Almanya'daki 'Barış Akademisyenleri'nden Türkiye'deki açlık grevine destek

Almanya'daki 'Barış Akademisyenleri'nden Türkiye'deki açlık grevine destek

Barış İçin Akademisyenler bildirisini imzaladıktan sonra Türkiye'de görev yaptıkları üniversitelerden ihraç edilen ve şu an çalışmalarını Almanya'da sürdüren dokuz akademisyen, Ankara'da 60 gündür açlık grevinde olan Gülmen ve Özakça'ya destek olmak için Köln Katedrali'nin önündeki meydanda toplandı.

Kendi deyimleriyle "arkadaşlarının sesine ses katmak, açlığına ortak olmak için" sembolik olarak 10 saatlik bir açlık grevi gerçekleştiren akademisyenler, meslektaşlarının göreve iadesi için çağrı yaptıkları bildiriyi Türkçe, Almanca ve İngilizce okudu.

Türkiye'deki yetkililere çağrı

Eyleme katılan akademisyenler, Gülmen ve Özakça ile dayanışma göstermek için Türkiye'nin çeşitli kentlerinde Barış Akademisyenlerince başlatılan süreli-dönüşümlü açlık grevine, Köln ve Berlin'den destek verdiklerini belirtti. "Bir Grup Barış Akademisyeni/Almanya" imzasıyla yayımlanan "Ölümden değil, yaşamdan yanayız" başlıklı bildiride, "Tüm basını ve kamuoyunu, açlıklarının 60'ıncı gününde, sağlık durumları geri dönülemez bir noktaya yaklaşan Nuriye ve Semih'in taleplerine destek vermeye, yetkilileri de arkadaşlarımızı derhal işlerine iade etmeye, Avrupa kamuoyunu bu duruma sessiz kalmamaya çağırıyoruz" denildi.

Köln'deki sembolik açlık grevine katılan akademisyenlerden Yrd. Doç. Dr. Mustafa Şener, Gülmen ve Özakça'nın "hukuksuz şekilde" görevlerinden ihraç edildiklerini belirterek, "Ben de bu şekilde işten çıkarıldım. Pek çok akademisyen arkadaşımız ya da çeşitli işlerde çalışan memur arkadaşlarımız bir gecede işlerinden edildiler.

Üstelik bunların dava açma hakkı bile yok. İşlerine nasıl donecekleri belli değil. Bundan sonraki geleceklerine dair hiçbir ipucu bile yok. Hepimiz büyük bir belirsizlik içinde yaşıyoruz" dedi.

"Sağlıklarından kaygılıyız"

Gülmen ve Özakça'nın gerçekleştirdiği açlık grevinin şu an "kritik bir aşamaya geldiğini" ifade eden Şener, "Artık 60'ıncı gündeler ve arkadaşlarımızın sağlığından son derece kaygılıyız" diye konuştu.

Gülmen'in dokuz, Özakça'nın ise 15 kilo verdiğini söyleyen Şener, açlık grevinin ölüme kadar varabileceğini ya da kalıcı sağlık sorunları yaratabileceğini hatırlatarak,"Dolayısıyla biz bunlar yaşanmadan, henüz vakit varken, bu işin son bulmasını istiyoruz. Ama arkadaşlarımızın haklı taleplerinin de yerine getirilmesini arzuluyoruz" dedi ve ekledi: "Amacımız Nuriye ve Semih'in sesini daha çok duyurmak ve Türkiye'deki bu haksızlıklara, hukuksuzluklara daha çok dikkat çekmek."

Eylemde yer alan bir başka akademisyen Yrd. Doç. Dr. Latife Akyüz ise yaklaşık 180 gündür gerçekleştirdikleri eylemi iki ay önce açlık grevine dönüştüren Gülmen ve Özakça'nın, "direnişe başladıkları günden beri baskı gördüklerini" ve birçok defa gözaltına alındıklarını belirtti. Akyüz, "Yapacak başka bir şeyleri kalmadığı için bir direniş biçimi olarak açlık grevine başladılar. Biz de burada bir grup akademisyen olarak onlara destek vermek için; seslerini, sözlerini duyurabilmek için destek açlık grevi yapıyoruz" dedi.

Gülmen ve Özakça gibi binlerce isim var

OHAL kararnamesiyle ihraç edilen Gülmen ve Özakça, görevlerine iade edilmeleri talebiyle, Ankara'daki Yüksel Caddesi'nde bulunan İnsan Hakları Anıtı'nın önünde iki aydır açlık grevi yapıyor.

Türkiye'de 15 Temmuz darbe girişiminden beri devam eden olağanüstü hâl (OHAL) döneminde çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnamelerle (KHK) 120 binin üzerinde akademisyen, öğretmen, memur görevlerinden ihraç edildi. İhraç edilenler arasında, 452'si Barış İçin Akademisyenler bildirisini imzalayan isimlerden olmak üzere 7 bin 916 akademisyen ve 33 bin 990 öğretmen bulunuyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Cengiz Özbek / Köln