Almanya'da 'ten rengine göre kimlik kontrolü' dönemi

Almanya'da 'ten rengine göre kimlik kontrolü' dönemi

Almanya'da bir idari mahkeme, federal polisin şüpheli bir durum olmadığı halde, dış görünüşü nedeniyle bir yolcuyu durdurarak kimlik sorma hakkı olduğuna karar verdi. Karar Almanya'yı karıştırdı.

Nazi Almanyasında ve Nazilerin işgal ettiği yerlerde Yahudiler kimliklerini belli etmek için sarı yıldız taşımak zorundaydı.
 
Deutsche Welle Türkçe'nin haberine göre; Kassel Frankfurt şehirleri arasındaki bir trende, polis pasaport kontrolü yapıyor. İki polis görevlisi, koyu tenli bir yolcunun pasaportunu istiyor ancak yolcu itiraz ediyor. Bunun üzerine yolcu, polisler tarafından tutuklanıyor. 
 
Götürüldüğü merkezde kimliği kontrol edilen yolcunun ülkede yasal olarak ikamet ettiği anlaşılıyor. Olayın ardından, Polis Sendikası Sözcüsü Josef Scheuring “Bu kontroller sonucunda, yasadışı yollarla ülkeye girenlerin sayısının geçen yıl yüzde 20 arttığını tespit ettik. Biz ülkeye yasadışı yollarla girmiş bir kişiyi yakalarken, 10 kişinin daha yasadışı giriş yaptığını tahmin ediyoruz. 20 bin yasadışı kişinin olduğunu düşünürsek, sayısızca kişi daha var demektir”, sözleri ile görevli memurları savundu. 
 
Federal polisin dış görünüşe göre kimlik sorma hakkı, Koblenz şehrindeki idari mahkemenin aldığı karara dayanıyor. Mahkeme, federal polise, yasadışı yollarla ülkeye girilebilecek tren istasyonları, sınır bölgeleri ve havaalanlarında uygun görmesi durumunda, hiçbir şüpheli durum olmasa dahi yolcuları kimlik kontrolüne tabi tutma yetkisi veriyor. 
 
 

'İnsan hakkı ihlalidir'

 
 
İnsan hakları örgütleri, mahkemenin kararını ayrımcılık olarak değerlendirerek, sert bir dille eleştiriyor. Alman İnsan Hakları Enstitüsü'nden Petra Follmar-Otto, kararın bir insan hakkı ihlali olduğunu söyledi. 
 
“Federal Meclis'te Yeşiller Partisi'nin 2011 Haziranındaki soru önergesine cevap olarak hükümet, şüpheli bir durum olmadan yapılan kontrollerde, kişilerin etnik köken, ten rengi ya da dinine göre muamele yapılamayacağını belirtmişti", şeklinde konuşan Almanya merkezli mültecilerle dayanışma örgütü Pro Asyl'den Karl Kopp da mahkeme kararının, hukuk devleti ilkeleri ile bağdaşmadığına dikkat çekti. 
 
Mahkemenin kararı hukukçular tarafından da eleştiriliyor. Berlinli ayrımcılık hukuku üzerine uzmanı avukat Alexander Klose, kararın anayasaya uygun olmadığını şu sözlerle anlattı; 
 
“Burada yeni olan, Federal poliste ‘etnik profil oluşturma’ olarak da nitelendirilebilecek bir uygulamanın var olduğunun bir mahkeme tarafından doğrulanmış olması. Zira böyle bir uygulama olduğu genellikle kabul edilmiyordu. Bu açıdan bakıldığında artık bu uygulamanın olduğunun bir mahkeme tarafından gösterilmesi olumlu bir şey. Şimdi bu karar, böylesi kontrollere resmen izin veriyor. Kararı, anayasanın üçüncü maddesi ile bağdaştıramıyorum. Mahkemenin nasıl olup da anayasada, ırkçılığı engellemeyi kapsayan maddeyi aşıp, bu kararı aldığının şaşkınlığını yaşıyorum.” 
 
Almanya anayasasının üçüncü maddesinde tüm insanların yasalar önünde eşit olduğu vurgulanırken, hiç kimsenin cinsiyeti, etnik kökeni, ırkı, dili, dini, inancı nedeniyle ayrımcılığa tabi tutulamayacağı ifadeleri yer alıyor.