Rus işgaline karşı Ukrayna'ya ağır silah tedariki yapılmasına izin veren Alman Şansölye Olaf Scholz'a yönelik aydın ve sanatçılar ortak bir mektup kaleme aldı. Scholz'un sağduyusu övülürken kışkırtmalara teslim olmaması istendi.
Şimdiye kadar Ukrayna’ya önemli miktarda ekonomik ve askeri yardımda bulunan Almanya’da son haftalarda Şansölye Scholz, Ukrayna’dan gelen ağır silah sistemlerini içeren çağrıları “ülkesinin savaşta taraf olmaması” ve “3’ncü dünya savaşına engel olmak” ya da “bu silahlar bizim ordumuza lazım” ve “Ukrayna askerlerinin bu silahları kullanabilecek hale gelmesi için uzun süreli eğitime ihtiyaçları var” gibi gerekçelerle öteliyordu.
Scholz hükümeti son olarak, bir miktar Leopard 1 tankı verileceğini, çeşitli silah sistemleri için Ukrayna askerlerini eğiteceğini ve Ukrayna’nın başka ülkelerden ağır silahlar alabilmesi için milyarlarca euro yardımda bulunacağını açıkladı.
Birgün'ün haberine göre, geçtiğimiz hafta aralarında tanınmış yazar, bilim insanı ve sanatçıların yer aldığı 28 aydın Scholz’a yönelik açık bir mektup kaleme alarak bu endişelerini dile getirdi. Scholz’un sağduyusunu destekleyen ve 3. dünya savaşı konusunda uyaran mektup, herkesin imzasına açılmış durumda. Mektup bu sabah itibariyle 150 binden fazla kişi tarafından imzalandı.
Mektubun tam hali şöyle;
"Sayın Şansölye,
Şimdiye kadarki yaklaşımınızla savaşın Ukrayna içinde hatta tüm Avrupa'ya yayılma riskini ve evet, 3. Dünya Savaşı riskini bu kadar dikkatli bir şekilde değerlendirmiş olmanızı memnuniyetle karşılıyoruz. Bu duruşunuzu koruyarak doğrudan veya dolaylı olarak Ukrayna'ya daha fazla ağır silah tedarik etmeyeceğinizi umuyoruz. Sizi tüm tarafların kabul edebileceği bir uzlaşmayla, ateşkesin sağlanabilmesi için gereken her şeyi yapmaya davet ediyoruz.
Rusya'nın saldırısını, uluslararası hukukun temel normunun ihlali olarak niteleyen kararı destekliyoruz. Ayrıca, saldırıya karşı direniş göstererek teslim olmamanın temel bir siyasi ve ahlaki duruş olduğu inancını da paylaşıyoruz. Ancak bundan türetilebilecek her şey, siyasi etiğin diğer yaptırımları tarafından sınırlandırılmaktadır.
Bizler bu ahlaki ve siyasi sınırlara ulaşıldığına inanıyoruz: Öncelikli olarak bu savaşı, nükleer bir çatışmaya tırmandırma yönündeki riskli girişimler kategorik olarak yasaklanmalıdır. Oysa büyük miktarlarda ağır silahın tedarik edilmesi, Almanya'yı savaşın bir tarafı haline getirebilir ve bir Rus karşı saldırısı, NATO Antlaşması uyarınca bir dünya savaşı tehlikesini tetikleyebilir. Öte yandan Ukrayna’daki sivillerin yaşadığı acı ve yıkımın ulaştığı seviye bir diğer sınırlamadır. Bir saldırgana karşı meşru direniş bile belli bir noktada dayanılmaz bir orantısızlık haline dönüşebilir.
Ayrıca iki yönlü bir yanılgıya karşı uyarıyoruz: İlk olarak, savaşın nükleer bir çatışmaya dönüşme riskinin sorumluluğu sadece ilk saldırana değil, ona gerekçe sağlayanlara da aittir. İkincil olarak, Ukrayna’da daha fazla sivil can kaybının ahlaki sorumluluğu da yalnızca kendi hükümetlerinin yetkisi dahilinde olmamalıdır. Ahlaki olarak bağlayıcı normlar, doğası gereği evrenseldir.
Baskı altında gerçekleşen, giderek artan silahlanma, sadece küresel sağlık ve iklim değişikliği için değil, her alanda yıkıcı sonuçları olan küresel bir silahlanma yarışının başlangıcı olabilir. Tüm farklılıklara rağmen, dünya çapında barış için çaba sarf etmek gerekmektedir. Avrupa'nın kültürel çeşitliliğe yaklaşımı bunun için bir örnek oluşturmaktadır.
Sayın Şansölye, Almanya hükümet başkanının, tarih önünde haklı çıkacak bir çözüm sürecine belirleyici bir katkıda bulunabileceğine inanıyoruz. Sadece mevcut (ekonomik) gücümüz açısından değil, aynı zamanda tarihsel sorumluluğumuz ve ortak barışçıl bir geleceğe yönelik beklentilerimiz açısından size güveniyoruz.
Umudumuz sizdedir!"