Alman meclisinde tansiyon yükseldi

Alman meclisinde tansiyon yükseldi

Yaz tatili sonrasında çalışmalarına bu hafta yeniden başlayan Alman meclisinde yapılan bütçe görüşmelerinde koalisyon ve muhalefet partileri arasında söz düellosu yaşandı.

Koalisyon ortağı Sosyal Demokrat Parti'nin (SPD) eski lideri ve başbakan adayı Martin Schulz, sağ popülist Almanya için Alternatif (AfD) partisinin meclis Grup Başkanı Alexander Gauland'ı konuşmalarında "faşizmin yöntemlerini” kullanmakla suçladı.

Oturumda ana muhalefet partisi AfD'nin grup başkanı olarak ilk sözü alan Gauland, Almanya Başbakanı Angela Merkel'in mülteci siyasetini eleştirerek ülkedeki toplumsal kutuplaşmadan Merkel'i sorumlu tutmuştu. Gauland, konuşmasında Almanya'daki sorunların kaynağı olarak göçü göstermişti. Sığınmacı ve göçmen kökenlilerin Almanya'da işlediği suçları sayan Gauland, Chemnitz'deki olaylarda da "insan avı” yaşanmadığını vurgulamıştı.

Gauland'ın konuşmasının ardından söz alan SPD'li Schulz, Nasyonal Sosyalizm dönemine işaret ederek, "Her şeyin suçlusu göçmenler. Benzer bir söylem bu kurumda daha önce görülmüştü” dedi. Schulz sözlerini "Sonunda kontrol kaybına yol açan ve sonucunun sokaklardaki şiddet olduğu bu tarz retorik silahlara, bu insanlara bu ülkenin demokratlarının karşı koymasının zamanı geldi” şeklinde sürdürdü.

Schulz'dan Gauland'a sert sözler

Sol Parti'nin yanı sıra Yeşiller ve SPD sıralarından alkış alan Schulz, AfD Grup Başkanı Gauland'ın Nasyonal Sosyalizm dönemini Alman tarihindeki "bir kuş pisliği” olarak nitelendirdiği sözlerini de sert bir şekilde eleştirdi. Schulz, "Sayın Gauland, kuş pisliği bir araya gelince pislik yığını olur, siz de Alman tarihindeki bu yığına aitsiniz” dedi.

Schulz'un bu sözleri üzerine "Bu benim tartışma düzeyim değil” diyen Alexander Gauland, "Söylediklerimin faşizmle hiçbir ilgisi yok” şeklinde konuştu.

Merkel: Müslümanlar da toplumumuza ait

Daha sonra söz alan Almanya Başbakanı Angela Merkel oturumda yaptığı konuşmada iç ve dış siyasete ilişkin mesajlar verdi. Chemnitz'de yaşanan yabancı düşmanlığı ve şiddet içeren olaylara işaret eden Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) lideri Merkel, nefret ve dışlama konusunda uyarıda bulundu. Merkel, "Hristiyanlar ve ateistler gibi Yahudi ve Müslümanlar da bizim toplumumuza, okullarımıza, siyasi partilerimize, toplumsal yaşamımıza aittir” şeklinde konuştu.

Almanya'da zanlıların sığınmacılar olduğu suç eylemlerine insanların tepki göstermesini anlayışla karşıladığını ifade eden Merkel, ancak bunun "nefretin, bazı durumlarda şiddete başvurulmasının, Nazilere ait sloganların, farklı görünen insanlar ile bir Yahudi restoranının sahibine yönelik düşmanlığın ve polislere saldırının özrü ve gerekçesi olamayacağını” vurguladı.

"Suriye'ye operasyona baştan hayır dememeli”

Merkel konuşmasında dikkat çeken konulardan biri de Suriye meselesi oldu. Merkel, Esad rejiminin İdlib'de kimyasal silah kullanması durumunda Alman ordusunun muhtemel bir misilleme operasyonuna katılabileceğine işaret etti. Alman hükümetinin her zaman için siyasi çözümden yana olduğunu vurgulayan Merkel, ancak kimyasal silah kullanılması durumunda bunun görmezden gelinemeceğini dile getirdi. Merkel, "Dünyada ne olursa olsun, baştan "hayır" demek Alman tutumu olamaz” şeklinde konuştu.

SPD Suriye'ye muhtemel misillemeye karşı

Alman ordusunun muhtemel bir misilleme operasyonuna katılması, koalisyon içinde görüş ayrılığı yaratıyor. Meclisteki oturumda konuşan SPD lideri ve Grup Başkanı Andrea Nahles, Alman ordusunun olası bir misilleme operasyonuna katılmaması gerektiğini tekrarladı. "Uluslararası hukukun askeri misillemeye” izin vermediğini vurgulayan Nahles, kimyasal silah kullanılması halinde ancak Birleşmiş Milletlerin askeri müdahale yetkisi verebileceğini söyledi.

dpa,rtr/JD,HS

© Deutsche Welle Türkçe