parti programına yansımadığını belirten Haldenwang, ayrıca "AfD'nin içinde pek çok akımın bulunduğuna ve siyasi partilerin anayasanın özel koruması altında olduğuna" dikkat çekti.
Bazı eyaletlerde AfD'ye bağlı birimler, iç istihbaratın eyalet teşkilatları tarafından izleniyor.
AfD meclis grup başkanı Alice Weidel kararın bu yıl Almanya'nın doğusundaki üç eyalette yapılacak seçimler öncesinde vatandaşları korkutmaya yönelik olduğu eleştirisinde bulunarak, "Anayasayı Koruma Teşkilatı sevilmeyen bir siyasi rakiple mücadeleye alet ediliyor" açıklaması yaptı.
Kararın açıklanması sonrasında konuşan Almanya İçişleri Bakanı Horst Seehofer ise kararın siyasi değil nesnel bir karar olduğunu belirterek kararın arkasında olduklarını vurguladı. Seehofer, kararın siyasi sonuçları olup olmayacağı yönündeki bir soruyu ise, "Tabii ki bunun siyasi bir anlamı da var. Ancak siyasilerin değil iç istihbarat makamlarının kararı olması benim için büyük önem taşıyor. Ama tabii ki bu karara dayanak olarak eyaletlerin sağladığı materyal de kullanıldı" diye yanıtladı.
Yeşiller partisi de, iç istihbaratın inceleme kararının "doğru" ve "gerekli" olduğunu belirtti. Yeşiller meclis grup başkanı Katrin Göring-Eckardt, kararın, parti ve partiyle bağlantılı yapıların tehlike unsuru olabileceğinin Anayasayı Koruma Teşkilatı tarafından fark edildiğini gösterdiğini belirterek, "Demokrasimizi sorgulamaya açanların kim olduğunu bilmemiz gerekir" diye konuştu.
Uluslararası Auschwitz Komitesi Başkan Yardımcısı Christoph Heubner, "Yahudi Soykırımı'ndan hayatta kalanlar Anayasayı Koruma Teşkilatının AfD'ye gösterdiği sarı kartı memnuniyetle karşılamaktadır. Almanya'daki her vatandaşın partiye seçimlerde artık kırmızı kart göstermesi gerekmektedir" dedi.
Münih ve Yukarı Bavyera İsrail Kültür Cemiyeti Başkanı Charlotte Knobloch da AfD temsilcilerinin geçen yıllarda özgürlükçü-demokratik temel düzeni hiçe sayan açıklamalarıyla sıkça gündeme geldiğine atıfta bulunarak Nazi döneminde işlenen suçları sorguya açan ve Almanya'daki demokratik birlikte yaşamı tehlikeye sokan hiç kimsenin siyasette istediği gibi hareket etmeyi bekleyemeyeceğini belirtti. Knobloch, "Hoşgörüsüzlüğün olduğu yerde hoşgörü de biter" diye konuştu.