Japonya'daki Fukuşima nükleer faciası sonrası nükleer enerjiyi terk etme kararı alan Almanya'da üç santral daha kapatılıyor.
Schleswig-Holstein eyaletindeki Brokdorf, Aşağı Saksonya eyaletindeki Grohnde ve Bavyera'daki Gundremmingen C nükleer enerji santrallerinin yasalar uyarınca Cuma akşamı kapatılacağı açıklandı.
2011 yılında Alman hükümetinin çıkardığı nükleer enerjiden çıkış yasası uyarınca son üç nükleer enerji santralinin de 2022 sonuna kadar kapatılması planlanıyor. Bu santraller Aşağı Saksonya'daki Emsland, Bavyera'daki Isar 2 ve Baden-Württemberg'deki Neckarwestheim 2.
Eski nükleer karşıtı aktivistlerden Sosyal Demokrat Partili (SPD) politikacı Jo Leinen, üç santralin kapatılmasıyla nükleer enerjiden çıkışın son aşamaya geçtiğini belirtirken Almanya'nın Yeşiller partili Çevre Bakanı Steffi Lemke de Almanya'da nükleerden çıkışın "son derece sorunlu bir teknolojiye koyulan nokta olduğunu" söyledi.
Avrupa Birliği (AB) düzleminde ise son aylarda nükleer enerjinin geleceğiyle ilgili yeni tartışmalar patlak verdi. Bazı AB ülkeleri nükleerden çıkışta kararlı tutum sergilerken aralarında Fransa ve Polonya'nın da bulunduğu bazı ülkeler yeni "çevre dostu" santraller kurarak nükleere bağlı kalma planları yapıyor. AB Komisyonu'nun nükleer enerjiyi "çevre dostu" enerji olarak sınıflandırma planları da tartışmaya yol açıyor.
Almanya Çevre Bakanı Steffi Lemke ise, Avrupa'da nükleer enerjinin "yeni bir Rönesans" yaşamaması uyarısında bulunarak "Nükleer enerji santralleri, yüksek derecede radyoaktif atıklara yol açan yüksek riskli tesisler olmayı sürdürmektedir" dedi.
Avrupa'daki nükleer enerji santrallerinin giderek yaşlandığına ve işletilmelerindeki riskin giderek arttığına işaret eden Lemke, bazı ülkelerin yeni reaktör tiplerine dayalı planlarını "masal ve mit" olarak nitelendirerek bunların güvenlik sorununu da atık depolama sorununu da ortadan kaldırmayacağını kaydetti.
SPD Genel Başkanı Saskia Esken de nükleer enerjinin "çevreci enerji" diye sınıflandırılmasına karşı uyararak radyoaktif atıkların depolanması sorununun hala çözülememiş olduğuna dikkat çekti.