Almanya ve Türkiye arasında tırmanan miting gerginliği çifte vatandaşlığı yeniden tartışmaya açtı. Muhafazakar politikacılar çifte vatandaşlığın sonlandırılmasını istiyor.
Ankara ve Berlin arasında yaşanan gerginlik, çifte vatandaşlık tartışmalarını yeniden alevlendirdi. Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) üyesi ve İçişleri Bakanlığı Müsteşarı Günter Krings, Rheinische Post gazetesine yaptığı açıklamada, şu andaki düzenlemenin uyuma katkı sağlamadığını belirterek yasada değişiklik yapılması gerektiğini savundu.
Krings, "Deniz Yücel olayı, çifte vatandaşlığın çifte vatandaşları Erdoğan rejiminden etkili biçimde koruyamadığını da gösterdi" diyerek, çifte vatandaşlık konusunda yeni bir düzenleme yapılması gerektiğini söyledi. Krings, çifte vatandaşlığın çok özel durumlarda olabileceğini, ancak bunun yasalarla genel bir düzenleme haline getirilemeyeceğini vurguladı.
Koalisyonun küçük ortağı Hristiyan Sosyal Birlik'in (CSU) Genel Sekreteri Andreas Scheuer de daha önce denenmiş olan "opsiyon modeline" geri dönülmesi gerektiğini savundu. Scheuer, "Ebeveyni yabancı olan bir çocuk Alman vatandaşlığını kabul etmek istiyorsa öncelikle bizim değerlerimize ve ilkelerimize bağlı olduğunu göstermesi gerekir" diye konuştu. Scheuer, buna hazır olan kişinin de çifte vatandaşlığa ihtiyacı olmadığını savundu.
CSU için önce uyumun, ardından vatandaşlığın geldiğini söyleyen Scheuer, "Kim geldiği ülkenin iç politikasına angaje olmak istiyorsa, bunu o ülkede yapsın, Almanya'da değil" dedi.
Hristiyan Birlik - Sosyal Demokratlar koalisyonu, Sosyal Demokratların ısrarı ile 2014 yılında opsiyon modeline son vermiş ve Almanya'da doğan göçmen çocuklarının, 21 yaşına kadar Almanya'da sekiz yıl yaşamış veya altı yıl boyunca Almanya'da eğitim görmüş olmaları durumunda çifte vatandaşlık hakkına sahip olabilmeleri sağlanmıştı.
Sona erdirilen opsiyon modeline göre ise Almanya'da doğan göçmen çocukları 23 yaşına geldiğinde Alman veya ailelerinin geldiği ülkenin vatandaşlığı arasında bir seçim yapmak zorunda bırakılıyordu.