Çifte vatandaşlık, özellikle Almanya'da yaşayan yabancılar açısından çok sorunlu bir konu. Bazı istisnalar hariç, Alman vatandaşı olabilmek için insanların diğer vatandaşlıklarından vazgeçmeleri gerekiyor. Bu olay Türk vatandaşlığı da olan insanlar için çok sorun yaratıyor.
Muhalefet partileri seçim öncesinde entegrasyonun kolaylaştırılması için çifte vatandaşlığa izin verilmesi gerektiğine vurgu yaparken, Hristiyan Birlik partileri bu konudaki tutuculuğunu sürdürüyor. Hristiyan Birlik partiler iktidarında, Almanya'nın bir göç ülkesi olduğu çok uzun yıllar boyunca kabul edilmedi. Başbakan ve Hristiyan Demokrat Parti üyesi Angela Merkel'de çifte vatandaşlığa engel olan bir vatandaşlık yasasında ısrar etti. 2000 yılında Sosyal Demokrat ve Yeşiller Partisinden oluşan koalisyon hükümeti, 1913'ten kalma vatandaşlık yasasında bir modernize etme çabasına giriştiyse de, reform planları Hristiyan Demokrat Birlik'in çoğunluğunu oluşturduğu Federal Eyalet Temsilcileri Meclisi'nden ret kararı çıktı. Bugünkü mevcut durum, ülkede yaşayan yabancılar açısından çeşitli açılardan sorun teşkil ediyor. Alman Deutsche Welle gazetesinde konuya ilişkin çıkan haber şöyle:
Osnabrück Üniversitesi’nden göç araştırmacısı Jens Schneider de çifte vatandaşlık konusunda uyarıda bulunuyor: “Bu konu barut fıçısı gibi. Okullara gidip gençlere baktığımızda çok yoğun bir yabancılaşma sorunu görüyoruz. Çünkü gençler de tabii ki olan bitenden haberdar. Son derece farklı tepkiler var, ama çok azı olumlu diyebiliriz.” Almanya'da bu konudaki hukukî durum oldukça karmaşık. Örneğin, söz konusu ülkedeki yasalar uyarınca geldikleri ülkenin vatandaşlığından çıkmaları mümkün olmayan pek çok yabancı var. Fas, Suriye, İran gibi pek çok ülke vatandaşlıktan çıkılmasına izin vermiyor. Bu ülkelerin vatandaşları Alman vatandaşlığı için başvurduğunda, mevcut pasaportunu elinde tutmak için dilekçe verdiğinde çifte vatandaş olabiliyor.
Tüm AB ülkeleri vatandaşları, ABD vatandaşlarının çocukları ve eski Sovyetler Birliği’nden göç etmiş Alman kökenliler, çifte vatandaşlık hakkına sahip. Diğer tüm ülke vatandaşları ise iki vatandaşlık arasında seçim yapmak zorunda. Bu durum, özellikle de Almanya’da doğup büyümüş göçmen çocukları için önemli bir sorun. 18 yaşına kadar her iki ülke vatandaşlığına sahip olan çocuklar, 23 yaşına kadar Alman vatandaşlığı ve ebeveynlerinin vatandaşlığı arasında seçim yapmak zorunda. Alman vatandaşlığı için ilgili ülkenin vatandaşlığından çıktığına dair bildirim gelmesi gerekiyor. Bu da aylar sürebiliyor. Uzmanlar, başvurusunu geç yaptığı için Alman vatandaşlığı imkânını kaçıran çok sayıda genç bulunduğuna dikkat çekiyor. 18 yaşına kadar Alman vatandaşı olan bu gençler yeniden yabancılar dairesinde oturma izni için bir yabancı gibi başvuruda bulunmak zorunda kalıyor.
Özellikle de Almanya’da yaşayan Türkler, seçim baskısına maruz bırakıldıkları için öfkeli. Türk vatandaşlığından vazgeçmek çoğu için duygusal bir sorun oluşturuyor. Türk kökenli Hür Demokrat Parti federal milletvekili Serkan Tören, kendisi de yıllar önce seçim yapmak zorunda kalıp Alman vatandaşlığına geçmiş. Gençlerin bu tür bir seçimle karşı karşıya bırakılmaması gerektiğini belirten Tören, seçim yapma zorunluluğunun içinde yaşadığımız zamana uymadığını ve dünyadaki pek çok ülkede artık çifte vatandaşlığın normal olduğunu belirtiyor: “En iyi beyinleri kazanmak üzere bu ülkelerle rekabet içinde bulunduğunuzda, cazip olmalısınız. Kısa sürede vatandaşlığa geçiş imkânı tanıyan ve çifte vatandaşlığa izin veren klasik göç ülkeleri bu cazibeye sahip. Biz bunu yürürlüğe sokmazsak, yüksek nitelikli işgücü açısından dezavantajlı konuma düşeriz.” Muhalefetteki Sosyal Demokrat Parti, Yeşiller ve Sol Parti gibi iktidardaki Hür Demokrat Parti'de de çoğunluk çifte vatandaşlıktan yana. Federal Eyalet Temsilcileri Meclisi'nde şu an çoğunluğu elinde bulunduran Sosyal Demokratlar seçim zorunluluğuna karşı bir girişim başlattı. Bu konuda kararı seçimler sonrasında oluşacak yeni federal meclis verecek.