Altan kardeşler ve Nazlı Ilıcak'a ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi

Altan kardeşler ve Nazlı Ilıcak'a ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi

Fethullah Gülen yapılanmasına yönelik soruşturma kapsamında yargılanan gazeteci Ahmet Altan ve Nazlı Ilıcak ile akademisyen Mehmet Altan'ın da aralarında olduğu altı sanığa "anayasayı ihlâl" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi.

Karar duruşması, İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Ceza İnfaz Kurumu Yerleşkesi'nde görüldü.

Nazlı Ilıcak, Ahmet Altan, Mehmet Altan, Fevzi Yazıcı, Yakup Şimşek ve Şükrü Tuğrul Özşengül tutuklu bulunuyordu.

Tutuksuz tek sanık Tibet Murat Sanlıman ise beraat etti.

500 günü aşkın süredir tutuklu bulunan sanıklar, "TBMM'yi ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme", "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme" ve "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme" suçlarından yargılanıyorlardı.

Ahmet Altan, Mehmet Altan ve Nazlı Ilıcak mahkemede son olarak şunları söylemişti:

Nazlı Ilıcak:

"Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi içtihadı benim masumiyetimi göstermektedir. Mehmet Altan'a yöneltilen suçlamalar benimkiyle benzerdir. Bizim durumumuz AYM kararıyla emsal sayılmıştır. Kararınızın bu içtihat çerçevesinde vermenizi diliyorum ve beraatimi talep ediyorum."

Ahmet Altan:

"Ben yüzlerce kez yargılandım. Askeri vesayet, 28 Şubat davalarında ve DGM denilen ucubelerde yargılandım. İlk defa Anayasa suçu işleyen mahkeme ile karşı karşıyayım. Bildiğim kadarıyla ne Osmanlı, ne Cumhuriyet tarihinde bunun bir benzeri yok. Bu hukuk dışı, yasa dışı, Anayasa dışı eylemlerden vazgeçmek herkes için daha hayırlı olacaktır."

Mehmet Altan:

"18 aydır beni gizemli delil tanımlamasıyla cezaevinde tutan anlayışa AYM, üç kez hak ihlâli kararı verdi. Yüce Divan yargılasa üç kez beraat etmiş olacaktım. Hepimizin sığınağı evrensel hukuktur. Anayasa ile çelişen yaklaşım hukuk devletini öldürür. Sizin benimle ilgili vereceğiniz karar Anayasa'yı yok sayma noktasındaki ürkütücü resmi ya karartıp korku filmine çevirecek ya da umut serpintisi ile aydınlatacak."