Almanya'da göçmen ve İslam karşıtı açıklamalarıyla ön plana çıkan sağ popülist parti Almanya için Alternatif partisinden (AfD), bir grup milletvekilinin Suriyeli sığınmacıların ülkelerine dönmesi için Şam'a yaptığı ziyaret Alman siyasetinde yoğun tartışmalara yol açtı.
Alman hükümet sözcüsü Steffen Seibert bugün yaptığı açıklamada, "Suriye rejimi her gün ne kadar insanlık dışı davrandığını gösteriyor" dedi. Sözcü Seibert İdlib, Halep ve Doğu Guta'daki sivillerin durumuna değinerek "Bu acılar, Devlet Başkanı Beşar Esad tarafından emrediliyor ya da bu acıların yaşanmasına göze yumuluyor. Bu rejimle yakınlaşanlar kendi kendilerini diskalifiye ediyor demektir" dedi.
Dışişleri Bakanlığı'ndan bir sözcü ise AfD'li milletvekillerinin Suriye ziyareti öncesinde ne bakanlığı ne de Almanya'nın diplomatik temsilciliklerini bilgilendirdiğini belirtti.
AfD'li vekillerin ziyaretine meclisteki siyasi partilerden de tepki geldi. Hristiyan Birlik partilerinin meclisteki insan haklarından sorumlu sözcüsü Michael Brand, "Diktatör Esad bomba ve kimyasal gaz kullanırken, bu suçları işleyenlerle buluşmak nahoş" dedi.
Sosyal Demokrat Parti dış politika uzmanı Rolf Mützhenich ise Suriye'ye yapılan bu ziyaretin meclisteki komisyonlarda ele alınacağını belirterek seyahati kimin finanse ettiği konusunun da inceleneceğini kaydetti.
Yeşiller partisinin Meclis Dış Politika Sözcüsü Omid Nouripour da Suriye Başmüftüsü Ahmet Bedrettin Hassun ile yapılan görüşmeyle ilgili olarak "Bu buluşma teröre açıkça yardım sunmak olarak nitelendirilebilir" dedi.
AfD Eş Genel Başkanı Jörg Meuthen ise tepkileri "abartılı" diye nitelendirerek vekillerin Suriye ziyaretine ilişkin eleştirileri geri çevirdi.
AfD'li vekillerin 5 Mart Pazartesi günü gerçekleştirdiği ziyarete Alman Federal Meclisi milletvekilleri Frank Pasemann, Jürgen Pohl, Udo Hammelgarn ve Harald Weyel'in yanı sıra Kuzey Ren Vestfalya Eyalet Meclisi'nden Christian Blex ile Thomas Röckemann katıldı.
Ziyaretin ilk gününde Suriye Meclis Başkanı Hammuda Sabbağ ve Suriye Başmüftüsü Ahmet Bedrettin Hassun'un da aralarında bulunduğu farklı dini cemaatlerden temsilcilerle görüşen vekiller Çarşamba günü de Esad rejiminin üst düzey temsilcilerinden biri olan Ulusal Barıştan Sorumlu Devlet Bakanı Ali Haydar ile bir araya geldi. AfD'li vekil Christian Blex, Facebook hesabından yaptığı açıklamada, "Ali Haydar Salı akşamı yaptığımız buluşmada bize 100 binden fazla eski düşman savaşçının yeniden barışcıl bir biçimde sivil hayata entegre edildiğini anlattı" dedi.
AfD'li vekiller Suriye'deki durumu yerinde görmek ve Almanya'daki Suriyeli mültecilerin ülkelerine geri dönme olanaklarını araştırmak için Şam'a gittiklerini duyurmuştu.
AfD Anayası Koruma Teşkilatı'nca izlenecek mi?
Öte yandan Alman siyasetinde tartışmalara neden olan AfD'nin iç istihbarat teşkilatı Anayasayı Koruma Teşkilatı tarafından izlenmesi de yeniden gündeme geldi. Federal Anayasayı Koruma Teşkilatı ile eyalet teşkilatlarının başkanları AfD'nin izlenmesi için hali hazırda yeterli bir dayanak olmadığını açıkladı. Başkanlar Köln'de düzenledikleri toplantıda bu konunun masaya yatırıldığını ve partinin izlenmesine gerekçe olabilecek yeterli ipucu bulunmadığı konusunda uzlaşma sağlandığını açıkladı.
Almanya Yazı İşleri Ağı‘nın (RND) haberine göre de Bavyera Anayasayı Koruma Teşkilatı bu yılın ocak ayında Federal Anayasayı Koruma Teşkilatı Başkanı Hans-Georg Maaßen'a gizli bir analiz sundu. Söz konusu analizde AfD'nin izlenmesinin önerildiği ileri sürüldü. Ancak Bavyeralı yetkililer bu haberi yalanladı. Bavyera Eyaleti'nden bir sözcü Alman Haber Ajansı'na (dpa) yaptığı açıklamada, Bavyera'da Almanya için Alternatif'in izlenmesinin hukuki koşullarının mevcut olmadığını ifade etti. Parti içinde bazı kişilerin aşırı sağcı çevrelerle ilişkileri nedeniyle izlendiği ancak bu kişiler arasında AfD'li vekillerin bulunmadığı bildirildi.
Tartışmalara katılan Almanya Adalet Bakanı Heiko Maas da AfD'nin bir bölümünün iç istihbarat tarafından izlenebileceğini söyledi. AfD'nin bir grubun Neonazi olma yolunda ilerlediğini ifade eden Maas, ancak partinin sadece izlenmesi ile sorunun çözülemeyeceğini dile getirdi.