Almanya Başbakanlık Müsteşarı Peter Altmaier, Almanya'da da Türk siyasilere yönelik Hollanda'dakine benzer bir yasağın ihtimal dışı olmadığını ifade etti. Almanya Federal Cumhuriyeti'nin geçen 60 yıl içinde böyle bir durumdan her zaman kaçındığını ifade eden Altmaier, "Ancak bu gelecek için açık bir çek değil" dedi.
ZDF televizyonunun sabah programına katılan Altmaier, Alman yasalarının ihlal edilmesi veya "tamamen kabul edilmez şeyler" söylenmesinin kırmızı çizgileri olduğunu kaydetti. Altmaier, buna Türk siyasilerin Nazi karşılaştırmasının da dahil olduğunu vurguladı. Altmaier ancak bununla birlikte "kırmızı çizginin ne zaman aşıldığını söylemek konusunda çok dikkatli davrandığını" da sözlerine ekledi.
Almanya İçişleri Bakanı Thomas de Maiziere de Türk siyasilerin Almanya'da seçim kampanyası yapmasına karşı olduğunu söyledi. Bakan, ancak Hollanda'daki gibi bir seyahat yasağının ise akıllıca düşünülmesi gerektiğini ifade etti.
Almanya'nın kamu televizyonu ARD'de dün akşam yayınlanan haber programına katılan Almanya İçişleri Bakanı Thomas de Maiziere, Türk politikacıların Almanya'da seçim kampanyası düzenlemesine karşı olduğunu vurgulayarak "Bunu istemiyorum. Almanya'da Türk seçim mücadelesine yer yok" şeklinde konuştu.
Ayrıca yurtdışında seçim kampanyası düzenlenmesinin Türkiye'deki yasalara da uygun olmadığını vurgulayan de Maiziere, bu nedenle Türk siyasilerin düzenlediği mitinglerin resmi olarak seçim kampanyası adı altında sunulmadığını, farklı bir etkinlik gibi duyurulduğunu ifade etti. Türk siyasilere yönelik Hollanda'daki gibi bir seyahat yasağı getirilmesinin çok akıllıca düşünüp taşınmak gerektiğini vurgulayan Alman Bakan, bu tür etkinliklerin sınırlarının Alman Ceza Yasası'nda belirtildiğini de kaydetti. De Maiziere, "Kim Almanya Federal Cumhuriyeti'ne veya anayasal düzenine hakaret eder ve kötü niyetle dil uzatırsa suç işlemiş olur" dedi.
Koalisyon ortağı Sosyal Demokrat Parti'nin (SPD) Genel Başkan Yardımcısı Ralf Stegner de Almanya'daki seçim mitinglerinin yasaklanmasına karşı uyardı. "Sayın Erdoğan'ın istediği oyunun oynanmasına izin verilmemeli" diyen Stegner, "Türkiye Cumhurbaşkanı'nın tartışmalardan iç politik fayda sağlamaya çalıştığını" vurguladı.
Bununla birlikte Türkiye'ye karşı daha açık ve sert bir tutum sergilenmesi gerektiğini savunan Stegner, "Burada yasaları ihlal eden, miting düzenleyemez" dedi. Stegner, "Nefen kesen bir hızla otoriter bir devlet olma yolunda ilerliyor" diye sözlerini sürdürdü.
Birlik Partileri Meclis Grup Başkanı Volker Kauder de Kölner Stadt-Anzeiger gazetesine yaptığı açıklamada seçim kampanyaları ile ilgili tartışmanın tırmandırılmaması uyarısında bulundu. Kauder, "Almanya Avrupa Birliği'nin en büyük ulusu olarak yine de Ankara ile ilkesel olarak görüşmeye devam etmektedir, Türk hükümeti Alman hükümetinin bu kararını güçleştirmesine rağmen" ifadelerini kullandı.
Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) partisinin dış politaka sözcüsü Norbert Röttgen de yabancı siyasilere getirilen miting yasaklarının ifade özgürlüğünün sınırlandırılması anlamına gelmediğini söyledi. Ancak bir seyahat yasağından söz etmek istemediğini de belirten Röttgen, "Böyle bir gerginlik bizim çıkarımıza olmaz ve sadece Erdoğan'ın burada ortam yaratmasına ve insanları mobilize etmesine yardımcı olur" diye konuştu.
Saarland eyaleti Başbakanı Kramp-Karrenbauer da tartışmanın tırmanması durumunda Türk siyasilere miting yasağı getirilmesi gerektiğini savundu. Kramp-Karrenbauer, Türkiye'nin iç sorunlarının Almanya'da aranmaması ve Almanya'da iç barışı tehlikeye atacak seçim kampanyalarının da yasaklanması gerektiğini ifade etti.
Konuyla ilgili Bild gazetesine konuşan Almanya Savunma Bakanı Ursula von der Leyen, "Almanya'nın yasalar ve hukuk doğrultusunda soğukkanlılıkla ifade özgürlüğünü koruması gerektiğini, ancak bazı Türk politikacıların tahammül edilemez Nazi benzetmeleriyle bu haklarını kendilerinin sorguya açtığını" söyledi.