Elmas Topcu
Türkiye Rekabet Kurumu'nun 2020'de dünyanın önde gelen Alman otomobil şirketleri Audi, Bayerische Motoren Werke (BMW), Mercedes'in üreticisi Daimler-Benz, Porsche ve Volkswagen'e (VW) yönelik soruşturma yürüttüğünü açıklaması uluslararası piyasalarda büyük dikkat çekti. Şimdi soruşturmada sözlü savunma aşamasına gelindiği ve bugün sözlü savunma yapılacağı duyuruldu.
Beş Alman otomobil devine yönelik soruşturma haberinin, Volkswagen'in Manisa'da açmayı planladığı fabrika projesini iptal ettiğini duyurduğu güne denk gelmesi Türkiye ve Almanya'da spekülasyonlara neden oldu. "Soruşturma VW'nin fabrika iptal kararına misilleme mi?" yorumu yapıldı.
Geçen senelerde Volkswagen'in yeni bir fabrika açacağı, fabrika kuracağı ülke arayışında olduğu, Türkiye'nin de tercih edilecek ülkeler arasında başta geldiği haber verilmişti. 2019 yılında ise Volkswagen'in fabrikayı kuracağı ülke konusunda Türkiye'de karar kıldığı, hatta Manisa'da bir şirket kurduğu ancak siyasi gerekçelerle söz konusu fabrika projesini bir türlü hayata geçiremediği ileri sürülmüştü. Şirketin CEO'su Herbert Diess'in, o dönem Türkiye'nin yürüttüğü Barış Pınarı Harekatı'nı kastederek "İnsanlar öldürüldüğü müddetçe, bir harp meydanının yanına temel atmayacağız" açıklaması tartışmaları daha da alevlendirmiş, yatırımın ekonomik olduğu kadar siyasi bir karar olacağı anlaşılmıştı.
Rekabet Kurumu soruşturma kararını Haziran 2020'de aldı
Türkiye Rekabet Kurumu ise beş Alman otomobil devine yönelik soruşturma kararının 11 Haziran 2020'deki oturumda yani VW'nin fabrika planını durdurmadan önce netleştiğini kaydediyor. Söz konusu beşliye yönelik ön incelemede sağlanan ipuçlarının bir soruşturma başlatılması için yeterli olduğuna kanaat getirildiği belirtiliyor.
3 Aralık 2021'de de Rekabet Kurumu söz konusu soruşturmada sözlü savunma aşamasına gelindiğini ve 19 Ocak 2022'de saat 10:30'da şirketlerin savunma yapacağını duyurdu.
Neyle suçlanıyorlar?
Rekabet Kurumu, Daimler, BMW ve Audi ile Porsche'nin de ait olduğu Volkswagen'e yönelik soruşturmanın tüketicinin lehine olan rekabetin korunmasına ilişkin 4054 Numaralı Kanunun 4'ncü maddesi uyarınca yürütüldüğünü açıkladı. Söz konusu madde, rekabeti engelleyici, kısıtlayıcı veya bozucu girişimleri kapsıyor ve şirketlerin bu amaçla arasında sözlü veya yazılı bir işbirliği yapmış olması, bunun kanıtlanmaması halinde bile piyasada koordineli hareket etmeleri durumunda onların büyüteç altına almasına imkan veriyor. Söz konusu 4'ncü madde ayrıca, tüketicinin yararına olan rekabetin ihlalinin genellikle gizli işbirlikleriyle yapıldığı gerçekliğini de vurgulayarak kanıtlanmasının zor olduğunu hatırlatıyor ve dolayısıyla da birebir kanıtlanmasa bile böylesi bir koordineli teşebbüsün pratikte görülmesinin yeterli olacağını ifade ediyor.
Rekabet Kurumu'na göre beş Alman otomobil devi hakkında yapılan ön inceleme bir soruşturma açılmasına temel teşkil edecek yeterli ipuçlarını sağladı. Buna göre, radar hız kontrol sisteminin çalışabileceği maksimum hız sınırının ve araçların tavanlarının en fazla hangi hızda açılıp kapanabileceğinin belirlenmesi, çevreyle ilgili işbirliği kapsamında benzin partikül filtrelerinin kullanımının önlenmesi ve piyasaya sürümünün geciktirilmesi, SCR teknolojisi (sertifikasyon ve maliyet unsurları da dahil SCR yazılımı ve dozlama stratejisi) bakımından rekabete hassas bilgilerin paylaşılması ve emisyon oranının düşürülmesine hizmet eden AdBlue deposunun boyutunun belirlenmesi konusunda beş şirketin aralarında rekabeti ihlal eden ilişki kurup kurmadığı inceleniyor.
Türkiye'deki soruşturma AB'deki soruşturma bağlantılı
DW Türkçe, haklarında soruşturma yürütülen BMW, Daimler ve Audi ile Porsche'nin de ait olduğu VW'ye soruşturmada yöneltilen suçlamaları sorudu. VW, yürütülen soruşturmalarla ilgili prensip olarak açıklama yapmadıklarını belirtirken, Daimler ve BMW, Rekabet Kurumu'nun yürüttüğü soruşturmanın, 2021 yazında Avrupa Birliği Komisyonu'nun sonuçlandırdığı ve 875 milyon euro ceza ile sonuçlanan kartelleşme soruşturmasının Türkiye piyasası için izdüşümü niteliği taşıdığını belirttiler.
Sonucu 8 Temmuz 2021'de açıklanan soruşturma kapsamında Avrupa Birliği Komisyonu, BMW, Volkswagen ve Daimler'i, emisyon oranının düşürülmesini sağlayan AdBlue tankları konusu başta olmak üzere teknik konularda gizli işbirliği yapmaktan mahkum etmişti. Daimler, gizli görüşmeleri ihbar etmesi sebebiyle para cezası almazken BMW 373 milyon, Volkswagen da kendini ihbar etmesi sayesinde indirimli 502 milyon euro para cezasına çarptırılmıştı.
Komisyon, adı geçen şirketlerin 2009-2014'te düzenli olarak toplandıklarını ve emisyonu kontrol eden teknolojilerde yasal düzenlemenin gerektirdiği sınırları aşmama konusunda gizli işbirliği yaptıklarının saptandığı belirtilmişti. Her ne kadar söz konusu beş şirket, aralarındaki görüşmelerde varılan uzlaşıların hayata geçirilmediği savunmasını yaptıysa da bunun soruşturmada cezada hafifletici etkisi olmamıştı, nitekim gizli görüş birlikleri rekabetin ihlaline yeterli geliyor.
Komisyon'un, şirketlerin yıllık cirosunun yüzde 10'una kadar ceza kesmesi mümkünken, bunun toplamda 875 milyon euro ile sınırlı kalması söz konusu şirketleri sevindirdi.
Avrupa Birliği Komisyonu, Alman şirketlerin arasında bir kartelleşme çabası olduğu yönündeki iddiasını 2017'de dile getirmişti. Medyanın ulaştığı gizli VW belgeleri, 90'lı yılların ortasında başlayan beşli grubun görüşmelerinin zaman zaman 100'den fazla temsilciyle farklı çalışma gruplarından oluşacak kadar büyüdüğünü de gözler önüne sermişti. Dikkat çeken noktalardan biri de söz konusu şirketler için konforlu araç tercih eden müşterilerin konfor beklentisinin iklim ve emisyondan çok daha büyük öneme sahip olduğuydu.
AB Komisyonu'nun Alman devlerine yönelik kartelleşme cezasını açıkladığı Temmuz 2021 tarihli karar tarihi bir karar oldu, nitekim Komisyon ilk kez piyasalar veya ürünler üzerinden değil, teknolojiler konusunda da gizli işbirliği yapmaya dayanarak ceza vermiş oldu. Bunun Türkiye piyasası için sonuçları olup olmadığı Rekabet Kurumu'nun yürüttüğü soruşturma ile ortaya çıkacak.