'Almanya Türkiye'den vazgeçemez'

'Almanya Türkiye'den vazgeçemez'

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan çok sayıda temasta bulunmak üzere Almanya'nın başkenti Berlin'e geliyor. Başbakan Erdoğan'ın önce Alman Dış Politika Cemiyeti'nde (DGAP) bir konferans vermesi öngörülüyor. Türkiye Başbakanı, daha sonra Başbakan Angela Merkel ile bir araya gelecek ve iki lider değerlendirmelerde bulunacaklar. Almanya Ekonomi Bakanı Sigmar Gabriel ve Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier ile yapacağı görüşmenin ardından Erdoğan'ın Almanya'daki Türklere seslenmesi bekleniyor. Başbakan Erdoğan'ın Almanya'da vereceği mesajlar kamuoyunda merak konusu.

‘Türkiye, dış politika için önemli'

Prof.Dr. Udo Steinbach, son bir yıl içinde yaşanan Gezi Parkı protestoları, Gülen Cemaati ile hükümet arasındaki çekişme ve yolsuzluk iddialarının Türk-Alman ilişkilerini zora soktuğunu belirtiyor. Steinbach, Türkiye'deki yolsuzluk skandalının, Almanya ve Avrupa'da kolay hazmedilebilecek bir mesele olmadığını savunuyor.

Steinbach, tüm bu gelişmelere rağmen Almanya'nın Ortadoğu politikalarını gözeterek, yine de Türkiye'den vazgeçemeyeceğini ifade ediyor: "Türkiye'nin Ortadoğu konusunda hâlâ önemli bir yeri var, hatta bu yerin Suriye söz konusu olduğunda daha da önem kazandığını söyleyebiliriz. Türkiye'nin mültecilere yardım ve Suriye'deki muhaliflere destek hususundaki rolü ikili görüşmelerde de öne çıkacaktır. Dolayısıyla Berlin'in Türkiye'ye, iç politikası konusunda yapacağı eleştiriler sınırlı olacaktır, diye düşünüyorum. Zira Türkiye'nin, bilhassa Ortadoğu hesaba katıldığında dış politikadaki ağırlığı daha önemli görünüyor”

‘Ekonomik durum Erdoğan’ı hezimete uğratmaz’

Prof. Dr. Steinbach, Almanya'nın Türkiye'deki ekonomik gelişmeleri de yakından takip ettiğini, ancak görüşmelerde ekonominin siyasetin gölgesinde kalacağını ileri sürüyor. Steinbach, hükümetin Merkez Bankası’na müdahalesinin bu tür kurumların bağımsızlığı gözetilerek Avrupa'da ve Almanya'da hoş karşılanmadığını da sözlerine ekliyor.

Türkiye uzmanı ayrıca, Türkiye'deki ekonomik dalgalanmaların ülkede yapılacak seçimlerde AKP'yi hezimete uğratacağı iddiasını da değerlendirerek, bu olasılığı zayıf gördüğünü söylüyor: "Elbette seçimlerde ulaşılacak rakamlar, Erdoğan'ın 2011 genel seçimlerinde elde ettiği gibi yüzde ellilere varan bir düzeyde olmayacaktır. Ama beş yıl önceki yerel seçimleri düşündüğümüzde Erdoğan'ın partisi, o seçimlerde sadece yüzde otuz dokuz oranında oy alabilmişti. Sanıyorum yine bu rakamın altına inilmeyecektir. Zaten marttaki seçimlerde oyların sonucu kötü dahi olsa, bu durum Başbakan Erdoğan için bir hezimet olmayacaktır."

‘Erdoğan iç ve dış politikada dengeleri gözetmeli'

Ortadoğu ve Türkiye Uzmanı Steinbach, Erdoğan'ın Almanya ziyaretinde kamuoyunun en fazla merak ettiği konunun "vatandaşa sesleniş" olduğuna dikkat çekiyor. Prof. Dr. Steinbach, Erdoğan'ın yapacağı bu konuşmada, iç ve dış politikadaki dengeleri gözetmesi gerekeceğinin altını çiziyor: "Herhalükarda seçim kampanyasına yönelik bir konuşma olacaktır. Erdoğan'ın söz konusu seslenişi, Türk kamuoyunu seçimler için seferber etmek adına kullanacağı kanaatindeyim. Bu, tabii beraberinde bir tehlike de içeriyor. Çünkü Türkiye'de olduğu gibi burada da yolsuzluk skandalının yurtdışından gelen bir komplo olduğunu ileri sürerse bu durum, Türk-Alman ve Türkiye-Avrupa ilişkilerine büyük ölçüde zarar verebilir. Yani Erdoğan, iki çizgi arasında güç bir denge kurmak zorunda."