Alman rüzgârı kâr getirdi

Alman rüzgârı kâr getirdi

Almanya, rüzgâr enerjisi üretiminde öncü ülkelerden biri ve geçen yıl bu alanda yine kayda değer ilerlemeler kaydedildi. Yeni projeler, yatırımcısının yüzünü güldürdü. Dünya piyasasında ise ekonomik sıkıntılar nedeniyle rüzgâr enerjisine Almanya’daki kadar yatırım yapılmadı. Ancak bu yıl dünya pazarının canlanmasını bekleyen Alman şirketleri, ülkede planlanan yeni yasal düzenlemeler nedeniyle dışa açılmak istiyor. Zira yüksek elektrik faturaları nedeniyle, hükümet rüzgâr enerjisine sağlanan devlet teşviklerinde değişiklik planları yapıyor.

600 yeni tribün

Almanya’da bu yılın başından beri sadece iç piyasadaki elektrik ihtiyacını karşılamak amacıyla toplam 23 bin 600 rüzgâr tribünü dönüyor. Bu bir önceki yıla kıyasla 600 yeni tesis anlamına gelse de Almanya'da yeni inşa edilen rüzgar tribünü sayısı aslında azaldı. Ancak bu rüzgar enerjisi üretimini düşürmedi, aksine üretim açık farkla artış gösterdi.

Deutsche Windguard adlı şirketten Knud Rehfeldt, yeni inşa edilen modern rüzgâr tribünlerinden kat be kat fazla randıman alındığını belirterek yüzde 29 oranında artış sağlandığını ifade etti.

Almanya’da geçen yıl kıyı şeridi ile Konstanz Gölü arasındaki bölgede yeni inşa edilen rüzgâr tribünlerinden 3 bin megavat elektrik sağlandı. On-shore rüzgâr tribünlerinin üretimiyle birlikte geçen yıl rüzgâr enerjisinden toplam 33 bin 700 megavat elektrik elde edildi.

Yeni rüzgâr tribünleri inşa etme konusunda Schleswig-Holstein ve Rheinland – Pfalz eyaletleri başı çekiyor. Başkent Berlin bu alanda hayli gerilerde yer alırken en çok rüzgâr tribününün döndüğü eyalet Aşağı Saksonya. Schleswig – Holstein ikinci, Mecklenburg – Vorpommern de üçüncü sırada yer alıyor.

Rüzgâr enerjisi tesislerinin yoğun olarak Almanya’nın kuzeyinde bulunmasının nedeni ise sadece bu bölgedeki rüzgârın hızının yüksek olması değil, aynı zamanda bu eyaletlerde rüzgâr enerjisine yatırım da yapılması. Bu nedenle rüzgâr tribünlerinin nispeten az olduğu güney eyaletleri geçen yıl yeni projelerle kuzeydekileri takip etti. Almanya’da geçen yıl yeni inşa edilen her dört tesisten biri güney Almanya’da yer aldı.

Canlanma beklentisi

Alman Makine Üreticileri Birliği’nin (VDMA) başkanı Thorsten Herdan, rüzgâr enerjisi alanında iç piyasadaki canlanmanın 2014 yılında dünya pazarına yansıyacağını ve Alman şirketlerinin de gözünü bu yıl dış pazara diktiğini belirtiyor. Rüzgâr enerjisine yapılan yatırımların geçen yıl gerilemesinin ardından bu yıl yeniden tırmanışa geçmesi bekleniyor. Özellikle de ABD’de. Herdan, 2014’te sadece ABD’de 12 bin megavat daha elektrik üretilmesinin tahmin edildiğini ve bu rakamın Almanya’da şu ana dek rüzgâr tribünlerinden elde edilenin üçte birine denk geldiğine dikkat çekti.

Herdan, "Alman endüstrisi olarak elbette bundan faydalanacağız ancak buna karşın ilerleme kaydedebilen Çin pazarından fayda göremeyeceğiz. Ama bu Almanya’nın katma değeri açısından büyük rol oynamıyor. Çin pazarı Alman endüstrisini gerçekten cezbetmiyor,ama Amerikan pazarı ediyor” dedi.

Yeni yasal düzenlemeler

2012’de Alman pazarı için ülke içinde inşa edilen tesisler, garantili bir gelir kaynağı olarak güvenli bir liman oldu. Yenilenebilir enerji yasasının şirketlerin uğradığı zararın karşılanmasını öngörmesi nedeniyle yeni rüzgâr enerjisi inşa eden şirketler, yıllık gelirlerinde herhangi bir kayıp yaşamadı. Buna karşın yük tüketiciye bindi. Zira devletin çevre dostu enerjiler için verdiği teşvikler, tüketicinin ödemek zorunda kaldığı yüksek elektrik faturalarıyla sağlandı.

Ancak şimdi tüketiciyi zor durumda bırakan yüksek elektrik faturaları nedeniyle hükümet çevre dostu enerjilere verdiği teşvikleri yeniden düzenlemeyi planlıyor. Bunun için de ilk hedef, yeni tesisler inşa edilmesine sınırlama getirmek. Hazırlanan yeni yasal düzenlemeye göre, yılda sadece 2 bin 500 megavat elde edilebilecek kadar yeni rüzgar tribünü inşa edilecek. Siyasetçiler bunun fiyat artışını baskılayacağını söylerken, Rüzgar Enerjisi Birliği Başkanı Sylvia Pilarsky-Grosch aksini düşünüyor:

Pilarsky-Grosch, “Rüzgar enerjisi, en ucuz yenilenebilir enerji kaynağı. Eğer enerji dönüşümünün devam ettirilmesi isteniyorsa, ülkedeki rüzgar enerjisinin sınırlandırılması hedeflenen amaca zarar verir“ diyor.

Pilarsky-Grosch, rüzgar enerjisi alanında güvensizliğe yol açan planlara derhal son verilmesini ve gelecek yıl yeni tesis inşa edemeyeceği korkusu yaşayan yatırımcıların korkularının da giderilmesi gerektiğini savunuyor.