Alman siyasetçilerden Türkiye'ye Afrin çağrısı

Alman siyasetçilerden Türkiye'ye Afrin çağrısı

Türkiye'nin Suriye'nin kuzeybatısındaki Afrin bölgesine 20 Ocak’ta başlattığı Zeytin Dalı operasyonu Berlin'de kaygıyla izleniyor. Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'nin hafta sonunda Suriye genelinde ateşkes çağrısında bulunmasına rağmen Türkiye'nin Afrin harekâtını sürdürmesine farklı partilerden Alman siyasetçiler tepki gösterdi.

Koalisyon ortaklarından Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) partili Roderich Kiesewetter DW Türkçe’ye yaptığı değerlendirmede, Türkiye'nin tutumunu "kabul edilemez” olarak nitelendirdi. BM Güvenlik Konseyi'nin yaptığı ateşkes çağrısının sadece IŞİD, El Kaide, El Nusra gibi örgütlere yönelik askeri operasyonları kapsamadığını belirten Kiesewetter, ancak Türkiye'nin "mücadelesi YPG'ye yönelik olduğu için bu tutumun sürdürülmesi kabul edilemez” dedi.

Meclis Yeşiller parti Grubu Silahsızlanma Politikaları Sözcüsü Katja Keul da Türkiye'nin BM Güvenlik Konseyi'nin ateşkes çağrısına uyması gerektiğini belirtti. Keul, DW Türkçe'ye yaptığı açıklamada "Erdoğan, Suriye'nin kuzeyindeki Kürtleri terörist olarak nitelendirerek tutumunu meşrulaştırıyor. Ama bunun savunabilir bir tarafı yok. Bu tutuma son verilmesi gerekiyor” şeklinde konuştu.

"Operasyon uluslararası hukuka aykırı”

BM Güvenlik Konseyi'nin çağrısına işaret eden Meclis Hür Demokrat Parti (FDP) Grubu Dış Politika Sözcüsü Bijan Djir-Sarai da Türkiye'ye "operasyona ve bununla bağlantılı şiddete son verme” çağrısında bulundu. DW Türkçe'ye konuşan Djir-Sarai, bu operasyonun "uluslararası hukukla bağdaşmadığını” belirterek "Türkiye'nin izlediği bu askeri tutumun haklı bir yanının bulunmadığını” vurguladı.

Türk hükümetinin, bu operasyonun Birleşmiş Milletler Sözleşmesi'nin 51'inci maddesinde yer alan meşru müdafaa hakkı çerçevesinde yürütüldüğü yönündeki açıklamalarına Berlin'de kuşkuyla yaklaşılıyor.

Alman Meclisi Dışişleri Komisyonu'nun Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) üyesi Roderich Kiesewetter de Türkiye'nin Afrin'e yönelik operasyonunu "uluslararası hukuka aykırı” olarak nitelendirdi. "Prensipte Türkiye'nin güvenlik çıkarlarını anlayışla karşıladığını” belirten Kiesewetter, ancak Türkiye'nin meşru müdafaa hakkına dayandırdığı bu operasyonun "ne orantılı ne de gerekli olduğunu” dile getirdi. Kiesewetter, bu nedenle de operasyonun "uluslararası hukuka aykırı” olduğunu sözlerine ekledi.

Yeşiller partili Katja Keul da Türkiye'nin Afrin'e yönelik harekâtını "açık bir şekilde uluslararası hukuka aykırı ve meşru müdafaa değil” olarak tanımlayarak operasyon "bölgede gerilimin artırmasına yol açıyor ve bu şekilde hepimizin güvenlik çıkarlarını tehdit ediyor” şeklinde konuştu.

Alman hükümetine eleştiri

Muhalefet, Alman hükümetinin Zeytin Dali operasyonu ile ilgili açıklamalarını da yeterince sert olmadığı gerekçesiyle eleştiriyor. "Kanımca Alman hükümeti çok ihtiyatlı davranıyor” diyen Yeşiller partili Keul, "Alman hükümeti bu operasyonu açık bir şekilde uluslararası hukuka aykırı olarak tanımlamalı, bugüne kadar böyle bir açıklama yapmadı” ifadesini kullandı.

Yeşiller partili Keul, ayrıca Alman hükümetinin Türkiye'ye "her türlü silah ihracaatını durdurması gerektiğini” savunarak Alman ordusunun Suriye'deki misyonlarına son verilmesi gerektiğini belirtti. Keul, Türkiye'nin NATO ortağı olarak Alman birliklerinin Tornado ve AWACS keşif uçaklarıyla Suriye'de elde ettiği bilgilere ulaşabileceği ve bu bilgilerin Afrin operasyonunda kullanılmasından kaygı duyduklarını dile getirdi.

FDP'li milletvekili Bijan Djir-Sarai da Türkiye'nin Afrin operasyonunun "Alman hükümeti tarafından sert bir şekilde kınanmasını” talep etti. Djir-Sarai da bu operasyona devam edildiği sürece Türkiye ile Almanya arasında askeri işbirliğinin mümkün olamayacağına işaret etti.

CDU'lu milletvekili Roderich Kiesewetter ise muhalefetin bu eleştirilerine karşılık olarak "Alman hükümeti Türkiye'nin askeri operasyonunu kuşkusuz eleştiriyor. Bunun yanı sıra Alman hükümetinin bütün diplomatik kanalları kullanarak Türkiye'ye uluslararası hukuka uyma çağrısı yaptığına eminim” dedi.

"NATO bu operasyonu kınamalı”

FDP'li Bijan Djir-Sarai, Alman hükümetinin yanı sıra NATO'nun Türkiye'ye yönelik tutumunu da eleştirdi. "NATO’nun ilgili komiteleri tarafından konunun ele alınması gerektiğini” söyleyen Djir-Sarai, "NATO üyesi bir ülkenin bölgedeki bu tutumunun ne anlama geldiği tartışılmalı ve NATO'nun ilgili komiteleri bu askeri operasyonu kınamalı” şeklinde konuştu.

Yeşiller partili Katja Keul, bu operasyonun NATO bünyesinde konu edilmesi gerektiğini vurgulayarak “eğer bir NATO ortağı bu şekilde uluslararası hukuku ihlal ediyorsa, bu hepimizi ilgilendirir” dedi. Keul, Alman hükümetinden beklentisinin bu operasyonu NATO'nun gündemine taşıması olduğunu da sözlerine ekledi.

AB ile ilişkilere etkisi

CDU'lu Roderich Kiesewetter ise Türkiye'nin Suriye politikasının AB ile olan ilişkileri de etkileyeceğine işaret etti. Kiesewetter, Türkiye'nin bu tutumunu değiştirmemessi halinde "Türkiye ile Gümrük Birliği'nin genişletilmeyeceğini” ve "bilim insanları, girişimciler ve gençlere yönelik vize kolaylıklarının hayata geçirilmeyeceğini” ifade etti.

Jülide Danışman / Berlin

© Deutsche Welle Türkçe