Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, bütün ülkelerde ciddi şekilde finans piyasalarında dalgalanma olduğunu belirterek, "küresel krizin gelişmekte olan ülkelere yansıdığı 12 Eylül 2008 tarihinden 4 Mart tarihi arasında TL'nin yüzde 39,3 değer kaybettiğini" bildirdi. Şikşek, Gaziantep Ticaret Odası'nı ziyaretinde yaptığı konuşmada, küresel krizin Türkiye'ye yansımalarını sınırlama yönünde ciddi çaba içinde olduklarını belirterek, "Ama şunu da kabullenmek lazım, dünya modern finans tarihinin en büyük küresel kriziyle karşı karşıya. Her ülke kendi imkânları çerçevesinde bazı tedbirler alıyor, ama maalesef bugüne kadar bu tedbirlerin etkili olduğunu söylemek için erken" diye konuştu.
Doların rekor kırma günüBaşta ABD olmak üzere dünya ekonomilerinin krizin etkilerini sınırlamak için bugüne kadar yaklaşık 13,5 trilyon dolarlık tedbir paketi açıkladıklarını ifade eden Şimşek, şöyle devam etti: "Buna rağmen maalesef önce finans sektöründe başlayan daha sonra reel sektöre kredi daralması olarak yansıyan şimdi de reel sektördeki daralmanın tekrar finans sektörüne yansıması şeklinde gördüğümüz süreç, maalesef devam ediyor ve tahribat devam ediyor. Burada sıkıntının kökeni, bankacılık sistemindeki bilanço tahribatına gidiyor, dünyanın en büyük bankaları bugün ya kısmen devletleştirilmiş durumda ya da tamamen piyasadan çekilmiş durumda ya da ciddi şekilde sermaye enjeksiyonu ile karşı karşıya. Eğer problemin başladığı ülkelerde bankacılık sektöründeki sıkıntılar giderilirse, muhtemelen dünya tekrar normalleşme sürecine hızlı şekilde girer." TL yüzde 39.3 değer kaybetti Bakan Mehmet Şimşek, hiçbir ülkenin küresel krizi tek başına giderecek imkâna sahip olmadığını, uluslararası işbirliği gerektiğini vurgulayarak, şunları kaydetti: "Piyasalarda çok ciddi dalgalanmalar var. Bu kriz, 10 Temmuz 2007'de başladı, mortgage kredilerinin problemli yapısının ortaya çıkması Temmuz 2007'ye gidiyor. Ama bu krizin bizim gibi gelişmekte olan ülkelere yansıması ve derinleşmesi 12 Eylül 2008'e dayanıyor. Dolayısıyla resme bir bakarsanız; 4 Mart ile 12 Eylül 2008 arasında TL yaklaşık yüzde 39,3 değer kaybetmiş. Aynı dönemde Brezilyanın Reali yüzde 35, Meksika'nın Pezosu yüzde 44, Polanya'nın Zlotysi'i yüzde 59,19, Macaristan'ın Forint'i yüzde 47,66, Çek Cumhuriyeti'nin para birimi yüzde 29, Kore'nin parası yüzde 40, Güney Afrika'nın parası yüzde 30 değer kaybetmiş.... Liste böyle gidiyor, bir kısmı az bir kısmı çok ama aşağı yukarı bütün ülkelerde ciddi şekilde finans piyasalarında dalgalanma var." ‘Ortalık toz duman’ Borsada da durumun aynı şekilde olduğunu ifade eden Şimşek, bu dönemde ABD borsasının yüzde 40, Frankfurt'un yüzde 39, Japonya'nın yüzde 40, Türkiye'nin yüzde 35, Brezilya'nın yüzde 28, Meksika'nın yüzde 32, Polonya'nın yüzde 42, Macaristan'ın yüzde 48, Çek Cumhuriyeti'nin yüzde 50 civarında, Rusya'nın yüzde 58, Kore'nin yüzde 28, Güney Afrika'nın yüzde 29 değer kaybettiğine dikkati çekti. Şimşek, "Hakikaten bu finansal piyasalardaki dalgalanmalar gerek para birimi gerek borsa ölçeğinde baktığınız zaman, ortalık tabi ki toz duman ve birçok ülkede bunun yansımaları benzer şekilde" diye konuştu. Şimşek, dünyada her tarafta sanayi üretiminde genelde yüzde 10 ile yüzde 40 arasında daralma söz konusu olduğunu, ihracatın da aynı durumda olduğunu anlattı. ‘Türkiye çok güzel şeyler yaptı’ Hükümetin yaptığı çalışmalardan bahseden Bakan Şimşek, faizlerin düşürüldüğünü, vadeleri artırdıklarını, ihracat kredilerinde önemli artışlar sağladıklarını, cansuyu kredisi verildiğini, istihdamın korunması için "kısa çalışma ödeneği" getirildiğini, kamu harcamalarını artırdıklarını, KEY ödemeleri yapıldığını, memurlara geçen yıl net yüzde 21 maaş artışı verildiğini anlattı. Bankaların toplam kredi hacminin 368-370 milyar TL olduğunu bildiren Şimşek, "Kamu bankaları bu krizden önce piyasaya likidite sağlarken, şimdi öyle bir konumdan çıktılar şu anda belki de bankalar arası piyasada kaynak arayışı içindiler. Sıkıntı dönüp dolaşıp uluslararası kredi mekanizmasının çalıştırılmasına geliyor" diye konuştu. Şimşek, Türkiye'nin 12 aydır çok güzel şeyler yaptığını ifade ederek, "Ama, ortalık bu kadar toz dumanken, yüzyılın en büyük krizi varken maalesef bu hem yeterince etkisini gösteremedi hem de yeterince takdir edilmesi de zorlaştı. Dünya ülkeleri dayanışma içinde daha radikal kararlar almalı" dedi. ‘Döviz kurunda Türkiye’ye özgü yeni bir sıkıntı yok’ Kur konusuna değinen Şimşek, "Türkiye'ye ilişkin yeni bir kaygı yok. Türkiye'ye özgü yeni bir sıkıntı yok. Birkaç gündür tamamen dışarıdaki gelişmelerin etkisi ile tekrar bir yeni riskten kaçınma dalgası var. Bu, bunun sonucu" ifadesinde bulundu. Şimşek, sözlerini şöyle tamamladı: "Türkiye'yi güçlendiren unsurlar var. Burada siyasi istikrar var. Hükümetimiz güçlü, bir sürü adımlar attık. Bankacılık sektörümüzün sağlam olması bizim için büyük kazançtır, hane halkının borçlarının çok yüksek düzeyde olmaması bizim için önemli bir artıdır. Kamu finansman dengelerinin bu dönemde faizi indirimine elverişli olması da çok önemli. Biz bu dönemde mümkün olduğunca daha fazla reform yaparak yolumuza devam edeceğiz."