Gazeteci-Yazar Ahmet Altan ve Prof. Dr. Mehmet Altan’ın da aralarında bulunduğu toplam 17 kişi’nin yargılandığı davanın ilk duruşması Çağlayan’da bulunan İstanbul Adliyesinde 26. Ağır Ceza Mahkemesinde saat 10.00’da görülecek.
16 kişi hakkında 3’er kez ağırlaştırılmış hapis cezasının istendiği davada tutuklu olan Altan kardeşler yaklaşık 10 ay sonra ilk defa mahkemeye çıkacak. Duruşma öncesi gazetemize konuşan Altan kardeşlerin avukatı Veysel Ok, bu davada gazeteciliğin, gazetecilerin haber anlayışının yargılandığını söyledi.
Evrensel'den Meltem Akyol'un haberine göre Ok, ifade özgürlüğünü yok sayan bir iddianameyle başlayacak yargılamada tahliye beklediklerini söyledi.
İddianamedeki suçlamaları da hatırlatan Ok, “Bu iddianamede 7 yıl önce yayımlanmış bir haberle, yine köşe yazıları ve 14 Temmuz tarihinde Can Erzincan TV’de yayımlanmış programda darbe çağrıştırıcılığı yapmakla suçlanıyorlar. Soruşturma aşamasında Savcılık Altanların darbecilere subminal mesaj verdiğini iddia etmişti. Ancak iddianamede bu cümleyi kullanmamış, onun yerine darbe çağrıştırıcılığı ifadesini kullanmış. İddianamede söz, yazı ve haber dışında herhangi bir delil yok. Bu iddianame somut delillerle değil niyet okuma ile yazılmış. Savcı Altanların söylemediği, hatta ima dahi etmediği 15 Temmuz darbesini bildiklerini iddia etmiş. Buna kanıt olarak da eleştirel yazıları ile programda kullandıkları cümleleri göstermiş. Üstelik bu iddianamede yer alan darbe çağrıştırıcılığı tamlaması Türk Ceza Kanunu’nda da yok. İddianame dünyada ilk kez “düşünce yoluyla darbe çağrıştırıcılığı” gibi hayatın olağan akışına aykırı bir temel üzerine inşa edilmiş” diye konuştu.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi sürecini de anlatan Ok, “AİHM, nihayet başvurularımız konusunda harekette geçti. Daha önce Ahmet Altan, Mehmet Altan ve Şahin Alpay dosyasına öncelik vermişti. Bu hafta mahkeme Türkiye hükümetinden savunma talep etti. Hükümete 4 Ekim 2017 yılına kadar savunma için süre verdi. Bu AİHM’nin yakın zamanda karar vereceği anlamına geliyor” dedi. AİHM’nin hükümete 8 soru sorduğunu belirten Ok, AİHM’nin sorularından şu örnekleri verdi:
“-AİHS’nin 35. maddesi uyarınca başvuranlar tüm iç hukuk yollarını tüketmişler midir?
-Başvuranların ifade özgürlüklerine bir sınırlama konulmuş mudur?
-Başvuranlara uygulanan ve AİHS’nin 5. maddesini ihlal ettiği öne sürülen özgürlükten yoksun bırakma (tutuklama) AİHS’nin 18. maddesine aykırı olarak öngörülen amaç dışında bir amaçla mı uygulanmıştır?
-Başvuranlar AİHS’nin 5/3. maddesi uyarınca hakim karşısına derhal çıkarılmışlar mıdır?”
Veysel Ok, son olarak iddianamenin de göz önünde bulundurulması durumunda Altan kardeşlerin serbest bırakılması gerektiğini söyledi. Ok, “İddianamede söz, yazı ve haber dışında bir delil yok. Gazeteciliği, gazetecilerin haber anlayışını yargılayan bir iddianame. Bu anlamda biz ifade özgürlüğünü yok sayan bu iddianameyle başlayacak yargılamada, elbette tahliye bekliyoruz, istiyoruz” dedi.
Ahmet Altan, Mehmet Altan ve Nazlı Ilıcak dahil 17 kişi hakkında Gülen Cemaatine yönelik medya soruşturması kapsamında hazırlanan iddianame İstanbul 26’ıncı Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilmişti. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu Savcısı Can Tuncay tarafından hazırlanan iddianamede; Altan kardeşler ve Ilıcak dahil 16 kişi hakkında üçer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenmişti.
İddianamede Altanlar ve Ilıcak’ın darbe girişimini önceden bildikleri ve darbe girişimine zemin hazırlayan söylem ve propagandalarda bulundukları öne sürülmüştü.
Bu üç isim hakkında, darbeye teşebbüs suçunu oluşturan, ‘Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme’, ‘Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme’ ve ‘Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme’ suçlarından üçer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenmişti. Altan kardeşler ve Ilıcak’ın ayrıca söz konusu suçu terör örgütü adına işledikleri belirtilerek ‘Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme’ suçundan ayrıca 7.5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası talep edilmişti.