T24 Dış Haberler
Almanya, Avrupa Birliği kuvvetleriyle birlikte Akdeniz'deki bir Türk gemisini arama için durdurduğunu, ancak Türkiye'nin itirazının ardından aramanın durdurulduğunu doğruladı.
Ankara'dan yapılan ilk açıklamada Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Hami Aksoy, Türk gemisine çıkan güçlerin Türkiye'nin veya geminin kaptanının rızasını almadığını belirtti. Aksoy, "muğlak bir şüphe üzerine başlatılan ve geceyarısı sonrasına kadar devam eden bu müdahale, ancak ülkemizin ısrarlı itirazları üzerine sonlandırılmıştır" dedi.
Almanya Savunma Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada Rosaline A isimli geminin Libya'ya silah taşıdığı şüphesiyle durdurulduğu belirtildi.
Açıklamaya göre Avrupa Birliği'nin Libya'da savaşan taraflara yurtdışından silah gönderilmesini önlemeyi hedefleyen Irini görevi kapsamında görev yapan Hamburg fırkateyninden askerler Türk gemisine çıktı. Türkiye olayla ilgili olarak AB misyonuna tepkisini bildirdikten sonra arama yapan askerler gemiden indi.
Bir Alman Savunma Bakanlığı sözcüsü askerlerin geminin aranan bölümünde şüpheli bir şeye rastlamadıklarını belirtti.
Reuters'a konuşan Türk güvenlik kaynakları gemide sadece gıda ve boya gibi ürünlerin bulunduğunu; AB ekibinin Türkiye'den izin almadan arama yaparak uluslararası hukuku ihlal ettiğini söyledi.
Haberi ilk olarak duyuran Spiegel dergisine konuşan bir Alman hükûmet sözcüsü, Hamburg'un menşei ülkeye haber verdikten sonra harekete geçmeden 4 saat bekleyerek hukukun yükümlülüklerini yerine getirdiğini iddia etmişti.
Dışişleri Bakanlığı, Türk gemisine yapılan müdahaleden Ankara'nın veya gemi kaptanının haberdar olmadığını ifade ederek Irini Harekâtı'nın "amacı ve faydasının tartışmaya açık olduğunu" ifade etti.
Bakanlığın sözcüsü Hami Aksoy'un açıklamalarında Irini'nin taraflı bir operasyon olduğunu iddia ederek, "Darbeci Hafter'e gelen silah desteklerini denetlemeyen, keyfi uygulamalarda bulunulan, meşru Libya hükümetini cezalandırmaya yönelik bir harekattır" dedi.
Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklama şöyle:
Irini Harekâtı, AB tarafından yürütülen; ancak amacı ve faydası tartışmaya açık bir harekâttır. Bu harekât çerçevesinde dün (22 Kasım) “Hamburg” isimli Alman savaş gemisi, Ambarlı Limanından Misurata’ya boya, boya malzemesi ve insani yardım malzemesi taşımakta olan “MV Roseline A” adlı Türk bayraklı ticaret gemisini sabah saatlerinde ayrıntılı şekilde sorgulamıştır. Kaptan işbirliği göstererek geminin yükü ve seferi hakkında ayrıntılı bilgi paylaşmıştır. Buna rağmen saat 17:45’te Irini Harekâtı silahlı unsurları tarafından gemiye çıkılarak uzun saatler süren bir “denetleme” yapılmıştır. Tüm personelin, Kaptan dâhil, zorla üstleri aranmış, bütün personel bir yerde toplanarak alıkonulmuş, Kaptanın başına silahlı asker dikilerek, zor kullanmak suretiyle konteynerler aranmıştır.
Sözkonusu müdahale, ne bayrak devleti olarak ülkemizin, ne de gemi kaptanının rızası alınarak gerçekleştirilmiştir. Kaptanın taşınan kargonun niteliğine dair beyanlarına rağmen, muğlak bir şüphe üzerine başlatılan ve geceyarısı sonrasına kadar devam eden bu müdahale, ancak ülkemizin ısrarlı itirazları üzerine sonlandırılmıştır. Silahlı personel sabaha kadar ticaret gemisinde beklemiş, sabah saat 09:38’de gemiyi terketmiştir.
Silah ambargosunu ihlal etmediği görülen gemimizin ağır hava şartları altında saatlerce güzergâhından alıkonulmasını, ayrıca denetleme sırasında personele adeta suçlu muamelesi yapılmış olmasını esefle karşılıyoruz. Yetkisiz ve güç kullanılarak yapılan bu eylemi protesto ediyoruz. Bundan doğabilecek zarar ve kayıplara karşı ilgili gerçek ve tüzel kişilerin her türlü tazminat hakkı tabiatıyla saklı olacaktır.
Uluslararası sularda ticari gemilere müdahale edilebilmesi için bayrak devletinin rızasının alınması esastır. Libya silah ambargosuna dair BMGK kararları bu yükümlülüğü ortadan kaldırmamaktadır.
AB’nin ne meşru Libya Hükümetiyle, ne ülkemizle, ne de NATO’yla istişare etmeden başlattığı Irini Harekâtının tarafsızlığı hâlihazırda tartışmalıdır. Hal böyleyken, ülkemizden Libya’ya taşımacılık yapan gemilere uygulanan bu çifte standartlı ve hukuk dışı muamele asla kabul edilemez.
Daha önce de birçok kez belirttiğimiz gibi İrini operasyonu taraflı bir operasyondur. Darbeci Hafter'e gelen silah desteklerini denetlemeyen, keyfi uygulamalarda bulunulan, meşru Libya hükümetini cezalandırmaya yönelik bir harekattır.